"Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletlerinin..... haczedilemeyeceği"ne ilişkin İİK. mad. 82/1-4 hükmünün uygulanamabimesi için, borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi veya kiraya vermesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabileceği- Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapmasının çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmayacağı- Borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı tespit edilerek, borçlunun şikayet konusu yaptığı araçların hangilerinin borçlunun çiftçilik mesleğinin devamı için zorunlu, vazgeçilmez olduğunun keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmesi ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılarak karar verilmesi gerektiği- Mahkemece; borçlunun ve ailesinin geçimini sağlaması için yeterli arazi miktarı ile arazi üzerinde yetiştirilebilen ürün de dikkate alınarak, borçlunun, faaliyetlerini sürdürebilmesi için traktöre ihtiyacı olup olmadığı, ihtiyacı varsa şikayete konu aracın kıymeti ve borçlunun haline münasip traktörü alabilmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, traktörün kıymeti, borçlunun haline münasip traktörün bedelinden fazla ise satılmasına, satış bedelinden traktörü alabilmesi için gerekli olan paranın borçluya bırakılmasına, kalanın hak sahiplerine ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin alacaklıya ait olduğu- Borçlu vekiline borçlunun imza örneklerinin nerelerde bulunduğunu beyan etmesi yönünde külfet yüklenemeyeceği ve bu konuda borçluya süre verilmek sureti ile sonuca gidilemeyeceği- Mahkemece; ispat yükünün alacaklıda olduğu göz önünde bulundurularak, alacaklıya borçlu şirket müdürünün imza örneklerinin nerelerde bulunduğunu beyan etmesi için kesin süre verilmesi, imza örnekleri ilgili yerlerden getirtilerek, usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi tarafından borçlunun bildirmiş olduğu imza örneklerinin rapor tanzimine yeterli görülmediğinin belirtilmesi durumunda ise borçlu şirket müdürüne meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek, geldiğinde, imza örnekleri alınıp bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile sonuca gidilmesi gerektiği-
Senedin rakamla yazılı bedel hanesinde tahrifat yapıldığının saptanması halinde yazı ile gösterilen bedel hanesine itibar edilemeyeceği- Senedin rakam hanesinde tahrifat bulunduğu iddiası yönünden bilirkişi raporu alınması gerektiği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporu, faturada belirtilen işçilik ücretleri esas alınarak düzenlendiğinden, parça ve işçilik ücretleri konusunda açıklama ve ayrıntı içermediğinden bilirkişi raporunun bu haliyle gerçek zararı göstermekten uzak olduğu, hasar miktarı ayrıntılı olarak belirlenmediğinden denetime elverişli olmadığı-
Taraflar arasındaki tazminat davasında, protokol bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davalının 20 yıl boyunca tren yolunu ve limanda buna ilişkin ayrılan iskeleyi kullanma taahhüdü altına girdiği, seferlerin durdurulmasından kaynaklı davacı zararının da davalı yanca karşılanması gerektiği sonuca varıldığı- Mahkemece, uzman bilirkişi kurulundan rapor alınıp, protokol ve TBK'nun 408. maddesi hükümleri değerlendirilip, davacının seferlerin durdurulması sonucu yapmaktan kurtulduğu masraflar düşülüp, geçmişteki ortalama vagon taşıma ile iskele ve demir yolu kullanımı sonucu alınan ücret değerlendirilip, tazminat miktarının belirlenmesi ile sonuca gidilmesi gerektiği-
Bilirkişi raporunda imzanın borçlunun eli ürünü olduğu ya da olmadığı yönünde "kesin bir görüş" bildiriminde bulunulmadığı görülmediğinden, bilirkişi raporunda yer alan belirsizliğin borçlu lehine yorumlanmasının zorunlu olduğu; takibe başlayan ve icra dosyasına sunduğu senetteki imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olup, bu iddiayı ispat külfetinin de alacaklıya ait olduğu- Adli Tıp Kurumu'nca düzenlenen rapor içeriğine göre borçlunun itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece hükme yeterli bir araştırma yapıldığının söylenemeyeceği, hükme esas alınan inşaat ve ziraat bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda; denetime elverişli emsal kira bedelleri karşılaştırılmadığı gibi, ecrimisil hesaplamasında, ilk dönem ecrimisil tutarının belirlenip, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere hesaplanması gerekirken, geriye dönük olarak hesap edilmiş olmasının doğru olmadığı-
"Davalı fatura bedellerini davacıya kargo yolu ile göndermiş olduğu çekle ödediğini, çekin kaybedilmesinde bir sorumluluğu bulunmadığını", davacı ise "davalı tarafından kendisine çek gönderilmediğini" belirttiğinden, ispat yükümlülüğünün davalı tarafa düştüğü- Mahkemece davacının ticari defter ve belgeleri incelenmeden, davalının ticari defter kayıtları esas alınarak hüküm kurulmuşsa da, davalının ticari defterlerindeki kayıtların dayanak belgeleriyle doğrulanmadığı takdirde tek başına ödeme konusunda ispata yeterli olmayacağı- Mahkemece davacı ticari defter ve belgelerinin bulunduğu yerde bilirkişi incelemesi yapılması için talimat yazılarak alınacak rapor da değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun birden fazla evi var ise, istediği taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceği- Şikayete konu taşınmazın değeri, bilirkişi raporu doğrultusunda 378.000,00 TL; borçlunun haline münasip alabileceği evin değeri ise 120.000,00 TL olarak tespit edilmesi durumunda, mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile haline münasip evi alabilmesi için gerekli olan 120.000,00 TL' nin borçluya, kalanının ise hak sahiplerine ödenmesine ve taşınmazın 120.000,00 TL'den az olmamak üzere satılmasına karar verilmesi gerektiği-
"Ayıp iddiası yönünden, davalının itirazlarını de değerlendirecek biçimde ayrıntılı rapor alınıp, satılan malın ayıplı olduğunun tespiti halinde süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunulmadığı yönünden de araştırma ve inceleme yapılması" gerektiğine değinen bozma kararı gereğince "3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken" tek bilirkişiden rapor alındığı ve bu raporda bozma kararında açıklanan hususlarda yeterli inceleme ve izahata yer verilmemiş olduğu anlaşıldığından hükmün bozulması gerektiği-