Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerektiği- Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterli olduğu- Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebileceği- Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin de 'tasarrufun iptali davasında doğru geçici hukuki koruma olan ihtiyati haciz (İİK m. 281/2) yerine ihtiyati tedbir talep edilmişse de ihtiyati hacze karar verilebileceğini' içtihat ettiği-
Dava İİK 277 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptali davası olup, bu davanın niteliği gereği açılan davada şahsi hakka ilişkin istem olduğundan taşınmazın aynını ilgilendiren dava olmadığından, taşınmazlara tedbir konma isteminin ihtiyati haciz istemi gibi algılanması gerekeceğinden, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlara ihtiyati hacizde konmuş olduğundan, davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş olmasının isabetli olduğu- Ayrıca davacı teminata ilişkin istinaf dilekçesi vermişse de teminata itiraz HMK 394 maddesi gereği kanun yolu olmayıp itiraz yolu olduğundan yani teminata itiraz ilk derece mahkemesine yapılması gerekeceğinden, itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği-
Dosya içerisinde mevcut evrakların incelenmesinde, kredi kartı sözleşmesi ve hesap özeti nazara alındığında, bu aşamada mevcut evraklar ile yaklaşık ispatın gerçekleştiği, davacı tarafça davaya konu tasarrufun el değiştirmesi nedeni ile bedel talepli olarak davanın açıldığı, bu itibarla icra dosyasındaki davacı tarafça davalı borçlu aleyhine başlatılan takip miktarları ve dava dilekçesinde belirtilen dava değeri olan ile sınırlı olmak üzere %15 teminat ile 'ihtiyati haciz kararı' verilmesi gerekirken 'ihtiyati haciz talebinin reddine' karar verilmesinin yerinde görülmediği-
Davalı vekilinin mahkemenin ... tarihli 'ihtiyati haciz kararı' ve ... tarihli 'ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddi kararı'nın kaldırılmasını talep ettiği; ancak mahkemece ... tarihli karar ile "HMK'nın 393. maddesi gereğince süresi içerisinde teminatın yatırılmamış olması nedeni ile ihtiyati tedbir kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren 1 hafta içinde talep edilmemiş olmasından dolayı dosya üzerinde yaptığı değerlendirme ile ... tarihinde verilen ara karar ile ihtiyati haczin kaldırılmasına" dair karar verildiği- Bu nedenle dosyanın istinaf incelemesi için Dairemizde bulunduğu sırada mahkemece isabetli şekilde 'istinafa konu olan ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olması' nedeni ile incelenmesi gereken bir karar kalmadığından talebin konusuz kaldığı anlaşıldığından 'istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına' karar verilmiş olduğu-
İİK'nın 281/2. maddesi ile 257. vd. maddeleri uyarınca verilen ihtiyati haciz kararları, konularının ve sonuçları itibariyle birbirinden farklı olduğu; zira  İİK'nın 281/2. maddesine göre  ihtiyati haciz kararı sadece iptali istenen tasarrufi işlem konusu hakkında verileceği gibi  ihtiyati haciz kararından sonra tasarrufun iptali lehine sonuçlanan davacı alacaklı, yeni bir takibe girişmeksizin iptal davası açılmadan önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceği- Bu nedenle mahkemece dava konusu taşınmaz üzerine taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri üzerinden değil İİK'nın 281/2. maddesi de gözönüne alınarak davacının dava konusu takip dosyasındaki alacak ve fer'ileriyle (taleple bağlı kalınarak) sınırlı olarak dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz kararı verileceği-
Uyuşmazlık konusu olmayan malvarlığı değerleri üzerine ihtiyati tedbir konulması mümkün olmadığından, tasarrufun iptali davalarında mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği-
İhtiyati haciz kararlarının esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlar olduğu; diğer bir anlatımla ihtiyati haczin, devam etmekte olan dava sonunda davacının hükmedilecek alacağının tahsilini garanti altına almak için davalının mallarına geçici olarak el konulması olduğu- Gerek İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gerekse TBK'nın 19. maddesi kapsamında açılan davaların dava konusu tasarrufun aynına ilişkin olmayıp, alacağın tahsiline yönelik, şahsi nitelikte davalar olduğu; İİK'nın 283/1.maddesi gereğince davacının iptal davası sabit olduğu takdirde, bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını elde edeceği, davalı üçüncü kişi üzerindeki kaydın tashihine gerek olmadan tasarruf konusu mal veya hakkın haciz ve satışını isteyebileceği- Dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, davalılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebepleri davanın esasına ilişkin olup mahkemece yaklaşık ispat kuralına göre icra dosyası satış senedi, tarafların beyanları ile değerlendirme yapılarak İİK'nın 281/2. maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararına karşı, davalı vekillerinin itirazı üzerine her ne kadar İİK'nın 257. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak itirazın reddine karar verilmiş ise de, sonucu itibari ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde dosya kapsamı ile usul ve yasaya aykırılık olmadığı anlaşılmakla istinaf talebinin reddi gerektiği-
Davacı tarafından facebook resimleri ibraz edilerek taraflar arasında arkadaşlık ilişkisinin bulunduğu beyan edilmesine karşın, davalıların eşlerinin aynı okulda okudukları ve bu tanışııklık seviyesinin, davalının diğer davalıların mali durumu ile ızrar kastından haberdar olacağını ortaya koymaya yeterli olmadığı- İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali koşullarının oluştuğu ispat edilemediği gibi TBK 19. madde uyarınca muvazaa iddiası da ispatlanamadığı-
Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, davanın dayanağı İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyasındaki davalı borçluların aciz hâline, davalı borçlular hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olmasına, borcun doğum ve takip başlangıcı ile taşınmazın devir tarihleri itibarıyla yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesine, bu tür geçici hukuki korumalara ilişkin kararların nitelikleri ve öngörülen amaç itibarıyla dosya üzerinden ve taraflarca sunulan tüm deliller sunulmaksızın verilmesinin kanunun amacına aykırı olmamasına, İİK'nın 281/2. maddesi gereğince teminatın lüzum ve miktarının takdirinin mahkemesine ait olmasına, ihtiyati haciz kararının dava dilekçesinde gösterilen ve harçlandırılan miktarla sınırlı olarak ve teminatla verilmesine, teminatın yasal süre içerisinde yatırılmış olmasına göre; verilen kararda, dosya içeriği ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Taraflar arasındaki dava davalılar arasındaki tasarrufun İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali talebine ilişkin olup, tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığının yargılama ile belli olacağı, bu hali ile mahkemenin takdiren teminatsız olarak davacı borçlunun davalı 3. kişiye devrini sağladığı, dava ve tasarrufa konu taşınmazdaki (1/2) pay üzerindeki ihtiyati haczin ve ihtiyati tedbirin devamına ve davalılar arasında tasarruf konusu olmayan davalı 3. kişinin dava ve tasarrufa konu taşınmazdaki (1/2) pay üzerindeki ihtiyati haczin kaldırılması yönünde karar vermesinin doğru olduğu-