Haczedilmezlik şikâyetinin, icra mahkemesince tedbir kararı verilmedikçe (İİK 22) satış isteme süresini kendiliğinden durdurmayacağı- Borçlunun haczedilmezlik şikâyetinde bulunmasının alacaklının satış talebine engel olmadığı- İİK m. 363/4 uyarınca, şikâyet hakkında verilen icra mahkemesi kararı kesinleşmeden icra müdürlüğünce satış işlemi yapılamazsa da istinaf yoluna başvurulmasının alacaklının satış isteme süresini durdurmayacağı- İlk derece mahkemesinin karar tarihinde haciz kalkmamış olduğundan ve alacaklı şikâyet konusu taşınmazın satışını İİK 106 uyarınca bir yıllık sürede talep etmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı verdiği tarihte haciz kalkacağı- Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sırasında haciz kalktığından konusuz kalan şikâyetin "esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmesi gerektiği- "Şikâyet tarihinde haczin kalkmadığı, şikâyet tarihindeki şartlara göre meskeniyet şikâyetinin esasının incelenerek değerlendirme yapılması gerektiği, aksi hâlde alacaklının her defasında yeniden haciz istemesi ve satış masraflarını yatırarak satış talep etmesi gerektiği"  şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Bölge Adliye Mahkemelerinin şikayetin süreden reddi kararının İİK m. 365/1-son gereğince kesin nitelikte olup temyiz kabiliyeti bulunmadığı-" İcra mahkemesi kararlarına karşı konu itibariyle istinaf yolu kapalı olan kararların İİK m. 363 ile kanun içindeki muhtelif maddelerde açıkça belirtilmiş olduğu, bu kararlar dışındaki tüm kararların konusunun miktar veya değeri İİK m. 363'deki sınırı geçtiği takdirde istinaf yolu açık kararlar olduğu, İİK m. 364'de ise konu itibariyle bir sınırlama getirmeksizin Bölge Adliye Mahkemelerince verilen ve miktar veya değeri maddede belirtilen temyiz sınırını geçen kararlara karşı temyiz yolunun açık olduğunun düzenlendiği, bu hükümler dışında istinaf veya temyiz yolunun kapalı olduğuna ilişkin hüküm bulunmadığı, İİK m. 365/son'da geçen ‘kesin’ ibaresinin temyiz yolunun kapalı olması anlamında olmadığı, fıkranın değişiklikten önceki halinde olduğu gibi, kararın verilmek üzere dosyanın icra mahkemesine geri çevrilmeden doğrudan istinaf mahkemesince karara bağlanacağı şeklinde yorumlanması gerektiği, somut olayda temyiz incelenmesi istenilen karar ihalenin feshi isteminin yasal süre aşımından reddine ilişkin olup temyiz kabiliyeti bulunmakta olduğundan işin esasının incelenerek sonunca göre bir karar verilmesi gerektiği " şeklindeki karşo görüşe itibar edilmediği-
Somut olayda, icra mahkemesi kararı istinaf yoluna başvurana 05.06.2022'de tebliğ edildiği halde, istinaf dilekçesinin yasal 10 günlük süreden sonra 16.06.2022 tarihinde verilip kaydettirildiği ve istinaf isteminin süresinde olmadığının tespit edildiği- O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, İİK'nın 365/3. maddesi gereğince istinaf isteminin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Uyuşmazlık, İİK'nın 106–110. maddeleri gereğince haczin kaldırılmasına ilişkin ise de, şikayetçi alacaklı olduğundan, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin içtihatları gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kesin nitelikte olmadığı-
Şikayetçi borçluların icra mahkemesine başvurusu, sair nedenlerin yanı sıra "takibin mükerrer olduğu" iddiasına dayalı "takibin iptali" istemli şikayet olup, bu kararın istinaf başvurusu üzerine verilecek karar beklenmeden ihale yapılmasının İİK m. 363/4' e aykırılık teşkil ettiği, şikayetçi borçlu yönünden taşınmazın satışının mümkün olmadığı ve dosya kapsamından anlaşılan bu durumu icra mahkemesinin re'sen dikkate alıp ihalenin feshi isteminin kabulüne karar vermesi gerekeceği-
Satış talebinin reddine ilişkin icra mahkemesi kararının kesin olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin incelenmesi gerektiği (Yargıtay 12. HDnin önceki içtihadından döndüğü)-
Satış talebinin reddine ilişkin icra mahkemesi kararının kesin olmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin incelenmesi gerektiği (Yargıtay 12. HD'nin önceki içtihadından döndüğü)-
Şikayet dilekçesinde, "icra müdürlüğünün, satış talebinin kabulüne dair kararının iptali isteminin yanı sıra, icra emrinin hiç tebliğ edilmemesi nedeniyle takibin ya da icra emrinin iptali talebi de bulunduğundan ve bu hususta verilen kararların kesin olduğuna dair herhangi bir mevzuat hükmü de olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen temyiz isteminin reddine" dair 02.4.2024 tarihli ek kararın yerinde olmadığı-
Dairemizin önceki içtihadından dönülmek suretiyle satış talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işlemi hakkındaki ilk derece mahkemesi kararının konu itibariyle kesin olmadığı; bu işlem hakkındaki karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği kanaatine varıldığı- Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan incelenmesi gerektiği-
Kanun koyucu İİK 363. maddede "sınırlı sayma ilkesi" kapsamında hangi işlemlere yönelik kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağını açıkça belirlenmiş olduğundan; sınırlı sayıda sayılan işlemler dışında kalan işlemler hakkındaki kararlara karşı istinaf yolu açık olup Bölge Adliye Mahkemesince işin esası incelenerek karar verilmesi gerekeceği- Somut olayda, "satış talebinin reddine" ilişkin icra müdürlüğü işlemi, İİK’nın 363. maddesinde sayılan işlemlerden olmadığından, Dairemizin önceki içtihadından dönülmek suretiyle satış talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işlemi hakkındaki ilk derece mahkemesi kararının konu itibariyle kesin olmadığı; işbu işlem hakkındaki karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği-