Somut olayda, icra mahkemesince verilen kararın taraflara 18.05.2017 tarihli celsede tefhim edildiği, borçluların İİK’nın 363. maddesi uyarınca süresi içinde, yani 22.05.2017 günü, HMK’nın 342/3. maddesine uygun olacak şekilde istinaf dilekçesini (süre tutum) verdiği halde, istinaf sebeplerinin süre tutum dilekçesinde belirtilmediği, gerekçeli kararın 29/06/2017 tarihinde davalı alacaklıya tebliğ edildiği, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 10 günlük süre içerisinde istinaf sebeplerini belirtir dilekçe verilmediğinin anlaşıldığı- Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince '' HMK’nın 342/2/e 342/3. maddesinde belirtildiği üzere, istinaf dilekçesini reddetmeden, HMK’nın 352 ve 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi'' gerekeceği-
Somut olayda, ilk derece mahkemesince verilen kararın, borçlu vekiline 01/06/2017 tarihli duruşmada tefhim edildiği, borçlu vekilinin İİK’nun 363. maddesi uyarınca süresi içinde 09/06/2017' de HMK’nun 342/3. maddesine uygun olacak şekilde istinaf süre tutum dilekçesini verdiği, borçlu vekilinin, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararı 11/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği halde, istinaf gerekçelerini içeren dilekçesini 10 günlük süresinden sonra sunduğunun görüldüğü- Bu durumda, bölge adliye mahkemesince '' HMK’nun 342/3.maddesinde belirtildiği üzere, istinaf dilekçesini reddetmeden, HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapılarak, şayet incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık tespit edilmez ise, işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereği, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi'' gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, süresinde gerekçeli istinaf dilekçesi verilmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının sadece kamu düzeni yönünden inceleme yapılması gerektiği-
Alacaklı vekili, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini gerekçeli kararın tebliği ile öğrendiğinden, gerekçeli karar tebliği tarihine göre vekalet ücreti ve yargılama gideri ile sınırlı olarak yapılan temyiz talebinin süresinde olduğu-
Takibin iptali veya taliki istemiyle yapılan başvurunun icra mahkemesince verilen ara karar ile reddedildiği- Bu ara karar ihtiyati tedbir niteliğinde olmadığından İİK’nun 365/3. maddesi gereğince istinaf isteminin reddinin isabetli olduğu-
Muhafaza işlemine yönelik şikayet üzerine verilen icra mahkemesi kararlarının kesin nitelikte olduğu-
14/11/2018 tarihinde tefhim edilen icra mahkemesi kararının 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra, 17/01/2019 tarihinde istinaf edilmesi halinde istinaf isteminin süre aşımından reddine karar verilmesi gerektiği-
Teminat mektubunun paraya çevrilmesine ilişkin kararın kesin nitelikte olduğu-
İcra mahkemesince verilen kararın her iki taraf vekiline 18/04/2017 tarihli duruşmada tefhim edildiği, borçlu vekilinin süresi içinde (yani 20/04/2017 günü), usulüne uygun istinaf başvurusuna ilişkin dilekçesini verdiği olayda Bölge Adliye Mahkemesinin yapılacağı işin istinaf dilekçesini reddetmeden, kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi olduğu- İstinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden; işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği- Bölge Adliye Mahkemesi'nce, süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi verildiği halde, incelenen ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı da tespit edildiğinde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, usulden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu-
İstinafı kabil olan icra mahkemesi kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının 1.000 TL’yi geçmesinin şart olduğu- Kesinlik sınırının, 20.07.2016 tarihinden itibaren 2.190 TL, 02.12.2016 tarihinden itibaren 7.000 TL, 01.01.2017 tarihinden itibaren 7.260 TL, 01.01.2018 tarihinden itibaren 8.310 TL olarak uygulanması gerektiği- Somut olayda temyiz eden alacaklılar vekilinin istinaf dilekçesinin incelenmesinde temyizin yalnızca kötüniyet tazminatı ile sınırlı tutulmayıp kararın bütününe yönelik olduğu gibi, hükmedilen kötüniyet tazminatı miktarı 50.280,52 TL olmakla ilk derece mahkemesi kararının istinaf kabiliyeti bulunduğu ve kesin olmadığı açık olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi'nin işin esasının incelenmesi gerektiği-