İcra Müdürlüğünün yasal prosedürü uygulayarak takip borçlusuna ve alacaklı vekili adına çıkartacağı tebligat ile 60 no'lu varakayı göndermesi, istihkak iddiasına karşı beyanda bulunmak üzere 3 gün verip, bu süre içinde itiraz edilmemesi halinde istihkak iddiasının kabul edilmiş sayılacağı yönünde uyarıda da bulunması gerekeceği, usulüne uygun yapılan tebligata rağmen 3 gün içinde itiraz edilmezse bu kez istihkak iddiasının kabul edilmiş sayıldığı belirtilerek haczin kaldırılmasının mümkün olacağı-
İstihkak davasına ilişkin temyiz incelemesinin duruşmalı yapılamayacağı Haczin, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmaması, üçüncü kişi şirketin ticaret sicil adresinde, üçüncü kişi şirket ortağı huzurunda yapılması, borçlunun haciz mahallinde bulunmaması, borçlu ile üçüncü kişi ortakları arasında bağ bulunmaması karşısında, mülkiyet karinesinin davacı üçüncü kişi lehine olacağı- Davalı alacaklı tarafından, üçüncü kişi ile borçlu arasında danışıklı işlemler olduğu iddia edilmesine rağmen, muvazaa iddiasını ve karinenin aksini ispat edebilecek yeterli delilin dosyaya sunulamadığı- Davacı üçüncü kişi hacze konu malları davadışı ihale alıcısından noterde düzenlenmiş satış sözleşmesi ile satın aldığından davanın kabulü gerektiği-
Yerel mahkemece verilen ilk kararda “istihkak iddialarının kabulüne” karar verildiği, asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi, kararda da her bir talep sonucunun (olumlu ya da olumsuz) karşılanmadığı, yalnızca kabul yönünde verilen bu kararın infaza elverişli nitelikte bulunmadığı, direnme kararında da bu kez “asıl ve birleşen davada istihkak iddialarının kabulüne” denildiği, dava dilekçesindeki talepleri karşılayacak biçimde bir karar verilmediği, kararın HMK’nın 297. maddesinde öngörülen niteliklere haiz olmadığı, denetime olanak sağlamadığı ve bu hâliyle infazının da mümkün olmadığı görülmekle, mahkemece dosya kapsamı ve usulî kazanılmış haklar da dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde açıklanarak, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerektiği-
Somut olayda, davacı alacaklı tarafından üçüncü kişi Bankanın, istihkak iddiasının kaldırılması talep edilmiş ise de, uyulan bozma ilamında, İİK'nın 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi itiraz niteliğinde olup, uyuşmazlığın istihkak prosedürünü düzenleyen İİK’nın 96-97 maddelerindeki yazılı kurallara göre çözümlenmemesi gerektiği belirtildiğinden açılan istihkak davasının reddi gerekirken, HMK'nın 26. maddesine aykırı olarak talep dışına çıkılarak İİK'nın 89.maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Ödeme emri borçluya haciz adresinde tebliğ edilmişse de, "borçlunun haciz mahallindeki işyerini kapatmasından sonra faaliyete başladığını" iddia eden üçüncü kişi, borçlunun haciz adresinden tahliyesine ilişkin karar sunmuş olup dinlenen tanıklar da bu hususu doğruladığından ve üçüncü kişinin -vergi dairesi kayıtlarına göre- haciz mahallinde faaliyete başladığı tarih, haczin üçüncü kişinin ticaret sicil adresinde ve borçlunun yokluğunda yapılması, haciz mahallinde bulunan belgelerin tek başına borçlunun üçüncü kişi işe birlikte burada faaliyetine devam ettiğini gösterir nitelikte olmaması, üçüncü kişinin, borçlu şirketin ortak veya yetkilisi olmaması karşısında, mülkiyet karinesinin davacı üçüncü kişi lehine olduğu ve davanın üçüncü kişi tarafından açılmasının da ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Devredilen işletmede haciz yapılabilmesinin, devrin muvazaalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlı olduğu- "Davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğunu" iddia eden davalı alacaklı muvazaa iddiasını ve karinenin aksini ispat edebilecek yeterli bir delil sunmadığından, istihkak iddiasına ilişkin davanın kabulü gerektiği-
Borçlu hakkındaki takibin ve haczin geçerliliği ortadan kalkması halinde, istihkak davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden de davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar verilmesi gerektiği- İstinaf/temyiz süresinin, Hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması halinde, tefhimden, aksi halde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren  başlayacağı-
İstihkak davalarının basit yargılama usulüne tabi olduğu, temyize konu olayda, 14.02.2019 tarihli tefhimin İİK.'nun 363. maddesinde açıklanan nitelikte bir tefhim olduğundan bahsedilemeyeceği, gerekçeli kararın davalı alacaklı vekiline 29.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin karara karşı 21.03.2019 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurduğu, ilgili mevzuat hükümleri ve Anayasa Mahkemesinin kararı ışığında davacı alacaklı vekilinin süresinde istinaf talebinde bulunduğu kabul edilerek istinaf talebi hakkında esastan karar verilmesi gerekirken talebin süre aşımı nedeniyle reddinin doğru olmadığı-
Haciz tutanağında mahcuzun ayırt edici özelliğine yer verilmemesi halinde, öncelikle dava konusu mahcuzun bulunduğu yerde keşif yapılarak mahcuzun seri numarası vb ayırt edici özelliklerinin belirlenmesi, ondan sonra davacı üçüncü kişi, alacaklı ve borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerinin getirtilerek, defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının da dikkate alınarak, bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmak sureti ile haczedilen mahcuzun tarafların dayandığı faturalarda belirtilen makine olup olmadığı, bu faturanın tarafların ticari defterlerine işlenip işlenmediği, borçlu ile alacaklı arasında ticari ilişki olup olmadığı hususlarının yapılan ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Mahkemece bozma ilamına uyularak Trafik tescil Müdürlüğünden tescil kayıtları istenmiş ise de, bozma ilamında davaya konu aracın plakasının maddi hata yapılarak başka bir plaka olarak belirtildiği, mahkemece de maddi hata yapıldığı farkedilmeksizin yanlış araca ilişkin tescil kayıtlarının getirtilerek karar verildiği, bu durumda, davaya konu ......... plakalı aracın trafiğe ilk kayıt edildiği tarihten itibaren tüm devir ve intikallerini gösterir biçimde trafik tescil kayıtlarının, yine tesciline esas belgelerin bağlı bulunduğu Trafik Tescil Şube Müdürlüğünden getirilmesi, ithal edilip edilmediğinin tespiti ile ithal edilmiş ise buna ilişkin gümrük kayıtlarının, ithal edilmemişse satımına ilişkin ana bayi-alt bayi belgelerinin (fatura vs), üretim tarihinden davacı üçüncü kişi eline geçtiği tarihe kadarki tüm belgelerin getirilmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dosyada bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının sunduğu sözleşmelere konu olan kira ilişkilerinin gerçek olup olmadığı, kira bedellerinin düzenli olarak ödenip ödenmediğinin tespit edilebilmesi ve tarafların iddiaları hakkında somut ve açık değerlendirme yapılabilmesi için davacının defterleri ile birlikte borçlu şirketin, dava dışı şirketlerin defterleri de incelenmesi gerekirken, sadece üçüncü kişinin defterleri üzerinde yapılan inceleme ile hüküm kurulmasının yeterli olmadığı, o halde, borçlu şirket ile dava dışı şirket ticari defterleri üzerinde yaptırılacak inceleme ile (açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması göz önünde bulundurularak) davacının sunduğu kira sözleşmelerine ve davacı üçüncü kişi şirket ile diğer dava dışı şirket defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile Noter tarafından onaylanan kira sözleşmesine konu gerçek kira ilişkilerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için sözleşmelerin defterlerde kayıtlı olup olmadığı, kira ödemelerinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemelerin defter kayıtlarında yer alıp almadığı hususlarında Yargıtay denetimine elverişli uzman bilirkişi raporu alınması ve alınacak raporun dosyada mevcut diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre istihkak iddiası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-