Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçünün tereddütsüz ortaya konması, yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmeyeceği, bu sebepledir k genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörüldüğü- Geçici hukuki korumalarda bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispatın yeterli görüldüğü, bu çerçevede aslında ispat ölçüsü bakımından HMK nda bir yenilik getirilmemekle birlikte, “Yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiş olup, bu açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda uygulamada "davanın esasını halleder şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine" ya da "talebin yargılamayı gerektirmesi" veya "haklılık durumunun yargılama sonucunda belli olacağı" gibi gerekçelerle ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz istemlerinin reddinin yasal düzenlemelere uygun olmadığı- 
İİK'nın 281. maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüş, buna göre anılan davada uygulanması gereken İİK.'nın 281/2. maddesi uyarınca hakimin iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği, şu kadar ki davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
İİK. 265 maddesi gereğince öncelikli olarak ihtiyati haciz kararının ilgiliye tebliği, bu tebliğden sonra yokluğunda karar verilen kişinin itiraz etmesi üzerine mahkemece bu itiraz dilekçesinin davacıya tebliği ile mutlak surette duruşma günü verilmesi gerektiği, belirlenen duruşma gününde tarafların gelmesi halinde beyanları alınmalı bu beyanların alınmasından sonra ya da taraflar gelmese bile sonucuna göre itiraz konusunda karar verilmesi gerektiği- Eldeki dosyaya baktığımızda davacının talebi üzerine mahkemesince 19.02.2021 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebinin kabulü kararı verilmiş olup, bu kararın davalıya tebliği üzerine davalı tarafından ilk derece mahkemesinin itiraz yoluna başvurulması gerektiği halde itiraz kanun yolu tüketilmeden doğrudan istinaf yolu ile dosyanın daireye gönderilmesinin hatalı olduğu-
Talep sahibi üçüncü kişinin malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konması istemine ilişkin tasarrufun iptali davasında, davanın ayni değil şahsi bir dava olduğu, uyuşmazlık alacağa ilişkin olduğundan istem sahibinin tedbir isteminin yerinde olmadığı, bu istemin ihtiyati haciz istemi olarak değerlendirilmesi gerektiği- 
İİK.'nin 257 vd. maddelerindeki genel ihtiyati haciz kurallarından farklı olarak İİK.'nin 281/2. maddesinde (tasarrufun iptali davalarında) davacıdan teminat alınmadan mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebileceği-
2004 sayılı İcra İflas Kanununun 281/2. maddesinde tasarrufun iptali davalarına özgü özel bir ihtiyati haciz düzenlemesinin yer almakta olup, buna göre ihtiyati haciz isteyebilme imkanı getirilmiş, buna göre mahkemece alacaklının talebi üzerine iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği, davanın bedele dönüşmesi halinde teminat karşılığı davalı 3.kişinin malvarlığıyla ilgili ihtiyati haciz kararı verilebileceği, teminatın lüzum ve miktarı mahkemece tayin ve takdir olunacağı, ihtiyati haciz talebinin kabulü için tüm dava şartlarının gerçekleşmesine gerek bulunmadığı-
Somut olayda davacının ihtiyati haciz istemi İİK'nun 281/2 maddesine dayalı olup, davacının ihtiyati haciz konulması istemi yerel mahkemece "...İİK'nin 281/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz açılmış ve devam eden bir dava sırasında talep edilebilecek geçici hukuki koruma tedbiri olup dava açılmadan bu madde uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün bulunmamaktadır. "gerekçesi ile reddedilmiş ise de; tasarrufun iptali davası öncesinde ihtiyati haciz istemini yasaklayan bir hüküm bulunmadığı-
Davacının ihtiyati haciz istemi İİK.'nun 281/2 maddesine dayalı olup, bu istem mahkemece "...İİK.'nin 281/1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz açılmış ve devam eden bir dava sırasında talep edilebilecek geçici hukuki koruma tedbir olup dava açılmadan bu madde uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün bulunmamaktadır." gerekçesi ile reddedilmiş olsa da tasarrufun iptali davası öncesinde ihtiyati haciz istemini yasaklayan bir hükmün bulunmadığı-
İİK'in 281/2. maddesinde iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verilebileceği ancak davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde teminatsız ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinin belirtilmiş olduğu- Bu durumda davanın tasarrufun iptali davası olduğuna, yaklaşık ispatın ortaya konulduğuna, İİK’nın 281/II fıkrası hükmüne göre hâkimin iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceğine, somut olayda da iptali istenen tasarruf için açılmış olan işbu tasarrufun iptali davasında, alacaklının davasının kabulü halinde alacağına kavuşmasını tehlikeye düşürmemeye yönelik olarak ihtiyati haciz kararı verildiğine ve sair usul ve esasa ilişkin itirazların da İİK'nın 265. maddesinde öngörülen itiraz nedenlerinden olmadığına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde görülmediği-
Somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki davanın alacak istemine ilişkin oluşu, para alacaklarında koşulların oluşması halinde öncelikle ihtiyati hacze ilişkin geçici hukuki koruma tedbirinin uygulanmasının gerekmesi ve mahkemece verilen 'ihtiyati haciz' kararının yasal koşullar ve dosya kapsamına uygun bulunması sebepleriyle, davalı tarafın bu hususa ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, ancak ihtiyati haciz kararı ile davacı yönünden gerekli hukuki güvence sağlanmış olup, davacının 'ihtiyati tedbir talebi' soyut nitelikte olduğu gibi mahkemece bu talebi aşar mahiyette 'ihtiyati tedbir kararı' verilmesinin hatalı olduğu-