Taşınmazlarda santrallerden kaynaklı bir zarar doğup doğmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde tespitinin yapılması gerektiği- Raporlar arasındaki çelişkiler nedenleri izah edilerek, Mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli, gerekçeli bir bilirkişi raporu düzenlendiğinde santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde zarar hesaplaması yapılırken, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelir belirlenerek hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınacağı-.
Anne yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu, mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler nedenleri izah edilerek giderilip, Mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli, gerekçeli bir bilirkişi raporu hazırlanması gerektiği- Yapılacak incelemeler sonucunda santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde ise; zarar hesaplaması yapılırken, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelir belirlenmeli ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınacağı-
Feragat edilen parsel yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi, dava ve ıslah dilekçesindeki istemin, her bir taşınmaz yönünden eşit olduğu dikkate alınarak tazminat miktarının feragat edilen parseli kapsayacak şekilde belirlenemeyeceği- Bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler nedenleri izah edilerek giderilip, Mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli, gerekçeli bir bilirkişi raporu hazırlanması gerektiği- Yapılacak incelemeler sonucunda santral kaynaklı bir zarar doğduğu sonucuna varılması halinde ise; zarar hesaplaması yapılırken, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelir belirlenmeli ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınacağı-
Ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin davada, üçlü bilirkişi heyeti raporu ile karara esas alınan Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki olduğu, Adli Tıp Kurumu raporunun bu çelişkiyi açıklamadığı, tarafların iddialarını karşılamadığı, isnat edilen kusur yönünden aydınlatıcı nitelikte olmadığı, mahkemece tayin edilecek yeni bilirkişi heyeti tarafından, rapor alınarak davalıların kusur durumlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığın 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 84. vd. maddesinde düzenlenen haksız rekabet hükümlerine göre çözümleneceği açık olup hakimin genel ve hukuki bilgisiyle çözüme kavuşturabileceği mahiyette olması sebebiyle bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektirmeyeceği, bu itibarla mahkemece uyuşmazlığın çözümü yerine yazılı gerekçe ile reddinin doğru olmadığı-
Ecrimisil hesabı yapılırken, taşınmazın kiralandığında yaklaşık 12 yılda kendini amorti edebildiği bilindiğinden, taşınmazın yıllık kira bedeli hesaplanırken taşınmazın değeri 12'ye bölünmüş ve yıllar itibari ile taşınmazın getirebileceği ecrimisil bedeli yeniden değerleme oranına göre güncellenerek hesaplanmışsa da, bilirkişi tarafından bu tür bir hesaplama yönteminin yerleşmiş içtihatlara aykırı olduğu-
Ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin davada, düzenlenen bilirkişi raporunda, davalıya 2/8 kusur oranı verildiği, olaya tanık olan kişinin savcılık ifadesinde davacının kusur oranının artmasına sebebiyet verecek beyanlarda bulunduğu, savcılık dosyasındaki ifadelerin değerlendirilerek konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği-
Davaya konu olayın hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenebilir nitelikte olmadığından, teknik ve uzmanlık gerektirecek bir konuda görev alanına girmeyen bir hususta hakimin, bilirkişinin yerine geçerek tarafların kusur oranlarını belirleyemeyeceği- Bilirkişi heyetinden dosyada mevcut raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek, hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olacak şekilde rapor alındıktan sonra ceza yargılaması sonucu da nazara alınarak bir hüküm kurulması gerektiği-