Dosya arasında bulunan haciz tutanağının borçlunun taşınmış olduğu adreste tutulmuş olması ve borçlunun başka bir adreste oturduğunun anlaşılması halinde geçici aciz belgesi niteliğinde olmadığı, açılan tasarrufun iptali davasının dava şartı yokluğundan reddi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının ticari nitelikte olmadığı, asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemeleri arasındaki işbölümü ilişkisinin görev ilişkisine dönüşmüş olmasının da davaya ticari bir nitelik kazandırmayacağından açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Basit yargılama usulüne tabi olan tasarrufun iptali davasında yetki itirazının, 2 haftalık cevap süresi içinde yapılması gerekeceği-
Yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunmadığı görülür, davalıların arasında mal kaçırma kasdını davalı üçüncü kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösteren bir yakınlığın da isbat edilememesi halinde, (İİK. mad. 280/I), açılmış olan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
6183 s. K. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasında "taşınmazların bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu" gerekçesiyle re'sen yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu- Tasarrufun iptali davalarında, HUMK'nin 9 ve devamı maddelerinde düzenlenen yetki kurallarının geçerli olduğu, iptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalar olduğundan davanın konusu taşınmaz olsa bile taşınmazlara ilişkin kesin yetki kurallarını düzenleyen HMK'nin 12. maddesi hükmünün bu davalarda uygulanmayacağı-
Tasarrufun iptali davalarında verilen ihtiyati tedbirin İİK'nin 281.maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz mahiyetinde olduğu-
6111 sayılı Kanun uygulaması gereği olarak borcun yeniden yapılandırılması işleminin, 6183 s. K. uyarınca açılmış tasarrufun iptali davalarını durdurmayacağı ancak İdare’nin takdiri ile icra işlemlerinin yapılandırma sözleşmesi ihlal edilmediği sürece ertelenebileceği-
6111 sayılı Kanun uygulaması gereği olarak borcun yeniden yapılandırılması işleminin, açılmış tasarrufun iptali davalarını durdurmayacağı ancak İdare’nin takdiri ile icra işlemlerinin yapılandırma sözleşmesi ihlal edilmediği sürece ertelenebileceği-
Borçlu tarafından yapılan kendisine ait taşınmazlara, araçlara ve işyerine ilişkin satış (devir) işleminin ‘alacaklılara zarar verme kastıyla’ ve ‘borçlarını ödememek için’ mi ve ‘gerçek değeri ile’ mi yapıldığının ayrıca ‘borçlu şirket yetkilisinin alacaklıya zarara sokmak kastıyla gerçek olmayan borcu hakkında ikrarda bulunan aleyhine muvazaalı icra takibi yatırıp yatırmadığı’nın –varsa tarafların ticari defterleri üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırarak ve satın alan kişinin ödeme (parasal) gücü hakkında zabıta araştırması yaptırarak- sonucuna göre (sanıkların) hukuki durumunun takdir edilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki davanın, Bankacılık Hukukundan yahut ticari ilişkiden değil, davacının temlik aldığı alacağına dayalı olarak davalıların mal kaçırma kastıyla hareket etmeleri nedeniyle nakden tazmin isteminden kaynaklandığından, bu haliyle uyuşmazlığın mal kaçırmaya dayalı tasarrufun iptali davası olduğu anlaşıldığından davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekeceği-