Mahkemece, konusunda uzman bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dava konusu işyerinde oluşan hasar yönünden bilirkişi raporu aldırılmadan hüküm kurmaya yeterli olmayan tek taraflı delil tespit dosyasındaki raporları esas alınarak eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı istemi-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine-
Mahkemece işyerinde zarara neden olan su basmasının nedeni hususunda alanında uzman daha önce rapor alınan inşaat mühendisi bilirkişiden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Sigortasız araç sürücüsünün kusuru oranında davalının sorumlu olacağı gözetilerek; kusur durumunun belirlenmesi konusunda bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği dikkate alınarak; konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden kazanın oluşumunda kusur oranının belirlenmesi hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu raporu mahkemece benimsenmiş olup bu raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 14 olarak belirlenmişse de, anılan bu raporda, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak maluliyet değerlendirmesinin yapılmadığı görüldüğünden, mahkemece; olay tarihi itibariyle yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ölçülerine göre, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'ndan, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Konut sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemi-
Dosyadaki bilirkişi hukukçu olup, hukuk muhakemeleri kurallarına göre hukukçu bilirkişiden rapor alınamayacağı-
Menfi tespit davasında, takip öncesi işlemiş faizin dava konusu yapılmadığı, sadece takip sonrası işlemiş faizi dava konusu yapıldığı- Ancak dava dilekçesinde menfi tespit davasına konu edilen fazla hesaplanan faizin miktarını belirtilmemiş sadece faizin yeniden hesaplanmasının istenildiği, bu şekilde menfi tespit davasının görülmesinin mümkün olmadığı-Hukukçu bilirkişiden rapor alınması doğru olmadığından, uzman hesap bilirkişisine 29.05.2002 takip tarihinden 18.07.2012 hesap tarihine kadar takip dayanağı bono miktarı olan asıl alacak için 3095 sayılı Kanuna göre işleyecek faiz hesaplattırılıp davacının hesap tarihi itibarıyla gerçek faiz borcu bulunup, hesap tablosundaki faiz miktarı ile mukayese edilerek fazla talep edilen kısım yönünden menfi tespite karar verilmesi gerektiği-
Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirleneceği- Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği- Kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla, taşınmazın arsa niteliği değerlendirilip, davacının miras payı da gözetilerek arsa üzerinden hesaplanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken alınan bilirkişi raporunda arsa bazlı mı yoksa arsa ve üzerindeki binalar üzerinden mi hesap yapıldığı belirli olmadığı gibi, ecrimisil miktarının ilk döneminin bulunup sonraki dönemler için ilk döneme dair belirlenen miktara ÜFE artış oranının yansıtılması yerine son dönemin tespit edilerek aşağı inilmesi de hatalı olduğu-
Mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ve mevcut kayıtlar ile yetinilmeyip iddia ile ilgili kişilerden alınacak örnekler ile bu kişilerin aynı annenin çocukları olup olmadığı konusunda DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği-