Borçlu kooperatife ait taşınmazların ferdileşme nedeniyle davalılar adına tescil edildiği ve tescil tarihinden, tasarrufun iptali davasının açıldığı tarihe kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği görüldüğünden, davanın reddi gerekeceği- Davanın reddine karar verilmesi halinde, davalının hükmü temyiz etmesinde hukuki yararının bulunmayacağı-
Tasarrufun iptali istemiyle açılan davada 29/05/2019 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi "İstinaf" olup, görevli merciinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi olduğu-
İlk derece mahkemelerince verilen yetkisizlik kararları hakkında yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının kesin olduğu-
Davalı üçüncü kişinin, davalı borçlunun sahibinin babasının şirketinden olan alacağına karşılık araç devralmasına ilişkin işlemin iptaline ve davacıya, icra dosyasına konu alacağın faiz ve ferileri ile sınırlı olmak üzere bu araçlar üzerinde cebri icra yapma yetkisi verilmesine karar verilmesi gerektiği- Hükümde davanın tarafı olmayan, dava sırasında da davaya dahil edilmeyen kişi aleyhine feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalıya usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip hüküm tesisinin doğru olmadığı- Somut olayda, mahkemece davalı yönünden İİK 277 ve devamı maddelerinin dava konusu tasarruf ile ilgili nasıl değerlendirildiği, ne gerekçe ile karar verildiği açık ve anlaşılır olmadığından, kararın Yargıtay tarafından denetime de elverişli olmadığı- Davalı borçlu firma yetkilisi ile diğer davalının kardeşi olduğu, davalı 3. kişinin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğunun anlaşılmasına göre davalıların davada haksız olduklarının sabit olduğu, yargılama giderinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları gerektiği-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, mahkemece İİK 277 ve devamı maddelerinin her bir tasarruf için nasıl değerlendirildiği, ne gerekçe ile karar verildiği açık ve anlaşılır olmadığı gibi, karar denetime de elverişli olmadığından hükmün bozulması gerektiği-
Davacının süresinde yenilenme talebinde bulunulduğu dikkate alınarak yenileme harcının yatırılması için herhangi bir süre verilmeden ve mahkeme kalemince harcın istenmesine rağmen geç yatırıldığı belgelenmeden doğrudan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmadığı bu nedenle mahkemece, davanın süresinde yenilendiği ve sonrasında da yenileme harcının yatırılarak eksikliğin giderildiği hususu da dikkate alınarak davaya devam edilmesi gerektiği-
İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, genel hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığından ve HMK. mad. 371'in uygulanmasını gerektirici nedenler bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının, geri çevirme kararı ile incelenmesine ihtiyaç duyulan takibe ilişkin takip evrakları, ödeme emirlerinin bulunduğu yerden getirtilmesi istenmişse de, geri çevirmenin gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşıldığından bu belgelerin bulunduğu yerden getirtilerek evraka eklendikten sonra temyiz incelemesinin yapılacağı-
Tasarrufun iptali davalarında, harcı ve vekâlet ücretini belirleyecek değerin, tasarruf tarihindeki taşınmazın gerçek değeri ile davacının alacak miktarından hangisi az ise o değer üzerinden ve AAÜT de belirlenen nispi tarifeye göre hesaplanması gerektiği-