İflas davasının sonucunda verilecek iflas kararı kesinleştiğinde, borçlu hakkındaki icra takipleri düşeceği için dava konusu haczin de ortadan kalkacağı, ayrıca, borçlu hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesi üzerine; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekeceği, bu durumda, iflas kararı, istihkak davasının şartlarına doğrudan etki edeceği için mahkemece, iflas davasının sonucu bekletici mesele yapılarak oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
Leasing Sözleşmesinin devam ettiği durumlarda, üçüncü kişinin yalnızca kiracılık sıfatına dayanabileceğinden istihkak iddiasında bulunma hakkının olmadığı, somut olayda ise, davacı üçüncü kişi tarafından yargılama aşamasında satın alma hakkının kullanıldığı, devir bedeli ödenerek mülkiyetin davacı üçüncü kişiye geçtiği dosya kapsamından anlaşıldığından davalı alacaklı vekilinin davanın usulden reddine karar verilmesine yönelik itirazlarının reddi gerekeceği- Mahkemece, taraflar arasında geçerli bir finansal kiralama sözleşmesinin olduğunun kabulü yerinde ise de, mahcuzların Finansal Kiralama Sözleşmesine konu mallar olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekeceği, bu doğrultuda mahkemece dava konusu mahcuzun bulunduğu mahalde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu menkuller ile mahcuzların aynı olup olmadığının (seri no, model yılı vd karşılaştırma yapılmak sureti ile) kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekeceği-
Davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasında başlangıçta mevcut olan hukuki yarar , yapılan yargılama sonunda davacı -karşı davalı üçüncü kişinin davasının reddine karar verilmesi nedeniyle sonradan ortadan kalktığından, davalı karşı davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte olmadığı-
Borçlu şirket hakkında verilen iflas kararının, istihkak iddiası hakkında verilen karardan sonra kesinleştiği, bu durumda, mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2. maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcının ve nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerekeceği-
Dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporunda sadece davacı üçüncü kişinin ticari defterlerinin incelendiği, tarafların iddia ve savunmasında yer verilen hususlara ilişkin yeterli inceleme yapılmadığı- Bu durumda öncelikle, borçlu, üçüncü kişi ve dava dışı ... ... Şti.nin tutması zorunlu ticari defterlerinin getirtilmek veya yerinde inceleme yapmak ve ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile bilirkişi raporu alınarak, borçlu ve üçüncü kişi ile dava dışı ... ..Şti arasında bayilik sözleşmesi olup olmadığı, bu sözleşmeye uygun olarak devam eden ticari ilişkileri bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği- Öte yandan İİK’nin 8. maddesi uyarınca aksi ispat edilinceye kadar geçerli haciz tutanağına göre haciz mahallinde bulunan borçlu şirkete ait tahsilat makbuzları ve tahsilat makbuzu defteri ile güncel olmayan evraklarla ilgili olarak davacı üçüncü kişi tarafından dava dışı ... ..Şti.nin isteği üzerine müşteri memnuniyeti açısından saklanılan evraklar olduğu dile getirilmiş, borçlu şirketin dava dışı ... ..Şti.ye borcu olup olmadığı ve haciz sırasında bulunan tahsilat makbuzlarında yer alan ödemelerin dava dışı ... ..Şti. ve borçlu şirket defterlerinde kayıtlı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, ondan sonra dosya içerisindeki diğer deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda, ... Ltd. Şti ortaklarının gerçek kişi borçlular olması nedeniyle haciz adresinde bulunuyor olmaları hayatın olağan akışına uygun kabul edilebilir ise de şirketin ticaret sicil kayıtları uyarınca 10.03.2016 tarihinde haciz adresinden ayrılmış olmasına rağmen 29.09.2016 tarihli hacizde hala adreste bulunuyor olmalarının sebebi açıklanamadığı- Davacının iş yerini devraldığını beyan ettiği dava dışı şirketin 2009 tarihinden 10.03.2016 tarihine kadar haciz adresinde faaliyette bulunduğu- Davacı üçüncü kişi şirket ise 2009 yılında haciz adresinde kurulmuş ve hala faaliyetine adreste devam etmekte olduğu, dolayısıyla davacı şirket ile dava dışı şirketin uzun yıllar aynı adreste aynı konuda faaliyet göstermiş oldukları da dikkate alındığında istihkak davasının reddi gerektiği-
Davacı üçüncü kişi vekili tarafından ............. tarihinde UYAP sistemi üzerinden gönderilen beyan dilekçesi ve ekindeki duruşma zaptına göre; ........... Asliye Ticaret Mahkemesinin ......... Esas sayılı itirazın iptali davasının .......... tarihli duruşmasında itirazın iptali talebinin reddine karar verildiğinden eldeki davanın konusunun kalmadığının bildirildiği, bu durumda mahkemece dayanak icra dosya borcunun ödenip ödenmediği hususunun araştırılması gerekeceği, zira; bu dava kapsamında borçlunun borcunu ödediğinin anlaşılması halinde, davaya konu mallar üzerindeki hacizler kendiliğinden kalkacağından davanın konusuz kalacağı, bu durumda; mahkemece, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davanın esası hakkında karar verilmediğinden Harçlar Kanunu'na bağlı (I) sayılı tarifenin "yargı harçları" başlıklı bölümünün "karar ve ilam harcı" başlıklı III. kısmının 2-a maddesi gereğince İlk derece mahkemesi kararında isabetli şekilde maktu karar ve ilam harcına hükmedilmiş ise de nispi istinaf harcı alınmasına karar verilerek süresinde harç yatırılmaması nedeniyle ek kararla istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş olması doğru olmadığından .........Bölge Adliye Mahkemesi ...... Hukuk Dairesince ......... tarihli ek kararın kaldırılarak davacının istinaf talebinin esastan incelenmesi gerekeceği-
Üçüncü kişi "haciz yapılan yerin borçluya ait olmadığı" iddiasındaysa, icra müdürü tarafından iddialar zapta geçirilerek, İİK 96 vd.'ndaki prosedürün uygulanması gerektiği-  İcra müdürünün, borçlunun gösterilen adresinde talep üzerine gerektiğinde kilitli yerlerin (ev ya da işyeri kapısı) çilingir vasıtasıyla açtırılması suretiyle haciz işlemini yapmak zorunda olduğu- Gerek İİK 96 ve 99'a ilişkin şikayet, gerekse istihkak iddiası ayrı bir dava konusu olduğundan, hali hazırda borçluya ait olduğu iddia edilen yerde evrak araştırması yapılmasının usul ve yasaya aykırı olmadığı- Adres farklı bile olsa, haciz yapılan yerde borçlunun faaliyette bulunup bulunmadığı ve o yerde borçluya ait herhangi bir evrak olup olmadığı ancak kilitli yerler dahil olmak üzere icra müdürlüğünce yapılacak araştırmayla ortaya çıkabilecek olduğundan yapılan işleme İİK. mad. 80/3 hükmünün cevaz verdiği-
Bozma ilamında davacı üçüncü kişi vekilinin tüm temyiz itirazları reddedilmiş olmakla bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğmuş olup, davacı üçüncü kişinin alacaklı bankaya yönelttiği istihkak davasının reddine ilişkin kısmı ile ilgili bozma kararına uymuş olan mahkemece bu kısma ilişkin yeniden karar verilmesi temyiz hakkı vermediğinden davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekeceği-