İhtiyati haczin ihtiyati tedbire göre davacı tarafı daha korur nitelikte haklar sağladığı; taraflar arasındaki davanın niteliği itibariyle İİK.nın 281/2 maddesindeki düzenleme içeriğine göre, davacı lehine ihtiyati haciz kararı verilmesinin davacının daha lehine olduğu, davacı tarafın talebinin de öncelikle bu yönde olduğu, bu nedenle yerel mahkemece ilk talep dikkate alınarak İİK.nın 281/2. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, ilk talep yerine ikinci talep olan tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-
Gerek İİK'nın 277 ve devamı maddeleri, gerekse TBK'nın 19. maddesi kapsamında açılan davaların, dava konusu tasarrufun aynına ilişkin olmayıp, alacağın tahsiline yönelik, şahsi nitelikte davalar olduğu; İİK'nın 283/1. maddesi gereğince davacının iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını elde edeceği, davalı üçüncü kişi üzerindeki kaydın tashihine gerek olmadan tasarruf konusu mal veya hakkın haciz ve satışını isteyebileceği- Dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebepleri davanın esasına ilişkin olup mahkemece yaklaşık ispat kuralına göre değerlendirme yapılarak, İİK'nın 281/2. maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararına karşı, davalı vekilinin itirazı üzerine açıklanan gerekçe ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde dosya kapsamı ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
Muvazaa nedeniyle iptal ile tasarrufun iptaline ilişkin davalarda geçici hukuki koruma yolu olarak sadece ihtiyati haciz talep edilebileceği- Dava konusu taşınmazların mal kaçırma kastı ile borçlu tarafından arkadaşlarına satıldığı iddiasıyla açılan davada, tasarruf tarihlerinin üzerinden dava tarihine kadar 5 yıl geçmişse de, davada muvazaa hukuksal nedenine de dayanıldığı ve bu nedenle açılan iptal davalarının süreye bağlanmadığı, dosyanın bulunduğu aşama, mevcut ve sunulan yazı, belge ve bilgilere, tapu kayıtlarına, kredi sözleşmesine göre davacı alacağının iptale konu tasarruflardan önce doğmuş olduğu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak ispatlanması gerekmediği, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği, davacının dava açmakta haklı olup olmadığının ve istinaf yoluna başvuran davalıların iyiniyetli olup olmadığının ispatının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz için davaya ilişkin tüm koşulların ispatlanmasının beklenemeyeceği, mahkemece dava değeri üzerinden teminat alınmasına mukabil dava değeri ile sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olması durumları hep değerlendirildiğinde; ihtiyati haciz kararına yapılan itirazların reddi gerektiği-
İhtiyati haczin İİK'nun 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiş bulunmasına, ihtiyati haczin öncelikle iptal isteğine konu taşınmaz üzerine konulmuş olmasına, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak kanıtlanmış olmasının beklenmesinin gerekmemesine, ara kararı tarihi itibariyle dosya kapsamındaki mevcut delil durumu itibariyle karar verilmiş olmasına, ayrıca değişen durum ve şart halinde, mahkemece her zaman yeniden bir karar verilmesi mümkün bulunmasına göre, mahkemenin dosya kapsamına uygun gerekçesinde ve takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında İİK 281/II fıkra hükmüne göre hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği; teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunacağı- İcra dosyası, icra ve temlik tarihleri, iddia olunan soyut borç ilişkisi nazara alındığında ihtiyati haciz için davaya ilişkin tüm koşulların gerçekleşmesinin beklenmesi, dava ile elde edilecek sonuçların alınamamasına yol açabileceğinden, ihtiyati haciz istemenin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Alacağa esas icra takibinin ... tanzim tarihli senede istinaden başlatıldığı ve takibin kesinleştiği, tasarrufun ise ... tarihinde yapıldığı, borcun doğum tarihinin tasarruftan önce olduğu, davanın da ... günü yani İİK 284 maddede öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalılar arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla ve ızrar kastıyla yapıldığının ileri sürüldüğü görülmekle, mahkemece gerek bu iddialar gerekse diğer özel dava şartlarına ilişkin koşulların bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak sonuçlandırılmasına kadar geçecek sürede satışa konu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesinde ve yaklaşık ispat koşulunun mevcut olması gerekçe gösterilerek uygun oranda teminat alınmak suretiyle talebin kabul edilmesinde, daha sonra da ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddedilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı-
İhtiyati haciz kararlarının esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu, diğer bir anlatımla ihtiyati haczin 'devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulması' olduğu- Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nısbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı- Dava konusunun aynı ile ilgili olmayan durumda bu malların 3. kişilere devir ve temlikini önleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmediği için mahkemelerce verilen ihtiyati tedbir kararlarının aslında ihtiyati haciz mahiyetinde sayıldığı ve hüküm kesinleşinceye kadar bir sınırlama yapılmaması gerektiği şeklinde Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin tarafından istikrarlı bir uygulaması da mevcut olduğu; bu nedenle tasarrufun iptali davalarında 'ihtiyati tedbir' talebinde bulunulsa dahi bu istemin 'ihtiyati haciz' talebi olarak (İİK.md.281) değerlendirilmesi gerektiği-
İncelemeye konu talebin, nevi ve niteliği ile dosya kapsamı gözetildiğinde, ihtiyati haciz verilmemesi halinde hakkın elde edilmesinin talep eden açısından önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği, bu durumda ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair ... tarih, ... esas sayılı ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz isteyen vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı-
Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerektiği- Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterli olduğu- Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebileceği- Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin de 'tasarrufun iptali davasında doğru geçici hukuki koruma olan ihtiyati haciz (İİK m. 281/2) yerine ihtiyati tedbir talep edilmişse de ihtiyati hacze karar verilebileceğini' içtihat ettiği-
Dava İİK 277 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptali davası olup, bu davanın niteliği gereği açılan davada şahsi hakka ilişkin istem olduğundan taşınmazın aynını ilgilendiren dava olmadığından, taşınmazlara tedbir konma isteminin ihtiyati haciz istemi gibi algılanması gerekeceğinden, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlara ihtiyati hacizde konmuş olduğundan, davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş olmasının isabetli olduğu- Ayrıca davacı teminata ilişkin istinaf dilekçesi vermişse de teminata itiraz HMK 394 maddesi gereği kanun yolu olmayıp itiraz yolu olduğundan yani teminata itiraz ilk derece mahkemesine yapılması gerekeceğinden, itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği-