Tazminat davası-
Mahkemece; raporlar arasında çelişkiyi de giderir biçimde, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer tüm belgeler incelenmeli, vakfiye kapsamında, Vakıflar Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve ilgili tapu kaydı üzerinde bu konuda uzman üniversite (Hukuk Fakültelerinin Medeni Hukuk kürsülerinde görevli) öğretim üyeleri arasından oluşturulacak üçlü bir bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak (fen ve kadastro bilirkişisi eşliğinde), davaya konu vakıf ve şerhinin sahih olup olmadığının tespiti amacıyla, yukarıda anılan maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak dava konusu uyuşmazlık hakkında yöntemince bir araştırma yapılarak, denetime ve hüküm kurmaya elverişli, bilimsel verilere uygun şekilde bilirkişi heyetinden rapor alınmalı ve varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Davaya konu edilen ve ecrimisile hükmedilen 689 parsel sayılı taşınmaz kargir ev olan zeytinlik niteliği ile davacı ve davalının ortak murisi adına tapuda kayıtlı olduğu, dosya kapsamında bulunan veraset belgesine göre, mirası birer hisse olmak üzere toplam iki hisse olarak davacı ve davalıya kaldığının anlaşıldığı, o halde, mahkemece, 689 parsel sayılı taşınmaz yönünden intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususu araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmesi, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmelerinin de getirtilmesi, oluşturulacak bilirkişi heyeti marifeti ile bilimsel verilere uygun, denetime elverişli şekilde emsal araştırması yapılarak ecrimisil hesabı konusunda rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği- Davaya konu edilen ve ecrimisile hükmedilen 689 parsel sayılı taşınmaz yönünden kabul edilen ecrimisilin davalının pay oranı gözetilerek belirlenmesi gerekirken anılan taşınmazın tamamı davalı adına kayıtlıymış gibi hesap yapılarak hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
İddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa araç sürücüsünün kusurunu ispat yükünün davacıya ait olduğu, mahkemece öncelikle savcılık dosyası, kazaya ilişkin tüm belgeler, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibari ile aracın motorsiklete sol tarafından çarpması (tanık beyanına göre) sonucu gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarının doktor bilirkişi ve trafik bilirkişisi tarafından değerlendirilerek kazanın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumları konusu ayrıntılı, denetime elverişli şekilde aydınlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Rücuen tazminat davası-
İşyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Davacının, dava dışı firmadan almış olduğu cins ve miktar kadar betonu davalıdan alsaydı ödeyebileceği toplam tutarın miktarı hesaplattırılarak ve bunun nasıl hesaplandığı net olarak ortaya koyulduktan sonra davacının dava dışı firmadan alınan beton birim fiyatlarının piyasa rayiç koşullarına uygun olması nedeniyle yapılan toplam ödeme davacının davalıya yapacağı toplam ödemeden daha fazla ise iki fiyat arasındaki farka hükmetmek gerekirken bunun yapılmadığı, diğer taraftan dosya içindeki belgelerden taraflar arasındaki beton tedarik sözleşmesindeki yazılı birim fiyatın daha sonra taraflarca revize edilerek birim fiyatın bir miktar yükseltildiği, yaptırılacak hesaplamada bu vakıanın doğruluğu saptandığı taktirde revize edilmiş birim fiyatın iki fiyat arasındaki farkın hesaplanmasında uygulanmasının gerektiği-
Yerel sulh hukuk mahkemesinin ilamıyla davacınn 4721 sayılı TMK'nin 405/1. maddesi gereğince kısıtlanıp, ...........'ın vasi tayin edildiği, eldeki davada da vasi tarafından davacı adına vesayeten davacı vekiline vekaletname verildiği ve davanın bu şekilde açıldığı, ancak eldeki dava için vesayet makamından alınmış husumete izin kararının bulunmadığı anlaşıldığından, TMK'nin 462/8. maddesi uyarınca eldeki dava için vesayet makamından "husumete izin" kararı alınması ve anılan usuli işlem tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece; dava konusu taşınmaz için ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinden- dava tarihine kadarki dönem için, diğer taşınmazlar için ise ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinden - satış tarihine kadarki dönem için, hazırlanacak denetime elverişli bilirkişi raporu ile hesaplanacak ecrimisil bedelinin davalıdan tahsili yönünde hükmün tesisi gerekirken, yazılı gerekçeyle yasal süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde delil olarak dayanılmayan tanık beyanları nazara alınarak davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Sözleşmede cezai şart USD olarak belirlenmişse de; davacının dava açarken cezai şart alacağını 50.000 TL olarak talepte bulunduğu, daha sonra ıslah ederek 739.931,40 TL'ye artırdığı, mahkemece davacının talep edebileceği cezai şartın 789.887,62 TL olarak tespit edilip, bu miktarın davalının ekonomik mahvına sebep olacağı belirtilerek 250.000 TL'ye indirildiği, ancak mahkemece cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olup olmayacağı hususunda bilirkişiden rapor alınarak, daha sonra takdir hakkının kullanılması gerekirken bilirkişi raporu almadan davalının ekonomik mahvına sebep olacağı belirtilerek yazılı şekilde karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-