Yargılama sırasında davalının öldüğü, mahkeme ilamı ile mirasçılarının mirası red ettiği anlaşıldığından, bu konunun artık miras hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği ve anılan mirasın reddi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmesi halinde mahallin sulh hukuk hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanarak, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunması gerektiği- Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemler olduğu-
Serbest Bölgelerdeki üst yapı hakkının devrine ilişkin tasarrufların açılan tasarrufun iptali davasına konu olabileceğinden bahisle bozulan kararın bozma sonrasında, mahkemece dava konusu üst hakkının devrinin engellemesi için ihtiyati haciz konulacağı-
Tasarrufun iptali davalarında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğu ve davalıların yerleşim yerlerinin İstanbul olduğu belirtilerek, mahkemenin görevsizliğine ve yetkisizliğine, kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna gidilipte başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri'ne gönderilmesine karar verileceği-
Taşınmazın maliki olmayan icra takibindeki diğer borçlu hakkında açılan tasarrufun iptali davasının pasif husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanması gerektiği- Somut olayda takip konusunun 500.000,00 TL olduğu, gayrımenkulün tasarruf tarihindeki gerçek değerinin ise 6.718.716,00 TL olduğu tespit edildiğinde, davalılar lehine takip değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanacağı-
Tasarrufun iptali davasında, ilk derece mahkemesinin yetkisizlik nedeniyle verdiği red kararının bozulması sonucunda yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin yetkili ve görevli mahkemece yapılacak yargılama sonunda hüküm altına alınacağı-
Dava konusu icra takiplerine davalı borçlu tarafından takibin taliki ve iptali davalarının açıldığı, takiplerin de durdurulduğu anlaşılmakta ancak dosya akıbetlerinin ne olduğu anlaşılamadığından incelenmesine ihtiyaç duyulan; dayanak dava dosyaların (ilgilisinden dosya numaraları da öğrenilerek) ilgili merciinden talep edilerek dosya arasına alındıktan sonra temyiz incelemesinin yapılacağı-
Borçlunun babadan kalma gayrımenkullerinin olmasına göre aciz halinde olmadığının ve davanın 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı (İİK. mad. 284) anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının reddi gerekeceği- Dava, ön koşul yokluğundan red edildiğinden, davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
6183 Sayılı Yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; davacı idare yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nisbi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekeceği-
Davanın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu- Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı, tasarrufun iptali davasının kabulü neticesinde kesin hacze dönüşecek olmakla, verilen ilamın davacı alacaklı tarafından icra dosyasına ibrazı ile cebri icra işlemine devam edilebileceği hususunun açık olduğu- Mahkemece ihtiyati haciz yerine, "ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı" verilmesi durumunda dahi verilen kararın "ihtiyati haciz kararı" olduğunun kabulünde zorunluluk bulunmadığı- Taşınmaza ihtiyati haciz şerhi konulmakla taşınmazı sonradan satın alanlar, bu kayıtla yükümlü olarak almış olduklarından, davacı alacaklı son malikin malvarlığından alacağını tazmin edebileceği; davacının alacağını bu yolla elde etme imkanı varken TMK.m.1007 kapsamında tapu müdürlüğünün sorumluluğuna gidilemeyeceği-