Nüfus kaydının düzeltilmesi, iptali-
Harici satış sözleşmesindeki satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerektiğinden, sözleşmedeki bedelin, uyarlama ve denkleştirici adalet kuralları, YİBK kararlarının kapsamları ve TEFE-TÜFE endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlar, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin saptanarak belirlenmesi gerektiği-
8. HD. 05.10.2020 T. E: 2018/5818, K: 5776-
8. HD. 01.10.2020 T. E: 2018/5470, K: 5677-
Dosyada talimat yoluyla ve mahallinde keşif de yapılarak iki kez bilirkişi incelemesi yapılmış olup, raporlar arasında davalı idare tarafından düzenlenen tutanaklarda kayıt altına alınan hususların arıza olup olmadığı, giderilip giderilmediği ve arıza sayıları konusunda çelişki olduğu, 03.05.2017 tarihli bilirkişi raporundaki gerekçeler uygun görülerek teminatın iadesi koşulları oluştuğu kabul edilmişse de; sözleşmenin konusu teknik içerikli olup, tutanakların da teknik hususlara ilişkin olduğu, özel ve teknik bilgiyi gerektiren hususlara ilişkin mahkeme hakiminin kendisinin değerlendirme yapmasının HMK’nın 266/I maddesi hükmüne uygun olmadığından mahkemece 281/3 maddesi hükmünce gerçeğin ortaya çıkması için yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan sözleşme ve eki teknik şartname, sözleşmenin garanti başlıklı 16. maddesindeki düzenlemeler, verilen garanti taahhütnamesi içeriği ve kesin teminatın iadesiyle ilgili sözleşmenin 11. maddesindeki düzenlemeleri dikkate alıp, irdelemek suretiyle, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak değerlendirilerek asıl davada sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalının dava konusu 28.02.1990 tarihli sözleşmenin altındaki imzanın kendisine ait olmadığı itirazında bulunduğu, grafoloji ve sahtecilik bilirkişisinden alınan raporda da imzanın davalıya ait olmadığı kanaatine varıldığı ancak davacının eşinin özel belgede sahtecilik suçundan yargılandığı, eldeki dosyada alınan bilirkişi raporu ve ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu anlaşıldığından, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için en az yedi uzmanının katılımı ile oluşan Genişletilmiş Uzmanlar Heyetince düzenlenecek bir raporla 28.02.1990 tarihli sözleşmedeki imzanın davacının eşinin elinden çıkıp çıkmadığı hususunun kesin olarak belirlenmesi gerektiği-
Bilirkişi ücretine ilişkin gider avansının tamamlanmasına yönelik tebligatın davacı asile tebliğ edildiği, söz konusu tebligatın vekil varken asile yapılması nedeniyle usulsüz olduğu, bu durumda; tebligat asile yapılmışken davanın ek kararla açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru görülmediği- Bilirkişiye yönelik giderin taraflarca yatırılmaması halinde, usul yasasındaki düzenleme gereğince bu delile özgü olmak üzere masraflarının suç üstü ödeneğinden karşılanarak temini yoluna gidilebileceği-
İmzaya itiraz süresinin ödeme emri tebliği ile başlayacağı, itiraz süresinin başlamasında tebliğden önce verilen dilekçe tarihinin esas alınamayacağı- Borcun kabulünün, imza itirazında bulunulmasına ve dolayısıyla imza incelemesi yapılmasına engel olmadığı- Bonodaki imzanın borçluya ait olduğunu alacaklının ispat etmesi gerektiğinden, bilirkişi raporlarındaki belirsizliğin borçlu lehine yorumlanacağı-
Mahkemenin hükme esas aldığı 09/03/2017 tarihli bilirkişi raporu ile dosyada sonradan 05/09/2017 tarihli bilirkişi raporları arasında davacının ticari aracını kullanamadığı sürede kazanç kaybına ilişkin olarak yapılan hesaplamalarda açık çelişkiler olduğu anlaşılmakta olup mahkemece, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği-
Davacının payına isabet eden miktarda ecrimisil isteyebileceği- Davacı ecrimisil alacağına dönem sonlarından itibaren faiz talep ettiğinden, mahkemece, alacağa dönem sonları hükümde açıkça belirtilmek suretiyle faize hükmedilmesi gerektiği-