İddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa araç sürücüsünün kusurunu ispat yükünün davacıya ait olduğu, mahkemece öncelikle savcılık dosyası, kazaya ilişkin tüm belgeler, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibari ile aracın motorsiklete sol tarafından çarpması (tanık beyanına göre) sonucu gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarının doktor bilirkişi ve trafik bilirkişisi tarafından değerlendirilerek kazanın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumları konusu ayrıntılı, denetime elverişli şekilde aydınlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, dava dışı firmadan almış olduğu cins ve miktar kadar betonu davalıdan alsaydı ödeyebileceği toplam tutarın miktarı hesaplattırılarak ve bunun nasıl hesaplandığı net olarak ortaya koyulduktan sonra davacının dava dışı firmadan alınan beton birim fiyatlarının piyasa rayiç koşullarına uygun olması nedeniyle yapılan toplam ödeme davacının davalıya yapacağı toplam ödemeden daha fazla ise iki fiyat arasındaki farka hükmetmek gerekirken bunun yapılmadığı, diğer taraftan dosya içindeki belgelerden taraflar arasındaki beton tedarik sözleşmesindeki yazılı birim fiyatın daha sonra taraflarca revize edilerek birim fiyatın bir miktar yükseltildiği, yaptırılacak hesaplamada bu vakıanın doğruluğu saptandığı taktirde revize edilmiş birim fiyatın iki fiyat arasındaki farkın hesaplanmasında uygulanmasının gerektiği-
Yerel sulh hukuk mahkemesinin ilamıyla davacınn 4721 sayılı TMK'nin 405/1. maddesi gereğince kısıtlanıp, ...........'ın vasi tayin edildiği, eldeki davada da vasi tarafından davacı adına vesayeten davacı vekiline vekaletname verildiği ve davanın bu şekilde açıldığı, ancak eldeki dava için vesayet makamından alınmış husumete izin kararının bulunmadığı anlaşıldığından, TMK'nin 462/8. maddesi uyarınca eldeki dava için vesayet makamından "husumete izin" kararı alınması ve anılan usuli işlem tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; dava konusu taşınmaz için ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinden- dava tarihine kadarki dönem için, diğer taşınmazlar için ise ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinden - satış tarihine kadarki dönem için, hazırlanacak denetime elverişli bilirkişi raporu ile hesaplanacak ecrimisil bedelinin davalıdan tahsili yönünde hükmün tesisi gerekirken, yazılı gerekçeyle yasal süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde delil olarak dayanılmayan tanık beyanları nazara alınarak davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Sözleşmede cezai şart USD olarak belirlenmişse de; davacının dava açarken cezai şart alacağını 50.000 TL olarak talepte bulunduğu, daha sonra ıslah ederek 739.931,40 TL'ye artırdığı, mahkemece davacının talep edebileceği cezai şartın 789.887,62 TL olarak tespit edilip, bu miktarın davalının ekonomik mahvına sebep olacağı belirtilerek 250.000 TL'ye indirildiği, ancak mahkemece cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olup olmayacağı hususunda bilirkişiden rapor alınarak, daha sonra takdir hakkının kullanılması gerekirken bilirkişi raporu almadan davalının ekonomik mahvına sebep olacağı belirtilerek yazılı şekilde karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, dosyanın, içinde inşaat mühendisinin de bulunduğu oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kuruluna tevdii edilerek, dosyaya kazandırılan sözleşmeler de değerlendirilmek sureti ile tarafların meydana gelen hasardan sorumluluk oranlarının ne olacağı hususunda tüm dosya kapsamı ve raporlar da birlikte irdelenmek suretiyle, sigortalı işyerinde meydana gelen hasardaki kusur dağılımının tespiti için duraksamaya yer vermeyecek şekilde yeni rapor alınması ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davada hükme esas alınan maluliyet ve kusur oranına ilişkin bilirkişi raporlarının davalı ... vekiline ........... tarihinde tebliğ edildiği, ancak HMK'nın 281/1. maddesinde iki haftalık bilirkişi raporuna karşı beyanlarını bildirebilmesi için öngörülen süre dolmadan savunma hakkı kısıtlanarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Hükme esas alınan rapor kaza tarihinde geçerli olan "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre düzenlenmediğinden hükme dayanak yapılması mümkün bulunmadığından, mahkemece, en yakın üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan veya Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nden "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre davacının daimi işgücü kaybının tespiti yönünden rapor alınıp, maluliyet oranının belirlenmesi gerekeceği-