Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu yetersiz kaldığından, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle, davalı şirket ile birlikte dava dışı vergi borçlusu şirketin ticari defter ve kayıtlarının, kira sözleşmesinin akdedildiği tarihten başlayarak haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihi de kapsayacak şekilde, her iki şirketin kayıtları karşılaştırılmak suretiyle incelenmesi, davalı şirketin ödediğini iddia ettiği kira bedellerinin ne zaman ve ne miktarda vergi borçlusu şirkete ödediğinin tespiti ile, davacının davalıya gönderdiği haciz ihbarnamesinin tebliği tarihinden sonra, davalı şirket tarafından, dava dışı şirkete herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun belirlenmesi, daha sonra dosyadaki tüm bilgi, belge ve deliller birlikte değerlendirilerek ayrıntılı, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Zorunlu deprem sigorta sözleşmesine dayalı alacak istemi-
Kasten yaralamadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminatına ilişkin davada tek hekim tarafından düzenlenen yetersiz maluliyet raporu esas alınarak hüküm kurulamayacağı-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat talebine-
Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporunda "dizde meydana gelen yaralanmanın olayla illiyet bağı kurulamamış ise de, davalılar tarafından davacının kasten yaralandığı sabit olduğundan ve belirli süre işgöremezliğinin raporlardan görüldüğü anlaşıldığından, davacı yararına tedavi gideri ile geçici iş göremezlik tazminatlarına hükmedilmesi gerektiği-
Aralarında göz ile anestezi ve reanimasyon hekimlerinin de yer alacağı konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan davacıya ait merkezde davalı kuruma bağlı hastalar hakkında yapılan tedavilerin, cerrahi müdahale olup olmadığını, gerek tedavi evrakları gerekse Sağlık Uygulama Tebliği ve ilgili mevzuat hükümlerini değerlendiren, ceza davasında belirlenen maddi olguları da dikkate alan denetime elverişli rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kasten yaralama eylemi sonucu vazife malulü olan emekli sandığı iştirakçisine yapılan ödemenin haksız fiil faili olan davalıdan rücuen tahsili istemi-
Meydana gelen kazada, davacıya ait otobüs sürücüsünün şerit ihlali yaptığından asıl kusurlu olduğu ve davalıların murisinin ise aracının teknik özelliklerine dikkat etmeden hızlı seyrettiği, buna göre; davalıların murisinin meydana gelen kazada kusur oranının %60 olarak kabul edilmesinin, olayın oluş şekline göre fazla olduğu- HMK'nun 266. maddesine göre de; kusur oranlarının belirlenmesinin teknik değil, hukuki bir konu olduğu, elde edilen teknik bulgulara göre, hakimin bu oranı belirlerken ihlal edilen kuralları da gözönüne alması gerektiği-
Önceki bozma ilamında “taşınmazın vakıf malı olduğunun kabul edilmesi için vakfın genel sınırları içinde kalması yeterli olmayıp, vakfedilen mallar arasında bulunup bulunmadığının ayrıca saptanması gerektiği” açıklandığı halde, ........... tarihli bilirkişi raporunda bu hususlar üzerinde durulmadığı, taşınmazın vakfedilen mallar arasında bulunup bulunmadığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmediği, bu haliyle, hükme esas alınan .............. tarihli bilirkişi raporu yetersiz ve denetimden uzak olduğundan, önceki bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden önceki bozma ilamında ve yukarıdaki belirtilen hususlar dikkate alınacak şekilde Yargıtay ile tarafların denetimine açık gerekçeli bilirkişi raporu alınarak, tarafların iddia ve savunmaları da gözönüne alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-