Mahkemece; görüşüne başvurulan bilirkişi serbest muhasebeci mali müşavir olup, su aboneliği ile ilgili uzmanlıklarının bulunduğu hususunda dosya içerisinde bir bilgiye de rastlanılamadığı, hükme esas alınan raporları düzenleyen bilirkişinin dava konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığı anlaşıldığından, söz konusu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisinin mümkün olmadığı, hal böyle olunca, mahkemece, dava dosyası önceki bilirkişi dışında, aralarında su aboneliği kullanımı hesabı konusunda uzman ve ehil olan mühendis bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişilerden davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği bedel hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, davalı tarafın bilirkişi raporuna yaptığı itirazların da değerlendirildiği bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekeceği-
Mahkemece; İTÜ veya Kara Yolları Fen Heyetinden oluşturulacak heyetten aracın kaza tarihindeki rayiç bedeli, hasar miktarı ile aracın perte ayrılmasının gerekmesi halinde aracın sovtaj değeri belirlenerek çelişki olması durumunda çelişki giderilerek ve kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle gerçek zarar yönünden ayrıntılı, denetime elverişli uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince; öncelikle icra mahkemesi kararının kesinleşerek kesin hüküm niteliği kazandığının kabulü ile anılan dava dosyasında sunulan bilirkişi raporları ve sair belgelerin değerlendirmeye alınması ile, tarafların sunmuş olduğu, takip konusu borcu ödemeye dair tüm belgelerin ve yapmış oldukları itirazların, ayrıntılı olarak ve kül halinde, yeniden bilirkişi tarafından incelenmesi ile elde edilecek, Yargıtay denetimine elverişli rapor sonucu oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-
Hükme esas alınan raporda Yönetmelik gereğince emsal tüketimlerin dikkate alınmadığı, raporun bu hali ile hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, dosyanın konusunda uzman üçlü bilirkişiye tevdiyle, İZSU Tarifeleri Yönetmenliğinin ilgili hükümleri değerlendirilerek, davacının itirazlarını da karşılar nitelikte, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekeceği-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu 6100 sayılı yasanın bilirkişi heyeti oluşumuna aykırı olduğundan mahkemece konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden Mahkeme, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu kaçak elektrik bedelinin, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan ve tutanak tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 Sayılı EPDK Kurul Kararı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bu husus bozma kararında da belirtildiği halde yerine getirilmediğinden bilirkişi raporunun bu yönü ile yönetmeliğe uygun olmadığı, tutanak tarihindeki yönetmeliğe uygun olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm verilemeyeceği, hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle, önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişiden kaçak tahakkuku nedeniyle belirlenmesi gereken bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile 622 sayılı EPDK Kurul Kararı çerçevesinde hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, çözümü teknik bilgiye dayalı bir konuda, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen gerekçeli rapora itibar edilmeden ve mevcut duruma göre de bilirkişi raporundaki kusur durumunun olayın oluşuna uygun düştüğü gözetilmeden yazılı olduğu şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisinin isabetli olmadığı-
Davacı tarafından başlatılan tüketici kredisi sözleşmesinden doğan alacaklara ilişkin takipte ileri sürülen taleplerin hesaplamayı gerektirdiğinden, mahkemece konusunda uzman bir bilirkişi seçilerek denetime elverişli bir rapor alınıp yapılacak inceleme sonucuna uygun karar verilmesi gerekeceği-
Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye gelen ve Devlet Bakanlığınca hazırlanan göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın alan davacının bankadan kredi kullanıp ek borçlandırma sözleşmesi ile eski para ile kredi kullanıp, ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için eski para olarak belirlendiği, kesin maliyet hesabının resmi verilere göre hazırlanması ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmaması nedeniyle bu kesin maliyet hesabına itibar edilmesi gerektiği böylece davacının konut maliyetinin üstünde borçlandığı ve mahsup yapıldığına ilişkin kesin ve inandırıcı belgenin dosya içerisinde yer almadığından davacı tarafından yatırılan peşinatın borçtan mahsup edilmediği kabul edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteği-