Mahkemece öncelikle dava konusu parsele ilişkin geçerli mimari proje ve vaziyet planının tespit edilerek dosya arasına alınması, çelişkinin giderilmesi amacıyla mahallinde konusunda uzman bilirkişiler aracığıyla yeniden keşif yapılıp (ortak alanlar ve yolların da bağımsız bölümlerin arsa paylarına dahil olup olmadığı da açıklattırılarak) infazda tereddüt oluşmayacak şekilde rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mükerrer ödeme yapılmasında davalıların dahili olmamışsa, hiç kimse kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceğinden, idarenin kendi kusurundan kaynaklanan mükerrer ödemeden dolayı, davalıların sorumlu olmayacağı da gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği- Davacı üniversite tarafından sehven yapılan ödemeden dolayı dava dışı şahıslara yönelik olarak takibe devam edildiği anlaşıldığından, icra dosyasında da davacı tarafından tahsilat yapılma ihtimali bulunduğundan sebepsiz zenginleşmeye neden olmamak için hükmün belirtilen icra dosyası ile tahsilde tekerrüre neden olmamak üzere kurulması gerektiği- Davalılara yapacakları işlem konusunda ayrıca özel ve teknik yönden eğitim verilmediği, iş yoğunluğu bulunduğu, şirketler hakkında sürekli haciz ihbarnamelerinin geldiği, ayrıca şirketler arasında isim benzerliği ve adi ortaklık ilişkisi bulunması, davalıların bu işlem nedeniyle şahsi çıkar sağlamaması, kasıt ve eylem birliği bulunmaması birlikte gözetildiğinde, belirlenen zarardan davalılar yararına hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği- Hakimlik mesleğinin gereği olarak bilinmesi gereken zamanaşımı konusunda bilirkişiden ek rapor alınmasının hatalı olduğu-
Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ecrimisil miktarının belirlenmesi gerekeceği, alınan bilirkişi raporunun, somut bilgi ve belgeye dayanmasının, tarafların ve hakimin denetimine açık olmasının ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanmasının gerekli olduğu, taraflardan emsal kira sözleşmelerinin istenmesi (davada taraf olmayan şahıslarca yapılan emsal kira sözleşmesi olmalı) ayrıca çevredeki benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, emsal kira sözleşmelerinin de getirtilmesi, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırmasının yapılması gerekeceği, ilke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, dava konusunun mimari projesinde kömürlük, bahçe gibi vasıflarda olması değil, fiili kulanımın ne şekilde olduğu ile bağlı kalınarak, taşınmazın dava konusu mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği-
Hukuki ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkin davada, ehliyetsizlik iddiasının öncelikle ele alınması gerektiği- Temlik tarihinde mirasbırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınması, ehliyetsiz olduğunun saptanması halinde davanın kabulüne, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise, davacı tanıklarının beyanları ile temlikin muvazaalı yapıldığı ve mirasbırakanın davalılardan mal kaçırmasını gerektirir bir durumun varlığının kanıtlanamadığı, mahkemece dinlenen ve davanın kabulü halinde çekişmeli payda hak sahibi olabilecek mirasçının beyanlarından temlikin diğer mirasçının borçlarının ödenmesi amacıyla yapıldığının anlaşıldığı ve aynı resmi akit ile dava dışı mirasçının da taşınmazdaki payını davalıya temlik ettiği hususları gözetilerek, muris muvazaasına dayanılarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Hukuki ehliyetsizlik iddiası araştırılmayan davacının temyizi bulunmadığında, davalının temyizi üzerine hukuki ehliyetsizliğin yöntemince araştırılarak öncelikle incelenmesi yönünde bozma kararı verilmesi, aleyhe bozma yasağı kapsamında kalır mı?
Mahkemece hükme esas alınan, Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporunda; davacı çocuğa aynı kural ihlalinden %75 oranında kusur verilirken davalı sürücüye, otobüsten inen yolcuların karşıya geçebileceğini dikkate alarak hızını asgari hadde indirmediği, kontrolsüz ve seyir hızıyla seyrettiği için %25 kusur oranı verildiği, trafikçi bilirkişi raporunda belirttiği üzere davacı çocuğun indiği otobüsün sürücüsüne neden kusur verilmediğinin anlatılmadığı sadece rapordaki kusur oranlarına iştirak edilmediğinin belirtildiği, bu yönüyle hükme esas alınan kusur raporu yeterli olmadığı gibi bilirkişi raporları arasındaki kusur durumuna ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesinin doğru olmadığı, bu durumda mahkemece, İTÜ trafik kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden kusur durumuna ilişkin çelişki giderici, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; davalı sorumluluğunun başlangıç noktasının, zorunlu deprem sigortası teminat limitinin üzerinde kalan deprem zararı olduğu da dikkate alınmak suretiyle, davacıya ait işyeri için deprem tarihinde geçerli olan zorunlu deprem sigortası teminat limitinin tespiti konusunda gerekli araştırmanın yapılması; daha sonra, sigortalı işyeri binasının deprem tarihindeki serbest piyasa rayiçlerine göre yeniden yapım maliyetinin ne kadar olacağı hususunda, konusunda uzman başka bir inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınması; saptanacak hasar bedelinin, DASK teminat limitinin altında kalması halinde davalıya husumet düşmeyeceği ve DASK limitini aşan zarar tespiti halinde ise anılan limiti aşan zarar kısmından poliçedeki müşterek sigorta ve muafiyet hükümleri dahilinde belirlenecek bedelden davalının sorumlu tutulabileceği gözetilerek hüküm tesisi gerekeceği-