Davacı tarafından dosyaya sunulan mükellef borç listesine göre, dava konusu alacağın 2005-2008 vergilendirme dönemine ilişkin olduğu, ödeme emirlerinin bir kısmının ilanen tebliğ edildiği, bir kısmının da 18.11.2014'de tebliğ edildiği anlaşıldığından, mahkemece konusunda uzman bilirkişiden, tasarruf tarihi itibari ile (24.04.2012) doğmuş vergi borcunun da tespiti yapılarak, tasarruf tarihi itibari ile doğmuş olan vergi aslı ve fer'ileri üzerinden iptal kararı verilmesi gerekirken güncel vergi borcu ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesi yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Dava konusu gayrimenkul tasarrufa konu 3/32 hisse olmasına rağmen mahkemece hisse belirtilmeksizin iptale karar verilmesinin doğru olmadığı- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Paydaşlar arası ecrimisil istemi- Bilirkişi tarafından söz konusu yerlerin yarıcıya verildiği, yarıcının gelirin 2/3’ünü, arazi sahibinin ise 1/3’ünü aldığı belirtilip bu husus dikkate alınarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğu- Ecrimisil alacağına ilişkin dönemsel faiz talep etmesine rağmen, belirlenen ecrimisil bedeline dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğu-
Davacı üçüncü kişi şirket ve borçlu şirketin defter ve kayıtları üzerinde yeniden inceleme yapılarak borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında yapıldığı ileri sürülen sözleşme hükümleri kapsamında malzeme ve hak edişlere ilişkin düzenlemeler ve varsa şantiyeye ilişkin düzenlenen iş yeri teslim tutanakları ve tüm hak ediş raporlarının getirtilmesi, sözleşmenin özellikle bedel ödemesi, malzeme temini ve ihrazat ile ilgili maddelerinin tarafların dayandığı fatura ve sevk irsaliyeleri ile birlikte değerlendirilerek işe başlamadan temin edilen malzeme için hak ediş düzenlendiği iddialarının netleştirilmesi, hak edişlerin inşaat kapsamındaki puantaj yüzdesi, teslim, geçici kabul ve hak ediş durumlarının mahcuzlar için ayrı ayrı tespit edilmesi, öte yandan hak edişler, alacaklının ve üçüncü kişinin delil olarak sunduğu fatura ve sevk irsaliyeleri ile mahcuzların uyumlu olup olmadığı hususunun belirlenmesi ve özelikle hak ediş ödemelerine göre hacze konu menkullerin mülkiyetinin kimde olduğunun netleştirilmesi için aralarında elektrikçi bilirkişi ile maliye/muhasebeci bilirkişinin olduğu ayrıntılı, gerekçeli, hükme dayanak oluşturmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli farklı bir uzman bilirkişi kurulu raporu düzenlettirilmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde tazminat ve ürün bedelinin tahsili istemi-
Bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesi ile bilirkişi raporuna itiraz etmiş olan diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak doğacağı- Bu şekilde rapora itiraz etmeyen taraf bakımından raporun kesinleşmiş olduğu- Yargılamanın müteakip safhalarında başka raporlar alınması halinde de ilk rapordaki kesinleşmiş olan tespitlerin geçerliliğini koruyacağı-
Takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazına ilişkin olarak mahkemece bilirkişiye başvurulmasının kanuna aykırı olduğu-
Bozmaya konu, arasında çelişki bulunan raporları düzenleyen bilirkişi heyetleri yangın uzmanı, inşaat mühendisi, elektrik mühendisi ve sigorta uzmanından oluşmuş olup, yangın raporunda binadaki kumaş deposunda sıva üstü olarak çekilen aydınlatma veya yangın algılama ve ihbar sisteminin elektrik kablo bağlantı yerlerinde herhangi bir nedenle oluşan şerarenin kablo izolelerini tutuşturması ile yanan parçaların istifli bulunan kumaş ruloları üzerine düşerek kumaşları tutuşturması üzerine meydana geldiğinin belirtilmiş ise de mahkemece yalnızca hukukçu ve yangın uzmanı bilirkişilerden oluşturulan heyetten çelişki giderici rapor alınmasının doğru olmadığı-
Yalnızca meslek sahipleri ve çalışıp kazanç elde etmekte olanların değil, uğranılan kaza nedeniyle oluşan maluliyet nedeniyle günlük işlerini yapamayan veya yapmakta zorlanan (daha fazla güç sarfeden) diğer kişilerin de maddi tazminat (efor tazminatı) talep edebileceğinin kabulü gerekmekte olup, olay sırasında 14 yaşında olan davacının maluliyeti nedeniyle kaza tarihinden itibaren maddi tazminat isteyebileceği hususu gözetilerek, aktüerya bilirkişisinden bu doğrultuda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Davacının tazminat hesabı her ne kadar asgari ücret üzerinden hesaplanmış ise de, dosyaya sunulan öğrenim belgesinden davacının mesleki ve teknik açık lisesinde okuduğu görülmekte olup davacının öğrenimine devam edip etmediği, meslek sahibi olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre gelir belirlenerek ek rapor alınması gerekeceği- Davacıya zarar veren araç çekici limited şirket üzerine kayıtlı olduğundan, hükmedilen tazminata ticari faiz uygulanması gerekmekte olup, yasal faiz uygulanmasının doğru olmadığı-
Muhatabın tebliğ belgesindeki imzasını inkâr etmesi hâlinde, bu iddianın doğruluğunun bilirkişiye de başvurularak araştırılması gerektiği- Eser sözleşmesi ile yüklenicinin istenen sonucu (eseri) meydana getirmeyi, iş sahibinin ise bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi (bedel) üstlendiği- Yüklenicinin, davalı iş sahibine ait Alışveriş Merkezi'ndeki işlerinin yapımını üstlendiği taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayan uyuşmazlıkta, iş bedelinin saptanması adına mahallinde keşif yapılıp konunun uzmanı teknik bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan rapor alınarak TBK. mad. 481 uyarınca işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre iş bedeli tespit edilmesi gerektiği- Serbest piyasa fiyatları ile hesaplama yapılır iken tespit edilen bedelin içerisinde yüklenici kârı ve KDV'nin dâhil olduğu-
Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olmasına rağmen, mahkemece davanın BK'nun 19. maddesi olarak nitelenmesinin hatalı olduğu- Mahkemece üç rapor alınmasına rağmen, alınan raporların hükme elverişli olmadığı, bir ve ikinci raporların eksiklikleri ve tarafların itirazlarına göre yeniden rapor alınmış ise de itibar edilmeme gerekçesinin gösterilmediği- Borçlu şirket tarafından, davalı şirkete çeşitli zamanlarda yapılan para aktarımlarına ilişkin tasarrufun iptali davasında, mahkemece, davalıların ticari defterleri ve aralarındaki hasılat kirası niteğindeki sözleşme hükümlerini değerlendirecek bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Davalı borçlu ve dinlenen tanık anlatımlarında, borçlu şirketin paravan bir şirket olarak kurulduğu iddia edildiğinden, borçlu şirketin kurucuları ile üçüncü kişi şirket arasında bir ilişki olup olmadığı, borçlu şirket ortaklarının Sosyal Güvenlik Kayıtları, mali durumları ile zabıta araştırması yapılarak bir değerlendirme yapılması gerekeceği- 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
