-İİK.128/a kapsamında kıymet takdirine itiraz niteliğinde olmayan- İcra müdürlüğünce İİK. 24'e göre takibe konu edilen ilam konusu menkulün değerinin tespitine ilişkin şikayet üzerine icra mahkemesince verilen kararının temyizi kabil olduğu-
HMK'nin 321.maddesinde belirtilen şekilde hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilemediği hallerde gerekçeli kararın mutlaka taraflara tebliğ edilmesi gerektiği- İİK. 363/1 uyarınca icra hukuk mahkemelerince verilecek kararların temyiz süresinin tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gün olduğu- Maddedeki “tefhim” kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılmasının zorunlu olduğu- Bu nedenle, yukarıda açıklanan nitelikte bir tefhim varsa temyiz süresinin tefhim tarihinden itibaren, aksi halde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı-
Kararın tefhimi, "mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşeceği- Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebileceği- Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekeceği- 321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar”dan kastedilenin HMK'nin 297. maddesindeki unsurlar olduğu; Buna göre; mahkemenin, tahkikatın tamamlanmasından sonra, tarafların son beyanlarını alıp yargılamanın sona erdiğini bildirdikten sonra hükmü tefhim etmesi ve kural olarak mahkemece kararın tefhiminde hükme ilişkin tüm hususların açıklanması gerektiği- İcra İflas Kanunu'nun 363/1. maddesi uyarınca icra hukuk mahkemelerince verilecek kararların temyiz süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gün olduğu- Maddedeki “tefhim” kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması gerektiği- Bu nedenle, yukarıda açıklanan nitelikte bir tefhim varsa temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren, aksi halde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı-
Şikayetin reddine dair verilen kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine, borçlunun temyiz yoluna başvurduğu ve Yargıtay 12. HD.nce "icra vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerektiği" gerekçesi ile "Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırıldığı ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına" karar verildiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince bozmaya uygun karar verilmesi üzerine kararın temyiz incelemesi için Yargıtay'a gönderilmesi gerektiği, Bölge Adliye Mahkemesinin bu durumda istinaf incelemesi yapma yetkisinin olmadığı-
"Kendisine TMK 887 gereğince muacceliyet ihbarnamesi gönderilmediğinden" bahisle takibin iptali istemine yönelik şikayet yoluna başvuran ipotekli taşınmaz malikinin verilen kararı istinafı üzerine verilecek karar beklenmeden ihale yapılmasının, mümkün olmadığı (İİK. mad. 363/4)- Bu durumun icra mahkemesince re'sen dikkate alınması gerektiği- İpotek veren yönünden satış mümkün olmadığından bu durumda zorunlu takip arkadaşı olan borçlu şirket yönünden de taşınmazın satışının mümkün olmadığı- O halde, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekmekte olup, ilk derece mahkemesince verilen şikayetin reddine ilişkin karara yönelik istinaf başvurusunun bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olmakla, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Dairemizin, istinaf süresinin yüze karşı verilen kararlarda tefhimden itibaren başlaması gerektiğine ilişkin tespitinin, Anayasa Mahkemesi’nce ilk derece mahkemesinin istinaf süresini tebliğden başlatması nedeniyle, ihlal oluşturduğu sonucuna varıldığı-
İcra mahkemesi kararı istinaf yoluna başvurana tefhim edildiği halde, istinaf dilekçesi süre geçirildikten sonra verilip kaydedildiğinden, borçlunun istinaf isteminin süre aşımından reddine karar verilmesi gerektiği-
Muhtıranın içeriğine göre istenilen menkul bedelinin istinaf inceleme sınırı içerisinde kaldığından, taşınır teslimine ilişkin ilamlı takipte çıkartılan muhtıranın iptaline ilişkin şikayete ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesi gerektiği-
İstinaf yoluna başvuru süresinin kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 10 gün olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince, on günlük istinaf süresinin geçirildiği gerekçesiyle, davacı/borçlu vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi üzerine, borçlu vekilinin temyiz dilekçesinde; istinaf süre tutum dilekçesinin süresinde sunulduğunun ileri sürdüğü, iş bu nedenle UYAP ekranında yapılan incelemede, borçlu vekilinin göndermiş olduğu istinaf süre tutum dilekçesinin onay tarihinin 19/02/2019 olduğu, dolayısıyla, dilekçe onay tarihi itibariyle borçlu vekilinin istinaf isteminin süresinde olduğunun anlaşıldığı-
İstinaf yoluna başvuru süresinin kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 10 gün olduğu, dosyanın incelenmesinde, 28/06/2018 tebliğ tarihinden itibaren yasal 10 günlük sürenin 08/07/2018 pazar günü sona erdiği, alacaklının göndermiş olduğu gerekçeli istinaf dilekçesinin havale tarihinin 09/07/2018 pazartesi günü olduğu, dolayısıyla, dilekçe havale tarihi itibariyle alacaklının istinaf isteminin süresinde olduğunun anlaşıldığı-