Uyuşmazlık konusu değerin, kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmadığı- İflas kararının kesinleşmesi üzerine anılan borçlu hakkındaki takipler ve hacizler düşeceğinden ve istihkak davası konusuz kalacağından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nisbi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekeceği- İstihkak davasının sonucunu doğrudan etkileyecek olan iflas davasının sonucu bekletici mesele yapılması gerektiği-
İcra mahkemesinde görülen işler ivedi işlerden olan istihkak davasına dair temyiz incelemesinin duruşmalı yapılamayacağı- Muhasebeci, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili değilse de, sonrasında davalı üçüncü kişiler tarafından hacizden itibaren 7 günlük süre içerisinde istihkak iddiasını içerir dilekçe icra müdürlüğüne sunulduğundan, işin esasına girilmesi gerektiği-
Asıl borçluyla ilgisi bulunmayan davacının, kendi adresinde haciz tehdidi altında, ihtirazî kayıtla ödeme yapması halinde, davacının ödenen paranın iadesi için açtığı davanın "sebepsiz zenginleşmeye" dayalı olduğunun kabulü gerektiği- Davacının istemi, "kendisinden haksız şekilde tahsil edilerek davalı alacaklının mal varlığına giren paranın iadesi" olduğuna göre, muhatabın da davalı alacaklı olduğu- Davacının, borcu ödeme kabiliyetinin olup olmadığı belirsiz takip borçlusuna dava açmaya zorlanamayacağı- "Davacının icra dosyasına parayı yatırmasıyla zenginleşenin dava dışı asıl borçlu olduğu, davalı alacaklının zaten varolan alacağını aldığı, bu sebeple sebepsiz zenginleşme davasının davalısı olamayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Üçüncü kişinin İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin davada, İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğundan yasal karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği-
İflas davasının sonucunda verilecek iflas kararı kesinleştiğinde, borçlu hakkındaki icra takipleri düşeceği için dava konusu haciz de ortadan kalkacağından, ayrıca, borçlu hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesi üzerine; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekeceğinden, iflas kararının, istihkak davasının şartlarına doğrudan etki edeceğinin kabulü gerekeceği, o halde ilk derece mahkemesince; iflas davasının sonucu bekletici mesele yapılarak oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
Kültür varlığı niteliğindeki menkullerin 2863 s. Kanun ve ilgili mevzuata uygun olarak haczinin mümkün olduğu- Müze Müdürlüğü yazısında; "dava konusu eserlerin monte edildiği evin satın alınması nedeniyle 7 adet eserin üçüncü kişiye ait taşınmazın mülkiyeti içinde kaldığı, ancak 7 adet kültür varlığının borçlunun koleksiyonu dışında hiçbir koleksiyona kaydedilmediği, dava konusu kültür varlıklarının 'devlet malı' niteliğinde olması nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanlığının mülkiyetinde olduğu ve anılan kültür varlıklarının Müze Müdürlüğüne getirildiği ve koruma altına alındığının" bildirildiği, bilirkişi raporunda, "söküm esnasında yapıya herhangi bir zarar verilmediği, yapıdan alındığı için taşınmazın bütünlüğü ve taşıyıcı sistemine zarar vermeyeceğinin" belirtildiği, Müzeye taşınan kültür varlıklarının yapıdan ayrılırken zarar gördüğüne dair dosya da bilgi belge de yer almadığı anlaşıldığından, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının (devlet malının haczedilmezliği ilkesi gereği) "dava şartı yokluğundan usulden reddi" yerinde "esastan reddi" gerektiği-
Taraflar arasındaki protokolde, davacı üçüncü kişinin istihkak davasına konu hacizli menkul mallara ilişkin olarak çek verdiği, çeklerin 3. kişi tarafından ödenmesi halinde 3. kişinin borçlu ile herhangi bir hukuki ve fiili bağı olmadığı, dayanak takip dosyasında bir daha haciz yapılmayacağının taraflar arasında kabul edileceği, son çekin ödenmesi itibari ile tarafların birbirlerini gayr kabili rücü şekilde ibra etmiş olacakları belirtilmiş olup söz konusu protokolde dayanak takip borcunun ödeneceği, davadan veya takipten feragat edileceği gibi hususlarına yer verilmediği görülmekle davaya konu haczin kaldırıldığının net olarak söylenmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince olanak bulunması halinde icra memurunun da refakate alınarak haczin yapıldığı yerin ve adresinin tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekeceği- Davacı üçüncü kişinin beş ayrı yerde şubesi olduğunu belirttiği, bu durumda Ticaret Sicil Müdürlüğünden davacıya ait şube bilgilerinin istenmesi, haciz mahalline ilişkin adres netleştikten sonra, taraflarca sunulan diğer delillerin de ona göre değerlendirilmesi gerekeceği-
Uyulan bozma ilamına göre borçlu şirketin istihkak davasında davalı sıfatı ile davaya katılması için duruşma gün ve saatini bildirir tebligat çıkartılarak taraf teşkilinin sağlanması ile yetinilmiş olup borçlu şirketi ile ilgili olarak tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişi şirket, "borçlunun şahsi borcundan dolayı şirket mallarının haczedilemeyeceğini" iddia etmişse de, şirketin tek ve hakim ortağı olan takip borçlusu tüzel kişiliğin perdesine sığınarak borçlarını ödemekten kaçındığından, davacı üçüncü kişi şirketin istihkak davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra Müdürlüğünce, Banka'ya gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine Bankanın hesap üzerinde rehin hakkını ileri sürülmesi, haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olup, bu itirazın İİK'nin 89. maddede düzenlendiği şekilde çözümlenmesi gerekeceği, alacaklı vekili tarafından istihkak iddiasının reddi talebiyle açılan davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekeceği-