19.01.2007 tarih 2005/1 Esas, 2007/1 Karar sayılı YİBK uyarınca, daha önce aynı yer hakkında davacı tarafından açılan tescil istekli dava bulunduğu takdirde, TMK'nın 713/1 ve Kadastro Kanunu'nun 14/1. maddelerinde aranılan 20 yıllık sürenin, ilk davanın kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı-
Beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HMK.nun 261. maddesi uyarınca giderilmesinin, olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarının alınmasının, duruma göre pasif husumet ehliyetinin değerlendirilmesinin, kök muris T.den kalan taşınmazlar bakımından davacının muris T.’ye ait veraset belgesindeki payı oranında iptal ve tesciline karar verilmesinin düşünülmesinin, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak açılan davalar Kadastro Mahkemesi’nce devredilmiş ve henüz derdest iseler, eldeki dava dosyası bakımından görevsizlik kararı verilmesinin gerekeceği, şayet değinilen Asliye Hukuk Mahkemesine ait dosyalar herhangi bir şekilde kesinleşmiş iseler bu takdirde görevsizlik kararı verilmeyip davaya olduğu bu haliyle bakılmasının gerekeceği-
TMK.nun 713/3.maddesi uyarınca bu tür tescil davalarında Hazine’nin yanında ilgili diğer kamu kuruluşuna husumetin yöneltilmesinin asıl olduğu, ayrıca, tescil davaları olumlu ya da olumsuz neticelensin, yasal hasımlara yargılama gideri ve avukatlık ücretinin yükletilemeyeceği, öte yandan, paftasında yol olarak bırakılan bu yer için gerekli ilanların mutlak surette yapılmasının gerekeceği, bundan amacın, yararı olan kişilere itiraz imkanı sağlamak olduğu-
Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin malvarlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayandığı ve bu ilkenin; haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirme yükümlülüğü altında bulunduğunu ifade edeceği-
Tescil davasının konusunu ancak tapusuz taşınmazlar oluşturacağından ve çifte tapunun önlenmesi bakımından teknik bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve ekli kroki gönderilmek suretiyle taşınmazın tapulu yerlerden olup olmadığının Kızıltepe Tapu Sicil Müdürlüğü’nden ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince aynı çalışma alanında belgesizden davacı adına tespit gören taşınmaz bulunup bulunmadığı Kadastro Müdürlüğünden sorularak varsa tapu kayıtları ile kadastro tutanaklarının getirtilerek 40 ve 100 dönüm limitinin aşılıp aşılmadığının araştırılmasının ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar vermek gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kadastro çalışmalarında paftasında yol olarak belirlenen bir yer için makul süre içerisinde tespit öncesi nedenlere dayanılarak tescil davası açılması mümkün olduğu gibi, yine paftasında yol olarak belirlenen bir taşınmaz için kadastrodan sonraki zilyetliğe dayanılarak tescil davası açılmasının da olanaklı olduğu, öte yandan, böyle bir yere gübre dökülmesi gibi eylemlerin ekonomik amaca uygun zilyetlik sayılmadığı, esasen, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarından da davacının bu yerde ekonomik amaca uygun zilyetliğinin olmadığı sonucuna ulaşıldığı-