1.1.2005 tarihinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti yeni para birimi Yeni Türk Lirası olduğu, alt birimin de Yeni Kuruş olduğu bir Yeni Türk Lirası'nın Yüz Yeni Kuruşa eşit olduğu- Türk Lirası değerler Yeni Türk Lirası'na dönüştürülürken Birmilyon Türk Lirası (1.000.000 TL) eşittir Bir Yeni Türk Lirası değişim oranının esas alınacağı ve buna göre Bir Yeni Türk Lirasının Yüz Yeni Kuruşa eşit olduğu- İtirazın iptali davasında, bilirkişi tarafından banka kayıtları da incelenerek ekstrenin hangi birime göre düzenlendiği üzerinde durulup özellikle Bir Yeni Türk Lirası'nın Yüz Yeni Kuruşa karşılık geldiği de dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi gerektiği-
Termik santrallerden kaynaklanan bir zarar olup olmadığı hususunda alınan raporlar arasında açık çelişki bulunduğundan, öncelikle termik santrallerden kaynaklanan bir zarar olup olmadığı hususu tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği- Ziraat Fakülteleri'nin toprak, bitki ve tarım ekonomisi bölümlerinden seçilen uzman üç akademisyen ile çevre mühendisi ve dava konusu yerlerle ilgili bilgi ve deneyimi bulunan ziraat mühendisi ile fen bilirkişisinden oluşacak altı kişilik bir bilirkişi kurulu aracılığı ile taşınmazlar üzerinde "hasattan önce" keşif yapılması gerektiği- Keşif sırasında, taşınmazlardan yeteri kadar toprak ve bitki örnekleri toplanması, karşılaştırma yapılabilmesi için santrallerin etki alanı dışındaki taşınmazlardan şahit toprak ve bitki numuneleri ile santrallere komşu taşınmazlardan toprak ve bitki numuneleri alınması ve analiz yaptırılması gerektiği- Bilirkişi heyeti tarafından, bitkilerin başak, yaprak ve köklerinin yerinde incelenmesi, boyları, gövde kalınlıklarının gözlemlenmesi, kökleri çekilerek kök yapılarında çürüklük olup olmadığına bakılması, bitki yaprak ayalarının genişliği ve parlaklığının kontrol edilmesi, bitki yüzeylerinde normalin dışında bir toz birikimi ve plaklaşmış baca gazı artığı olup olmadığının denetlenmesi ve edinilen gözlem sonuçlarının raporda açıklanması, ürünlerin yakından ve anlaşılır şekilde, yeteri kadar fotoğrafları çekilerek dosyaya alınması gerektiği- Toprak ve bitki analiz sonuçları ile yapılan gözlem sonucu tespit edilen hususlar, taşınmazların santrallere uzaklıkları ve konumları, hakim rüzgar yönüne ilişkin meteoroloji verileri, santrallerin çalışma kapasiteleri ve zamanları değerlendirilerek, toplam metal değerleri ile alınabilir metal değerleri tespit edilip, gerek yasal sınır değerler gerekse literatürde kabul edilen değerler ile kıyaslanarak, toprağın doğal yapısının bu sonuçlara etkileri açıklanarak, davaya konu taşınmazlarda santrallerden kaynaklı bir zarar doğup doğmadığının tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiği- İncelemeler sonucunda santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde; zarar hesaplaması yapılırken, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelirin belirlenmesi ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin verilerin esas alınması gerektiği-
Dava konusu üç marka ile davacının bu markalara benzer olduğunu belirttiği davacı markaları yönünden inceleme, karşılaştırma ve değerlendirmelerin yapıldığı rapor aldırılıp tarafların iddia ve savunmalarına göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece davalının bir markası hakkında değerlendirmeler yapılan eksik ve yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece; alınan bilirkişi raporlarında, dava konusu taşınmaza davacının yaptığı imalatlar belirlenirken bu imalatların faydalı ve zorunlu nitelikte olup olmadığının tespitinin yapılmadığı ve imalatların yıpranma payının hesap edilmediği, o halde, mahkemece; dava konusu taşınmazda yapılan faydalı ve zorunlu masrafların ve yapılan imalatların yıpranma payı da düşüldükten sonra bedellerinin, alınacak bilirkişi raporu ile belirlenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Fen ve ziraat mühendisi bilirkişilerin katılımıyla taşınmaz mahallinde keşif yapılarak bilirkişi heyetinden rapor alınmış ise de , bilirkişilerin araziye paftayı uygulamakla yetindiği, taşınmazın ilk evveliyatına dair coğrafi ve hukuki durumunun değerlendirilmediğinin; sonrasında talimat yoluyla uzman bilirkişilerden alınan raporun ise dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde hazırlandığının, vakfın türünün, dava konusu taşınmazın vakfın kapsamında olup olmadığı hususunun bilimsel verilere uygun olarak açıklanmadığının anlaşıldığı, bununla beraber, bilirkişi veya bilirkişilerin tarafsızlığı asıl olup, bilirkişi heyetinde yer alan Vakıflardan Sorumlu Devlet Bakanlığı danışmanının davalı idare nezdinde görevinin devam edip etmediğinin mahkemece araştırılmadığı, hükme esas alınan raporun bu hali ile taraf ve Yargıtay denetimine açık olmadığı gibi hüküm kurmaya da elverişli olmadığı, hal böyle olunca; mahkemece, dosya arasında bulunan davaya konu taşınmaz tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm dayanakları, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler ile birlikte bu konuda uzman ve tarafsız üniversite ( Hukuk Fakültelerinin Medeni Hukuk kürsülerinde görevli) öğretim üyeleri arasından oluşturulacak yeni üçlü bir bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak, davaya konu vakıf ve şerhinin sahih olup olmadığının tespiti amacıyla, yukarıda anılan maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak dava konusu uyuşmazlık hakkında yöntemince bir araştırma yapılarak, denetime ve hüküm kurmaya elverişli, bilimsel verilere uygun şekilde bilirkişi heyetinden rapor alınması ve varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacı şirkete sigortalı işyerinde hırsızlık nedeni ile oluşan zarar miktarının bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilmesi ve sonucuna göre davalının sorumluluk miktarının belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeyle dosyada mevcut sigorta ekspertiz raporuna göre yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, dava konusu taşınmaza ait vakfiye getirtilerek ve mahallinde keşif yapılarak; tapu kaydı ve dayanakları(kadastro tutanağı vd.) ile vakfiye örneği bu konuda uzman üniversite (Hukuk Fakültelerinin Medeni Hukuk kürsülerinde görevli) öğretim üyeleri arasından oluşturulacak üçlü bir bilirkişi heyeti aracılığı ile mahalline uygulanmalı ve akabinde HMK.nun 266. maddesi uyarınca yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde uzman bilirkişi kurulundan rapor aldırılarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekeceği-
Davalı şirkete yazı yazılarak taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmeleri dosya içerisinde getirtilip davaya konu sayacın davacıya ait olup olmadığı, davaya konu faturanın hangi dönemleri kapsadığı, faturadaki tüketimin kime ait olduğu, sayacın değiştirilip değiştirilmediği, değiştirildi ise buna dair tutanakların getirtilerek, davacı adına düzenlenen faturadan davacının sorumlu olup olmayacağı hususunun tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekeceği, mahkemece belirtilen tüm deliller toplanıp konusunda uzman bilirkişiye tevdi ile sonucuna göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-