Üçüncü kişinin çalışanının üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili kişilerden olmadığı- Haciz üçüncü kişi şirket yetkilisi huzurunda yapılmadığı gibi, davacının haczi daha önce öğrendiğine ilişkin herhangi bir belgenin de dosyaya yansımadığı, sayılan sebeplerle üçüncü kişinin haczi öğrenme tarihinde süresinde istihkak iddia ettiği kabul edilerek tarafların istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerektiği-
Haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişi her ne kadar üçüncü kişi şirketin yetkilisi olduğunu belirterek istihkak iddiasında bulunmuş ise de, dosya arasında bulunan vekaletnameden, istihkak iddiasında bulunanın T.C. sınırları dahilindeki gayrımenkulleri satma, araç satış ve alım işlemleri ile hesap açma ve para çekme, vergi ve muhasebe işlemleri yapma, elektrik, doğalgaz, telefon ve su bağlatma, abonelik iptalleri, ADSL abonelik ve devri işlemleri gibi konularda yetkili olduğunun anlaşıldığı, üçüncü kişi şirketi idari olarak temsil etme yetkisinin bulunmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen yedi günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunulmadığı gözetilerek, davacı alacaklının istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı-
Davanın, üçüncü kişinin açtığı istihkak istemine ilişkin olduğu- Dosya kapsamında davacı üçüncü kişinin, borçlunun yokluğunda yediemin deposunda yapılan 09.11.2010 tarihli haczi, bildirdiği tarihten önce öğrendiği hususunda dosyada bir kanıt bulunmadığı gibi, davacı üçüncü kişinin beyanının aksinin de alacaklı tarafça ispatlanamadığı- İkinci hacze ilişkin başlatılmış bir prosedür olmayıp, doğrudan dava açıldığı; bu durumda davacı üçüncü kişinin ikinci haczi Yargıtay kararının tebliğ edildiği 17.02.2012 tarihinde öğrendiğinin ve davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- 
Borçlu şirketin, üçüncü kişi şirket ile 2010 yılında yaptığı kira sözleşmesini 03.08.2013 yılında feshederek haciz mahallinden ayrıldığı, üçüncü kişinin ise mülkiyeti kendisine ait olan yerde 04.06.2015 tarihinde şube açtığı- Hacizde hazır bulunan borçlu şirketin eski ortağının 2012 yılında borçlu şirketten ayrılmış , üçüncü kişinin haciz adresinde yeni açılan şubesine 2015 yılında müdür olarak atanmış olduğu- Borçlunun adresten ayrılmasından iki yıl sonra haciz adresinde üçüncü kişinin şube açmış olması ve borçlu şirketten ayrılan ortağın üç yıl sonra üçüncü kişi şirkette müdür olarak görev almış olmasının aynı sektörde çalışan firmalar arasında hayatın olağan akışına aykırılık oluşturmayacağı-
Üçüncü kişinin istihkak iddiasına ilişkin davada, her iki taraf da tanık deliline dayandığından, tanık isim ve adreslerini bildirmeleri için süre ve imkan verilmesi, bildirilmesi halinde tanıkların dinlenmesi ve ondan sonra diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Devredilen işletmede haciz yapılabilmesinin, devrin muvazaalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlı olduğu- Muvazaa iddiasının bulunmaması halinde; alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi aynı zamanda TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devrin yargılama konusu yapılabileceği- İİK. m.44'de yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin işletmenin devrini sakatlamayacağı-. İİK. m.44'deki yükümlülüklere uymamanın yalnızca cezai yaptırımının bulunduğu- Üçüncü kişi ile borçlu arasında muvazaa olgusunu destekleyen herhangi bir delilin dosyaya yansımaması ve davacı üçüncü kişinin, haciz yapılan işletmeyi davalı borçlu şirketten devraldığı bildirilmiş ise de, devir işleminin tek başına üçüncü kişi adresinde haciz yapılmasını gerektirmeyeceği göz önüne alınarak iyiniyetli üçüncü kişinin istihkak iddiasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davacı üçüncü kişinin Amerika Birleşik Devletleti tabiiyetinde bir şirket olduğu, 5718 sayılı kanun uyarınca dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden öngörülen teminat hususu mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği, mahkemece bu hususun incelenmeden doğrudan karar verilmesinin doğru olmadığı-
Üçüncü kişinin haczin İİK. 99 gereğince yapılması gerektiğine yönelik şikayetinin kamu düzeniyle ilgili ve süresiz şikayet niteliğinde olduğu-
Haczin, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve dayanak senet adresinde yapılmadığı, davalı üçüncü kişi şirketin ticaret sicil adresinde yapıldığı, haciz sırasında borçlunun hazır bulunmadığı, belgelerin, mülkiyet karinesinin borçlu lehine işletilmesi için yeterli görülmediği-
Haciz adresinin, ödeme emri tebliğ adresi olmadığı, haczin üçüncü kişi huzurunda yapıldığı, haciz sırasında borçlu hazır olmadığı gibi borçluya ait evrak da bulunmadığı nazara alındığında, İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına olduğu kabul edilerek; ispat yükü altında olan alacaklı karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delil sunamadığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-