Davalının hükme esas alınan bilirkişi raporuna gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz ettiği, ancak mahkemece, itirazlar karşılanmadan hüküm tesis edildiği, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda, bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirmenin uzman bilirkişilerin görevi olduğu, o halde, mahkemece; ...... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ............esas, ............ Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ........... esas sayılı dosyalarının da istenerek, önceki bilirkişi dışında oluşturulacak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden denetime elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak, davalının itirazlarını karşılar şekilde, davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği gerçek alacak miktarının duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime açık olmayan bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
8. HD. 10.10.2018 T. E: 2175, K: 17095-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine-
Mahkemece; H.bey vakıf kaydı nedeni ile taviz bedeline ilişkin olan komşu 2 taşınmaz dava dosyaları getirtilerek tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm dayanakları, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgelerin incelenmesi, vakfiye kapsamında, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınması ve ilgili tapu kaydı üzerinde bu konuda uzman üniversite (Hukuk Fakültelerinin Medeni Hukuk kürsülerinde görevli) öğretim üyeleri arasından oluşturulacak üçlü bir bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak, davaya konu vakıf ve şerhinin sahih olup olmadığının tespiti amacıyla, maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak dava konusu uyuşmazlık hakkında yöntemince bir araştırma yapılarak, denetime ve hüküm kurmaya elverişli, bilimsel verilere uygun şekilde bilirkişi heyetinden rapor alınması ve varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Bozma ilamına uyulduğu halde tespitteki bilirkişiden yeniden rapor alınarak hüküm tesisinin doğru olmadığı-
8. HD. 09.10.2018 T. E: 2134, K: 17023-
İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amacın, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu- Borçlu ve üçüncü kişinin dava dışı şirketin kuruluşundan itibaren ortaklık ilişkisi içinde bulunması nedeni ile, üçüncü kişinin borçlunun mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek şahsılardan olduğu- Davacı alacaklı davayı bedele dönüştürdüğünden davalının taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri kadar bir tazminatla alacak ve fer'ilerini geçmeyecek şekilde tazminatla sorumlu olacağı- Dava konusu taşınmazın satış tarihindeki değerinin tespiti yönünde alınan bilirkişi raporunda, emsal karşılaştırması, yapının değeri etkileyen özellikleri konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığından, mahkemece, konusunda uzman bir inşaat mühendisi ve emlak bilirkişisinden gerekirse yeniden keşif yapılarak taşınmazın satış tarihindeki rayiç satış bedelinin tespiti yönünde denetime elverişli rapor alınması gerektiği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı tarafça tahakkuk ettirilen borç miktarı değerlendirilmeksizin ve herhangi bir hesaplama yapılmaksızın, sadece tahakkuk eden borcun davalılardan tahsil edilmesi gerektiğinin belirtilmesiyle yetinilmiş olduğundan mevzuata uygun teknik bir incelemenin yapılmadığının, davalı tarafça da itiraz edilen söz konusu raporun yetersiz olup, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığının anlaşıldığı, o halde mahkemece; öncekinden farklı konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli yeni bir rapor alınarak, davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği elektrik tüketim miktarının duraksamasız belirlenmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Ecrimisil isteği-
Davacı tarafın üzümlerin satımı ve teslimine dair dayandığı ve dosyaya sunduğu kantar fişlerinin üzerinde satılan miktarın yanı sıra alıcı adının da bulunduğunun görüldüğü, ancak söz konusu ürün için düzenlenen kantar fişlerinin birkaçının üzerinde davalının da iddia ettiği gibi davalının alıcısı olduğu firmadan farklı alıcı firma isimleri de bulunduğundan, kantar fişlerindeki bu hususun araştırılması ve kayıtlar incelenerek davalı bakımından sorumluluk miktarının belirlenmesi amacıyla bilirkişi tayiniyle denetime elverişli rapor alınıp değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekeceği-