Mahkemece vekillikten çekilme dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiş olup, davalı vekilinin eldeki dava bakımından vekilliğinin devam ettiğinin anlaşıldığı, gerekçeli karar ve davacının istinaf dilekçesi ise tebligat zarfında mernis şerhi bulunmaksızın Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre davalıya tebliğinin sağlandığı, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, davalıya vekilinin istifa dilekçesinin usulen tebliği ile Avukatlık Yasası'nda belirtilen onbeş günlük sürenin beklenmesi ve akabinde duruma göre gerekçeli karar ile istinaf dilekçesinin tebliği ile sonucuna göre esastan inceleme yapılması gerekirken, davalı yönünden ilk derece mahkemesince Tebligat Kanunu’na aykırı yapılan tebligatlar dikkate alınmaksızın esastan inceleme yapılarak karar verilmesinin isabetli olmadığı-
TBK 19 uyarınca dava açılabilmesi için davacının kesinleşmiş bir alacağının varlığı ön koşul değilse de, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olması için davalıdan bir alacağının olması gerektiği- Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK’nun 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın, davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği- 1.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açılan davada, yargılama sırasında yapılan keşif sonucunda taşınmazın dava tarihindeki değerinin 89.699,55 TL olduğunun saptandığı, ancak davacının alacak miktarı göz önüne alınarak bu miktar üzerinden harç tamamlattırılmadan sonuca gidildiği anlaşıldığından, mahkemece, davacının kesinleşen alacağı göz önüne alınarak bu miktar üzerinden harcın tamamlattırılması için davacıya süre verilmesi, yatırılmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, tamamlandığı takdirde davaya devam edilerek işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerektiği-
Taraflar arasında görülmekte olan boşanma davası ile katkı payı alacağına ilişkin davanın reddedilmiş olması halinde, tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece davacının ihtiyati haciz talebinin bedeline isabetsizlik bulunmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında, dava konusu taşınmazın aynına ilişkin bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından, mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece "...davacının, ihtiyati haciz talebinin kabulü ile İİK. 281/2 maddesi gereğince, dava değeri olan 100.000 TL'nin %15'i tutarında teminat karşılığında..., dava konusu taşınmazın kaydı üzerine ve elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluk eden tazminat talebine ilişkin olarak (yakalama ve muhafaza işlemleri ile banka hesaplarını kapsamamak üzere) dava değeri olan 100.000 TL'yi geçmemek üzere ihtiyati haciz konulmasına..." şeklinde karar verilebileceği-
Dosyada bulunun bilgi ve belgelere, borcun doğum tarihi ile iptali istenilen tasarrufların tarihlerine ve davalıların nüfus kayıtlarına göre hısımlık dereceleri itibarıyla yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada geçici koruma tedbiri uygulanması bakımından gerçekleşmesine ve bu tür geçici hukuki korumalara ilişkin kararların nitelikleri ve öngörülen amaç itibarıyla taraflarca sunulan tüm delillerin sunulmaksızın verilmesinin kanunun amacına aykırı olmamasına ve ihtiyati haciz kararının tasarruf konusu taşınmazlar hakkında verilmesine göre verilen kararda dosya içeriği ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, henüz kesinleşmemiş icra takibinin dayanağı olarak dosyada yer alan belgelerdeki borcun doğum tarihi ile iptali istenilen tasarruf tarihine, davalıların nüfus kayıtlarına göre hısımlık dereceleri itibarıyla yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesine, bu tür geçici hukuki korumalara ilişkin kararların nitelikleri ve öngörülen amaç itibarıyla dosya üzerinden ve taraflarca sunulan tüm deliller sunulmaksızın verilmesinin kanunun amacına aykırı olmamasına ve ihtiyati haciz kararının tasarruf konusu taşınmaz hakkında verilmesine göre verilen kararda dosya içeriği ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece borçlu hakkındaki takip kesinleşmemiş olsa dahi alacaklının açtığı itirazın iptali davasının kabulüne karar verilmiş olması halinde -bu karar kesinleşmemiş olsa dahi- davacının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verilebileceği- 
Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesinin hakime ait olduğu, dava dilekçesindeki açıklamara göre İİK 227 vd. maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, davacının bu türden taleplere dayalı olarak açtığı davada alacağına kavuşmayı hedefleyeceği, bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir değil ihtiyati haciz koruma tedbirine müracaat edileceği, ilk derece mahkemesince davacının ihtiyati tedbir talebinin ihtiyati haciz olarak değerlendirilmesinde isabetsizlik bulunmadığı- İİK. 281/2 maddesine göre hakimin iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği, davalı borçluların avalisti oldukları senedin vade tarihi, takip tarihi, miras taksim sözleşmesiyle yapılan kazandırma tarihinin birbirini izleyen yakın ara tarihler olması ve kazandırmanın yapıldığı lehtarın borçluların annesi olması, 7226 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca davanın süresi içerisinde açıldığı gözetildiğinde yaklaşık ispatın ortaya konulduğuna, iptali istenen tasarruf için açılmış olan işbu tasarrufun iptali davasında alacaklının davasının kabulü halinde alacağına kavuşmasını tehlikeye düşürmemeye yönelik olarak bila teminat ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği- 
Davalı üçüncü kişinin "takip dayanağı bonoyu alacaklı ile borçlunun anlaşarak düzenlendiği" iddiası üzerine, davacı-alacaklının beyanından, 'alacağın gerçek bir alacak olmadığı'nın tespiti halinde, 'tasarrufun iptali davasının ön koşul yokluğundan reddine ve davalılar lehine maktu vekalet ücretine karar verilmesi' gerektiği-