Önalım hakkının tapudaki satış bedeli ile bu alım nedeniyle davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret olan önalım bedeli üzerinden tanınması gerekeceği-
Satış bedeli olan 1.000.00.-YTL önalım bedeli ile bu bedele ilişkin olarak yapılan tapu giderleri toplamı üzerinden davanın kabulüne ve payın iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Davalının taksim savunmasına ilişkin delillerinin, varsa davacıların bu konudaki karşılık delillerinin sorulup toplanması, yerinde yeniden keşif yapılarak apartmanın diğer bölümlerinin kimler tarafından ne şekilde kullanıldığının belirlenmesi, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazın paydaşlarının mirasen intikal eden taşınmazı aralarında rızaen bölüşerek üzerinde bulunan evleri tasarruf etmeleri karşısında taşınmazın bahçe kısmında bulunan bir bölümün ortak kullanılması taşınmazın taksim edilmediği ya da mevcut fiili kullanımın bozulduğu anlamına gelmeyeceği-
Davacının kabulü doğrultusunda önalım hakkının tapuda gösterilen satış bedeli, harç ve masraflar tutarı üzerinden tanınması gerekeceği-
Taşınmazın paydaşları arasında rızaen ve eylemli olarak bölünerek kullanılıp kullanılmadığı konusunda değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece yerinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu edilen payın değeri bildirilmiş ise de muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil olmayıp; bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığına göre bu durumda mahkemece davacıdan tapuda gösterilen bedelden önalım hakkını kullanıp kullanmayacağının sorulması, kabul ettiği takdirde önalım bedelini depo etmesi için uygun süre tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
27.03.1957 gün, 1956/12 - 1957/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, ortak mülkiyette, paydaşın payını yakın akrabaya temliki halinde görünüşte satış sözleşmesi yapılsa bile gerçekte miras hukuku ile ilgili amaçların ya da bağışlama gibi düşüncelerin hâkim olduğu durumlarda önalım hakkının doğmayacağı-
Kanundan doğan hakkın kullanılmasında kötüniyetten bahsedilemeyeceği-
Yapılan keşif ve düzenlenen bilirkişi raporlarının tek başına muvazaanın kanıtlanması için yeterli olmayacağı-