TMK'nin 862. maddesine göre rehin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kıldığından, ipotek akit tablosunda yazılı olmasa bile ipotekli taşınmazın eklentisi niteliğindeki menkullerin taşınmazdan ayrı olarak haczedilip satılamayacağı-
8. HD. 05.02.2020 T. E: 2018/8614, K: 973-
Üçüncü kişinin istihkak iddiasına ilişkin davada borçlu şirket ihya edilmeden yapılan takip işlemleri hukuken geçersiz ve yok hükmünde olup, mahkemece dava tarihinde geçerli bir haciz bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilirken, davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Alacaklı vekilinin üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmemesi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından, alacaklı tarafa İİK 99. madde uyarınca usulüne uygun şekilde yedi gün içinde istihkak davası dava açması için süre verildiği- Müdürlük kararının alacaklı vekiline tebliği üzerine, alacaklı vekilinin İcra Mahkemesine başvurarak "İcra Müdürlüğünün İİK.’nın 99. maddesi uyarınca taraflarına süre verilmesi kararının kaldırılmasını" talep ettiği- Ancak şikayet başvurusu, verilen yedi günlük dava açma süresini kesmeyeceğinden, alacaklının İİK’nın 99. maddesi gereğince süresi içinde üçüncü kişinin "istihkak iddiasının reddi için" dava açması gerekirken şikayet başvurusu ile yetinildiğinden, üçüncü şahsın istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı ve alacaklı tarafından konulmuş olan haczin kaldırılması gerekeceği-
İİK'nın 96. vd. maddelerine dayalı üçüncü kişinin istihkak iddiasına ilişkin davada mahkemece davacı tarafa dilekçesinde gösterdiği ve sunmadığı belgeleri sunması için süre ve imkkan tanınıp, ihaleye ilişkin belgelerin sunulması halinde tüm evrakların getirtilmesi, dava konusu mahcuzlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihaleden satın alınan menkullerin hacizli menkullere uygun olup olmadığının saptanması, yine ihale bedelinin ödenip ödenmediği belirlenip, üçüncü kişinin ticari defterlerin ve varsa faturaların istenerek hacze konu mahcuzların davacının envanterinde kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi, ondan sonra alınacak bilirkişi raporu ve bu doğrultuda toplanacak delillerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu haczin, borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste yapılmadığı gibi haciz sırasında borçlunun hazır bulunmadığı, haciz mahallinde borçluya ait herhangi bir belgeye de ulaşılamadığı uyuşmazlıkta mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olduğu- Davalı alacaklı vekili, "üçüncü kişinin borçlunun sigortalı çalışanı olduğunu, muvazaalı devir yapıldığını" iddia etmekte olup mahkemece; borçlu ile üçüncü kişinin vergi kayıtları ile ticaret sicil kayıt örneklerinin dosya arasına alınması, dava konusu haciz adresinde haciz tarihinden itibaren geriye doğru kimlerin hangi tarihler arasında faaliyet gösterdiğinin Vergi Dairesindeki kayıtlar üzerinden belirlenmesi, borçlu ve üçüncü kişinin SGK kayıtlarının getirtilmesi, dava konusu mahcuzlarla ilgili taraflarca tutulan ticari defter ve kayıtların getirtilmesi gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği-
Davacı vekilinin mahcuzların üçüncü kişiye fason olarak bırakıldığını, malik olmadıklarını, mahcuzları fason olarak bırakan dava dışı şirketleri belirterek, mülkiyetin dava dışı şirketlere ait olduğunu belirttiği, davacı üçüncü kişinin kendi adına istihkak iddiasında bulunmadığının anlaşıldığı, öte yandan, istihkak iddiasının, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebileceği, Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı, buna göre, davacı üçüncü kişinin dava dışı şirketler adına yaptığı istihkak iddiasının da geçerli olmadığı-
İstihkak davasının dinlenebilmesi için ön koşulun, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulması olduğu- İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebileceği- Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı-
İİK'nin 97/13. maddesi hükmüne göre istihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın %20'sinden aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunacağı-
İstihkak davasının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemesinde (davalının birden fazla olması halinde bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde) açılabileceği-