İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinde, şikayetçi borçlu .......... ve diğer borçluların icra emrinin iptali talebi ile yapmış oldukları şikayet başvuruları üzerine, ............. İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile şikayetin reddine karar verildiği ve şikayetçi borçlu tarafından 14.12.2020 tarihinde istinaf yoluna başvurulduğu görülmekte olup, istinaf başvurusu üzerine verilecek karar beklenmeden 01.09.2021 tarihinde ihale yapılması İİK'nın 363/son maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, taşınmazların satışının mümkün olmadığı- Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, icra emrinin iptali istemli şikayet niteliğinde olup, itfa ve imhal iddiasına dayalı icranın geri bırakılması istemini içermediğinden İİK'nın 149/a-2 maddesinin somut olayda uygulama yerinin olmadığı-
12. HD. 17.10.2023 T. E: 7166, K: 6262
İhalenin feshini isteyen şikâyetçinin satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu "ayrıca" ve "açıkça" ileri sürmediği sürece, kamu düzeninden olmayan bu hususun re'sen fesih nedeni olarak incelenemeyeceği- Şikâyetçi borçlu vekilinin ihalenin feshi isteminde "satış ilanının müvekkiline usulsüz tebliğ edildiği" ileri sürmesi ve icra mahkemesince "borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği" gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesinden sonra, kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince "satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olduğu" gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüyle "şikâyetin reddine" karar verilmiş olup bu kez karar borçlu vekilince temyiz edildiğinde, borçlu vekili temyiz dilekçesinde "müvekkiline yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunu" ayrıca ve açıkça ileri sürülmediğinden, bu hususun Özel Daire tarafından re'sen dikkate alınarak bozma konusu yapılmasının hatalı olduğu-
12. HD. 11.10.2023 T. E: 6029, K: 6002
12. HD. 02.10.2023 T. E: 5493, K: 5541
İcra mahkemelerinin hukuka ilişkin kararlarına karşı kanun yollarında parasal sınırların uygulanmasında, hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınması gerektiği- İlk derece mahkemesinin direnme kararının verildiği tarihte uyuşmazlık konusu değerin, kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmadığı- "-5311 s. K. m. 24 ile değişik- İİK. 363/1 uyarınca, ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarı (01.01.2022 tarihinden itibaren) 18.710,00 TL geçmeyen şikâyet ve itirazlarla ilgili icra mahkemesi kararların kesin olduğu, somut uyuşmazlıkta kesinlik sınırının tespitinde İİK. 363/1'in uygulanması gerektiği" görüşünün HGK. çoğunluğunca benimsenmediği-
Kısa kararının tefhimi üzerine 10 günlük istinaf süresinde süre tutum dilekçesi sunulmadığından süresinden sonra yapılan istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği (İstinaf yasa yoluna başvuru süresinin tefhimden itibaren başlatabilmesi için kurulan kısa kararın gerekçe içermesinin yasal bir zorunluluk olduğuna ilişkin itirazın kabul görmediği)- 650.000,00 TL bedelli senet üzerindeki "iş bu emre muharrer senet aynen döviz cinsi üzerinden ödenecektir" ibaresiyle, 650.000,00 TL'nin ödeme tarihindeki kura göre döviz cinsinden ödeneceğini düzenlediğinden senedin geçerliliğini etkilemeyeceği- "Borçlunun borca itirazı ile çelişen imza inkarı" dinlenmeyeceğinden, borçlunun imza inkarında bulunduktan sonra senedin teminat olarak verildiğini beyan etmekle borca itiraz etmesi halinde artık imza inkarının dinlenmeyeceği-
12. HD. 06.06.2023 T. E: 2022/12352, K: 4005
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde verildiği gözetilerek, gerekçeli istinaf isteminin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile sadece kamu düzeninden inceleme yapılarak yazılı gerekçe ile istinaf talebinin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Şikayet konusu işlemin İİK'nın 363. maddesinde belirlenen kesin nitelikteki kararlardan olmadığı anlaşılmakla, mahkemenin .............. tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek esasa yönelik inceleme yapılmakla; takibin ilamlı icra takibi olduğu ve borçluya icra emrinin tebliğ edilerek takibin kesinleşmiş olduğu, şikayetçinin açmış olduğu takibin iptali davası hakkında açılmamış sayılmasına karar verildiği ve bu kararın da kesinleşmiş olduğu, kaldı ki, İcra Mahkemesince verilen kararların istisnalar haricinde kesinleşmesi gerekmediği, bu sebeple söz konusu istemin de kesinleşmesinin gerekmediği, yine dayanak ilamdaki bilirkişi raporunun hatalı düzenlendiği iddiasının ve Orman İdaresinin zararının olmadığına yönelik bilirkişi raporunun dar yetkili icra mahkemesince değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, İcra Müdürlüğü ve mahkemelerin ilamı aynen uygulamakla yükümlü olduğu, kesinleşmiş ilam ve takip gereğince şikayetçiye gönderilen ihtarnamede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-