Mal rejimi tasfiye davalarının alacaklı eşe mülkiyeti talep etme hakkı vermeyeceği- Davalı ile müteveffa arasındaki mal rejimi TMK'nin 225/son maddesi gereğince müteveffanın öldüğü tarihte sona erdiğine göre miras malları yönünden davacı ile davalı arasında ilişki mirasçılık sıfatına yönelik olup alacak davalarında tarafların birbirlerine karşı miras payları oranında sorumlu olacakları- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda TMK.'nun 225/son maddesinde ve 07.10.1953 tarihli ve 8/7 YİBK'nda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın tarafların miras payları yerine tasfiye alacak oranı üzerinden ecrimisil hesabı yapıldığı, mahkemece bu rapor esas alınmak sureti ile sonuca gidildiği, mahkemece, taraflar arasında daha önce görülen davalar nedeniyle intifadan men’e ihtiyaç bulunmadığı da göz önünde bulundurularak, gerektiğinde ek bilirkişi da raporu alınmak suretiyle tarafların miras payları baz alınarak ecrimisil miktarının belirlenmesi gerekirken mal rejimi davasında tespit edilen tasfiye alacak oranı üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusuna hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat istemi- 6111 sayılı Yasa’nın yürürlüğünden sonra açılan davada, bu yasa değerlendirilmeden, hükme esas alınan ve konusunda uzman olmayan hukukçu bilirkişi raporunda davacı tarafından faturalandırılan belgeli tedavi giderlerinin 6111 Sayılı yasa kapsamında kalıp kalmadığı, yapılan fizik tedavinin davacının doktorunca önerilip önerilmediği, bu fizik tedavilerin iyileşme kapsamında kalıp kalmadığı tespit edilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu- Davacının fizik tedavi sonucunda faturalı harcama yaptığı, ameliyat izlerinin lazer yöntemi ile giderilmesi için faturalı müdahalede bulunulduğu anlaşılmasına göre, davacının yaralanmasına göre fizik tedavi ve lazer tedavisini önerilip önerilmediği, hüküm altına alınan tedavi giderlerinden 6111 sayılı Yasaya göre davalıların sorumlu olup olmadığının açıklanan maddi ve hukuksal olgular yönünde konusunda uzman bilirkişice değerlendirme yapılarak, karar verilmesi gerektiği-
Kasko sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkin davada hasar dosyasının getirtilerek, dosyanın, hukukçu bilirkişi yerine, hasar konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiye tevdii ile aracın markası, modeli, yaşı ve hasarın boyutu, yapılan ödemeler gibi hususlar birlikte irdelenmek suretiyle, araçtaki hasara ve işçilik vs. kalemlerin ayrıntılı gösterildiği denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki ticari ilişkiden doğan cari hesap alacağının tahsili istemine ilişkin alacak davasında; hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen alacak miktarı davacının usulüne uygun tutulmayan defterlerine dayanılarak belirlenmiş olup, alacağın dayanağını oluşturan belgeler bilirkişi raporu içeriğinde yer almadığı gibi, davalı tarafın bilirkişi raporuna karşı itirazlarının da karşılanmadığı, bilirkişi raporunda tespit edilen alacağın dayanağı belgelere yönelik bir belirleme tespiti de bulunmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki cari hesaba ilişkin ticari ilişkinin sürdüğü döneme yönelik defter ve kayıtların mahkemeye sunularak, sunulamaması durumunda gerekirse defter ve kayıtların ve dayanak belgelerin yerinde incelenmesi suretiyle, davacının cari hesaba ilişkin alacağının varlığı ve miktarının tespiti için yeniden tarafların itirazlarını da karşılayacak şekilde, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiği-
Sigortalı aracın sürücüsünün trafik akışı içerisindeki olayları gözlemleyebilme ve görebilme imkanı olduğu, ani ve birden gelişen bir olay olmaması karşısında; davalının da kazanın gerçekleşmemesi için alabileceği önlemler olduğu, davalının ön ilerisinde, görüş alanı içinde sağ şerit üzerinde sıkışan trafik sebebi ile daha dikkatli ve tedbirli davranması ve gerektiğinde trafik sıkışıklığının düzelmesi için yavaşlaması, ön ilerisinde sıkışan trafik içindeki davacı motosikletliyi geçmek yerine yolun genişlediği uygun zamanı bekleyerek trafik emniyeti açısından kontrollü takiple seyretmesi gerekirken; gerekli tedbirleri almayarak seyrine devam etmesi nedeniyle meydana gelen kazada kusurlu olduğu anlaşıldığından, sigortalı araç sürücüsünün de kusurlu olduğu kabul edilerek davalının kusurunun derecesinin belirlenmesi gerektiği-
Hayat sigorta sözleşmesine dayalı alacak istemi-
İlk derece mahkemesince ve bölge adliye mahkemesince iddia edildiği şekilde, düzenleme tarihi 07/03/2015 olan bononun, 30/04/2015 vade tarihinde tahrifat yapılarak 30/04/2016 haline getirildiği kabul edilse bile bu hususun senedin kambiyo vasfını etkilemeyeceği, takip tarihi itibariyle 3 yıllık zamanaşımı süresine de bir etkisi olmayacağı gerekçesi ile tahrifat iddiası hakkında bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hüküm tesisinin doğru olmadığı, o halde; mahkemece, HMK'nun 266. maddesi uyarınca; anılan bononun vade tarihinde tahrifat yapılıp yapılmadığının tespitinin özel ve teknik bir bilgiyi gerektirmesi nedeniyle, öncelikle bilirkişi incelemesi yaptırılması, tahrifat iddiasının sabit olması halinde ise bononun, tahrifat öncesi durumuna göre zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
17. HD. 07.07.2020 T. E: 2019/3499, K: 4483-
Tazminat davası-
Tazminat davası-