Tasarrufun iptali davaları ile hedeflenen hukuksal sonucun para alacağına kavuşmak olduğu; dolayısıyla tasarrufun iptaline konu edilen taşınmazın aynına ilişkin bir uyuşmazlık söz konusu olmadığı, HMK'nın 389 ve izleyen maddelerine göre uyuşmazlık konusu olmayan mal varlığı değerleri üzerine ihtiyati tedbir konulması mümkün olmadığına göre mahkemece 'tedbir isteminin reddine' karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı- Borçlunun adına borcu karşılayacak kayıtlı menkul ve gayrimenkullerinin bulunmadığı, aciz halinde bulunduğu, İİK'nın 284.maddesine göre dava yasal sürede açılmış, takip devam etmekte olup, borçların belli yekuna ulaştığı; herhangi bir ödeme de mevcut olmadığı, buna göre İİK 257 vd. ile 281/2 maddelerindeki ihtiyati haciz şartları mevcut olmasına göre yaklaşık ispat koşullarını taşıyan ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Borçlunun ölümü üzerine, TMK 612 vd. yanlış yorumlanarak, alt soy mirasçıların davaya dahili hatalı olduğu, borçlunun mirasının iflas hükümlerine göre tasfiyesi için yasal prosedürün uygulanıp, uygulanmadığı, borçlu için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci olup olmadığı araştırılarak, bu prosedürün uygulanması sağlandıktan sonra yasal temsilci ile tasarrufun iptali davasının sonuçlandırılması gerektiği- Davalı üçüncü kişinin tüm alacaklar için sorumluluğunun " ... TL tazminatla sınırlı olarak" ve tahsilde tekerrür olmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesinin hatalı olduğu- Tasarrufun iptali davalarında dava değerini, takip konusu alacak ile iptali istenilen şeyden hangisinin değeri düşük ise o değerin oluşturacağı- 
Temyiz masraflarını süresinde yatırmadıkları gerekçesi ile temyizlerinden vazgeçmiş sayılmalarına dair verilen ek kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden temyiz incelemesi yapılmadığı- Mahkeme kararını, adli müzaharet talepli olarak temyiz eden davalının fakirlik durumu belgelendiğinden, adli müzaharet talebi kabul edilmişse de, haklarındaki davanın kabulüne ilişkin ilk mahkeme kararını temyiz etmeyerek bu davalılar yönünden karar kesinleşmiş ve davacı yararına kazanılmış hak oluşturmuş olduğundan tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği- İİK. mad. 283 uyarınca bedele dönüşen tasarrufun iptali davasında, davalıların taşınmazı ellerinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri nisbetinde (takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere) tazminat ödemelerine hükmedilmesi gerektiği- Hükmün şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğinden, davalıların taşınmazı ellerinden çıkardıkları tarihteki gerçek değerleri ne olduğu belirtilmeksizin, “adı geçenlere ellerinden çıkardığı tarihteki değerleri nispetinde ve takip konusu asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak kaydıyla toplam değerin tazminat olarak adı geçenlerden alınıp davacı tarafa verilmesine” şeklinde ne miktar tahsil edileceği belirtilmeden, infazda kuşku yaratacak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu- Taşınmazların davalılar tarafından elden çıkardıkları satışları da gösterir şekilde taşınmazların son durumu gösteren tapu kayıtlarının ilgili tapu müdürlüğünden celp edilerek, davacıdan davayı bedele mi dönüştüreceği yoksa dördüncü kişileri davaya dahil edip etmeyecekleri sorularak, alınan cevaba göre karar verilmesi gerektiği-
İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının, tasarruf konusu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türü olup, ihtiyati haczin İİK'nın 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiş olduğu- Bu gibi davalarda, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için davanın tam olarak kanıtlanması gerekmediği, ileri sürülüş biçimine ve delil durumuna göre, yaklaşık ispat durumunda ihtiyati haciz kararı verilebileceği konusunda duraksamamak gerektiği, somut olayda dosya içeriğine göre ihtiyati hacze hükmedilmesine ilişkin koşulların gerçekleştiğinin anlaşıldığı, kaldı ki değişen durum ve koşullara göre ilk derece mahkemesi tarafından bu hususta her zaman yeni bir değerlendirme ve karar verilmesinin de mümkün olup, açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin ara kararının HMK 353/1-b/2 maddesi uyarınca kaldırılarak tasarrufun iptaline konu taşınmazlara alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesinin isabetli olacağı-
Murisin en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, mirasın birinci derecedeki mirasçıların tamamı tarafından reddi halinde, mirasın ikinci derecedeki mirasçılara geçmeyeceği, terekenin tasfiye olunacağı, borçlar ödendikten sonra geriye kalan kısım varsa red vaki olmamış gibi birinci derece mirasçılarına verileceği- Mirasın reddi talebi olmadığı gibi, murisin tüm mirasçıları mirası red de etmediğinden, borçlunun tek mirasçısı huzuru ile tasarrufun iptali davasına devam edilerek karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu tasarrufun tarafı olan şirketin borçlu ve eşine ait olması, şirketin tasfiye aşamasında olması, borçlunun terekesinin mirasçıların mirası reddetmesi nedeniyle iflas hükümleri gereğince tasfiye aşamasında olması, lehine tasarrufta bulunulan kişilerin borçlunun kardeşi ve eniştesi olması gibi olgular birlikte değerlendirildiğinde iptali istenen davacının dava konusu alacağının davalı şirketten olan alacağı olarak değerlendirilmesi, taraf delillerinin toplanması tasfiye davasının sonucu beklenerek diğer dava önkoşulları yönünden dosyanın incelenerek varlığı halinde İİK. mad. 278, 279,  280, 283/2 kapsamında değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Yargıtay denetiminin ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabileceği, somut olayda; mahkemece ........ tarihli duruşmada; davacının ihtiyati haciz taleplerinin dosya kapsamına göre yerinde görülmemesi nedeniyle reddine karar verildiği ve bu konuda ........... tarihli ara karar başlıklı evrakta gerekçeli karar yazıldığı belirtilmiş ise de; ........... tarihli ara karar başlıklı evrakta gerekçeli karar yazılmadığının anlaşıldığı, o halde ihtiyati haciz talebinin reddine dair gerekçeli mahkeme kararının yazılması, taraf vekillerine tebliği ile usuli işlemler ikmal edilip ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı tarafça ihtiyati haczin itirazen kaldırılması talep edilmiş ise de evrak kapsamı, takip tarihi ve tasarruf tarihleri nazara alındığında, İİK. uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yeterli yaklaşık ispat şartlarının somut durumda gerçekleştiği, temlik sözleşmesi uyarınca dava dışı M.Ş. tarafından davalıya çek ile ödeme yapıldığının belirtildiği, ihtiyati haciz için alacağın varlığının kesin delillerle ispatının gerekmediği, bu itibarla mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi yerinde ise de somut talebin özellikleri gereği mahkemece dava dilekçesinde belirtilen dava değeri olarak gösterilen ve harcı yatırılan miktar ile sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, temlik sözleşmesine konu miktarın tamamı üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesinin yerinde görülmediği-
Davalı borçlu tarafından davacı aleyhine açılan menfi tespit davasında "borçlu olmadığının tespitine" dair verilen kararın henüz kesinleşmediği anlaşıldığından, menfi tespit davasının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre tasarrufun iptali davasındaki ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Davanın 6183 sayılı kanunun 24 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu- Tasarrufun iptali davalarının amacının alacaklıların para alacaklarına kavuşmalarını sağlamak olduğu; davanın konusunun tasarruflara konu taşınır ya da taşınmazlar olmadığı, bunlar üzerinde mülkiyet değişikliği gibi bir amaç güdülmediği; bu taşınır ya da taşınmazların cebri icrayla satılması ve alacaklıların alacaklarına kavuşmasının hedeflendiği, yani bu davaların konusunun da para alacakları olduğu, bundan dolayıdır ki İİK'nın 281'inci maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüş olduğu, buna göre mahkemece alacaklının talebi üzerine iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verilebildiği-