Alacaklı tarafından "davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğu iddia edildiğinden, öncelikle borçlu ve üçüncü kişi şirket bünyesinde haciz tarihinden itibaren geriye doğru çalışanların tamamının listesini gösterir SGK kayıtlarının getirtilmesi, ayrıca borçlu şirket ortaklarından birinin üçüncü kişi şirkette sigortalı çalışan olduğu iddia edildiğinden, o şahsın hangi tarihlerde nerede çalıştığının tespiti için SGK kayıtlarının istenmesi, öte yandan borçlu ve üçüncü kişi şirketlerin hangi tarihler arasında hangi adreslerde faaliyet gösterdiklerini bildirir şekilde vergi kayıtları getirtilmesi, borçlu şirketin ticaret sicil adresinde ve haciz adresinde halihazırda faaliyet gösterip göstermediğinin kolluk marifetiyle araştırılması, bunların yanında davacı üçüncü kişi ile borçlu şirketin ticari defter ve muhasebe kayıtları üzerinde ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak davacı üçüncü kişi ile borçlu şirket arasında arasında öteden beri devam eden ticari ilişki olup olmadığı; borçlu ile üçüncü kişi arasında varsa alacak-borç durumunun belirlenmesi, borçlu ile üçüncü kişi arasında devam eden cari ilişki olup olmadığı, delil olarak sunulan faturaların ticari defterlerde kaydının bulunup bulunmadığı ve faturalardaki malların hacizli mallara uygun olup olmadığı, ödemelerin yapılıp yapılmadığının saptanması için Yargıtay denetimine elverişli mali müşavir ve makine mühendisinden bilirkişi raporu alınması; ayrıca davalı alacaklının delil olarak dayandığı haciz tutanağı ve ilgili icra dosyasının eldeki dosya arasına alınarak değerlendirilmesi gerektiği-
Üçüncü kişi şirketin borcun doğumundan (19.4.2013) sonra (16.4.2015) kurulduğu, borçlu şirket ortaklarından birinin üçüncü kişi kişi şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladığı, dava konusu hacizden sonra ayrıldığı, borçlu şirkette çalışan bir kısım işçi borçlu şirketten ayrıldıktan sonra üçüncü kişi şirkette çalışmaya devam ettiği, borçlu şirketin ticari faaliyetine devam ettiğine dair dosya bilgi yer almadığı, davalı alacaklı borçlunun borca batık hale gelmesinden sonra üçüncü kişinin muvazaalı olarak kurulduğunu iddia etmiş olup davacı tanığının da beyanları ile bu iddiayı desteklediği, uyuşmazlıkta, borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında danışıklı işlemler yapıldığı anlaşıldığından üçüncü kişinin istihkak davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Haczedilen mahcuzlar yönünden kiracılık sıfatına, haczedilen para yönünden ise ödünç sözleşmesine dayanan davacı üçüncü kişinin istihkak davasında davacı sıfatı (aktif husumet ehliyeti) olmadığı-
Gemilerin haczinde sadece gemi siciline ya da Bağlama Kütüğü’ne haciz kararının şerhi yeterli olmadığı, geminin fiilen de haczedilmesi gerektiği- Geminin satışının süresinde istenmemesi halinde haczin düşeceği ve istihkak davasının da geçerli bir haczin bulunması nedeniyle ön koşul yokluğundan reddi gerektiği-
İİK’nin 97/1. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğünün takibin taliki ya da devamı konusunda bir karar verilmesi isteğinin icra müdürlüğünün isteminin prosedürün uygulanmasına yönelik bir işlem olduğu ve istihkak iddiasına ilişkin dava ile birleşmesine karar verilmesinin hatalı olduğu- Bozmadan sonra, tarafların bozma ilamına karşı diyeceklerinin tespiti sonrasında bozma ilamına uyulup uyulmaması yönünde karar verilmek suretiyle hüküm tesisi gerektiği-
Gemilerin haczinde sadece gemi siciline ya da Bağlama Kütüğü’ne haciz kararının şerhi yeterli olmadığı, geminin fiilen de haczedilmesi gerektiği- Geminin satışının süresinde istenmemesi halinde haczin düşeceği ve istihkak davasının da geçerli bir haczin bulunması nedeniyle ön koşul yokluğundan reddi gerektiği-
İflas kararı, istihkak iddiası hakkında verilen karardan sonra kesinleştiğinden, mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2 maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece bilirkişi ücretinin yatırılması hakkında oluşturulan ara kararın ve kesin sürenin mazeret dilekçesi kabul edilen davalı alacaklı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi, belirlenen kesin sürenin sonuçları hakkında tarafların uyarılması, ihtarata rağmen kesin sürenin gereğinin yerine getirilmemesi halinde HMK'nin 324. maddesi gereğince işlem yapılması aksi takdirde işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiası- Mahkemece tensip tutanağı ile taraflara delillerini bildirmesi için süre verilmesine karar verilmesine ve taraflar tanık deliline dayanmasına rağmen, tanık isim ve adreslerini bildirmesi ve bildirilen tanıkların HMK 234 vd. uyarınca dinlenilmesi gerekirken, davalı tarafın tanık dinletme talebi herhangi bir gerekçe belirtmeden reddedilerek davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu- Usulüne uygun şekilde bilgilendirilme ve açıklama yapma hakkı ihlal edilerek ön inceleme duruşması ve ön incelemeye ilişkin uyuşmazlık tespiti yapılmadan, deliller toplanmaksızın ayrıca dinletilmek istenen tanıklar dinlenmeksizin karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bankaya gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine Bankanın hesap üzerinde rehin hakkını ileri sürülmesinin haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olduğu ve bu itirazın İİK'nin 89. maddede düzenlendiği-