İhtiyati haczin geçici bir hukuki koruma tedbiri olduğu- İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için esas hakkında kesin bir kanaat oluşmasına gerek bulunmadığı gibi tam bir ispat aranması da gerekmediği- İhtiyati haczin, davacı alacağının tahsilini garanti altına almak için davalıların mallarına geçici olarak el konulması olduğu- Tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, tasarrufun iptaline ilişkin davalarda geçici hukuki koruma yolu olarak sadece ihtiyati haciz talep edilebileceğinin benimsendiği, dava konusu taşınmazların, mal kaçırma kastı ile dava dışı borçlu şirketin yönetim kurulu başkanı ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmede imzası bulunan davalı borçlu tarafından, akraba ve tanıdıkları olan diğer davalılara devredildiği iddiasıyla eldeki davanın açıldığı ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak ispatlanması gerekmediği, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği, davacının dava açmakta haklı olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz için davaya ilişkin tüm koşulların ispatlanmasının beklenemeyeceği- Bu tür davalarda, kanunda aranan ön koşulların bulunması halinde, kıyasen İİK'nin 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılacağından ve henüz bu yönlere ilişkin yargılama yapılıp deliller toplanmadığından, yaklaşık ispatın gerçekleştiği nazara alınarak mahkemece -teminatsız- ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru görülmediği-    
Davacı alacaklı tarafından borçlu hakkında İİK'nun 33/a-2 maddesi gereğince bir davanın açılmamış olduğunun sabit bulunmasına, borçlunun açtığı davanın bu anlamda bir dava olmamasına göre tasarrufun iptali davasının reddine karar vermek gerekeceği- Davacının açtığı ve birleştirme kararı verilen 6 adet davadan yatırılan harçlar dikkate alınarak, harcın hesaplanması gerekirken tek davadaki harç esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesinin isabetli olmadığı, ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte olmadığı-
Davalı borçlu tarafından davalı üçüncü kişiye devredilen dava konusu aracın, temyiz aşamasında davalı üçüncü kişi tarafından dava dışı ........ isimli işyerine devredildiği davalı üçüncü kişi tarafından beyan edildiğinden, mahkemece dava konusu aracın davalı üçüncü kişi tarafından dava dışı kişilere devredilmiş olup olmadığı araştırılıp tespit edilmesi ve davacıdan; aracın devredildiği dava dışı kişileri davaya dahil edip etmeyeceğinin ya da İİK'nun 283/2 maddesine göre davasını bedele dönüştürüp dönüştürmediğinin sorulması gerekeceği- Mahkemece; davalı borçlu tarafından davalı üçüncü kişiye devredilen ev eşyaları yönünden İİK'nun 278/3-1 ve 280/1. maddeler gereğince davalı borçlunun eşinin, eşinin borçlarından haberdar olduğu gerekçesiyle dava kabul edilmişse de; dava konusu edilen bu ev eşyalarının İİK’nun 82/3 maddesi gereğince haczedilebilir eşyalar olup olmadığı karar yerinde tartışılmadığından kararın bu yönden bozulması gerekeceği- Dava konusu tasarruflar birden fazla olduğundan, her bir tasarruf için satış tarihindeki gerçek değerler ile icra takibindeki alacak (şayet aciz belgesi var ise bu belgedeki) miktarı nazara alınarak ayrı ayrı harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilip davalıların sorumlu olduğu miktarın ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken davalıların tek vekalet ücreti, harç ve yargılama giderinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Dairemizin ilamında davacı elinde aciz belgesinin olmadığı ve geçici aciz belgesi niteliğinde bir haciz tutanağının olmadığı belirtilmiş ise de, bozmadan sonra davacı alacaklı tarafından borçlunun adreslerinde haciz yapıldığı ve İİK'nun 105. madde niteliğinde olan bir haciz tutanağının sunulduğu, bu halde, ön koşul eksikliğinin giderildiğinin kabulü ile davanın esasına girilmesi gerekeceği- Borçlu hakkında alınmış bir aciz vesikası olmadığı ve İİK'nun 105. maddesi kapsamında yapılmış bir haczin de bulunmadığından bu dava koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Somut olayda, davacının takip konusu olan alacağı 270.000,00 TL olup iptaline karar verilen taşınmazın gerçek değeri ise 90.670,00 TL olarak belirlenmiş olduğundan, taşınmazın gerçek değeri olan 90.670,00 TL üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece dava konusu gayrimenkulün davalılar arasındaki satış işlemine ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya icra dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken kararda yalnızca tasarrufun iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu, yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden kararın bu yönde düzeltilmesi gerektiği-
Davada taraf olmayan kişilerin malvarlıkları üzerine ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği- İlk Derece Mahkemesince de bu gerekçeyle, 02/09/2020 tarihli ara kararına karşı davalılarca yapılan itirazın kabulüne ve ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiş olmasının, usul ve kanuna uygun olduğu-
İhtiyati haczin, İİK'nun 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiş bulunmasına, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın kesin olarak kanıtlanmasının gerekmemesine, iptal isteğine konu taşınmazların davalılar C...  ve  U...  tarafından elden çıkarıldığı, bu nedenle görülmekte olan davada, davalıların nakdi tazminatla yükümlü tutulmalarının  istenilmiş olmasına ve tasarrufun iptali isteğine konu taşınmazların elden çıkartıldıkları tarihteki gerçek değerlerinin henüz belirlenmemiş olduğu gözetildiğinde, teminat karşılığında davalılara ait menkul ve gayrimenkuller üzerine takip konusu alacak miktarı kadar ihtiyati haciz konulmasının ölçülülük ve tarafları mağdur etmeyecek şekilde haciz kararı verilmesi gerektiğine ilişkin ilkelere uygun bulunmasına, ayrıca yargılama sırasında değişen durum ve şarta göre mahkemesince her zaman yeniden bir karar verilmesinin de mümkün olmasına göre mahkemece ihtiyati hacze ilişkin itirazın kısmen kabulü ile yazılı biçim ve şekilde karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması ve davanın 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış olması gerektiği- Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği-