Borçlu şirketin iflasına ilişkin kararın kesinleşmesi ile hakkındaki takiplerin düştüğü ve davacı alacaklının davayı takip için iflas idaresinden yetki aldığı görüldüğünden, konusu kalmayan tasarrufun iptali davasında, davacı ve davalının haklılık durumunun tespiti gerektiği- Yargılama devam ederken borçlu iflas ettiğinden, davacı alacağı ile davalı üçüncü kişinin alacağının iflas masasına kaydı talep edilmiş, alacaklının alacağının bir kısmı kabul edilirken davalı üçüncü kişinin alacağı red edilmiş olup, dosya kapsamından davacı üçüncü kişinin, kayıt kabul ve sıra cetveline itiraz davası açtığı, davanın red edildiği ancak henüz kesinleşmediği anlaşıldığından ve anılan kararın davalı üçüncü kişi lehine bozulması halinde, iflas masasından alacaklarını davacı ile birlikte garamaten alacağından, davacının hukuki yararı bu hali ile de mevcut olup, davadaki haklılık durumunun tespiti anılan davanın kesinleşen sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği-
Davalı, diğer davalı şirketin icra takibine konu alacağını temellük aldığını, davacı tarafından Cumhuriyet Başsavcılığındaki soruşturma ile resmi evrakta sahtecilik ve bedelsiz senedi kullanmak suçundan yaptığı şikayette kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davalı borçlular aleyhine başlatılan takibin kesinleşmesi ile davanın rededilmesi gerektiği-
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerektiği- Somut olayda her ne kadar ilamda vekalet ücretinin alacak miktarı üzerinden nispi olarak hesaplanması gerektiğinden bahisle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş ise de, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olması gerektiği, dolayısıyla mahkemece maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin karar düzeltme istemi yerinde olmakla kararın kaldırılarak yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerektiği-
Yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, yargılamanın devam ettiği mahkemece davalı lehine vekalet ücretinin tayini gerektiği, yetkisizlik kararı nedeniyle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerektiği-
İlk derece mahkemelerince verilen görevsizlik kararları hakkında istinaf incelemesi sonucunda verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının kesin olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerektiği-  Davacının alacağı daha yüksek olduğundan, reddedilen tasarrufun iptali davasına konu taşınmazın gerçek değeri üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği- Somut olayda, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinde esas hakkında bir karar verilmediğinden harcın maktu olarak alınması gerekirken yazılı şekilde nisbi harca hükmedilmesi isabetsiz olsa da yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerektiği-
Her iki dava yönünden davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi ve her bir dava yönünden ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmamakla birlikte davalı borçlu ve üçüncü kişi mecburi dava arkadaşı olup red sebepleri de aynı olduğundan lehlerine tek vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ancak yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerektiği-
Temyiz ve karar düzeltme istemi red edilerek bu taleplerinde haksız olduğu sabit olan davacının yargılama giderlerinden sorumlu olmayacağı-
Davalılar kötü niyetli olmadığı, bu hali ile haklı oldukları sabit olduğundan bu davalıların yargılama giderinden sorumlu olmamaları ve lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu- Davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde yargılama giderinin davadaki haklılık durumuna göre takdir edilmesi gerektiği- Somut olayda davalıların haksız olduğu gerekçesi ile mahkemece de buna uygun olarak karar verilmiş olmakla birlikte hüküm fıkrasında temyiz masrafının davacıdan tahsiline karar verilmesi, aynı zamanda hüküm fıkrasında çelişki oluşturması, usul ve yasaya aykırı olduğu ancak yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerektiği-