5.000.000 USD bedelli bonoya dayalı olarak 3.177.690,2166 USD asıl alacakla birlikte bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 17,03 oranında işleyecek gecikme cezası talep eden alacaklı "bononun Genel Kredi Sözleşmesi gereğince kredi alacağının tahsili için alındığını ve takipte kredi sözleşmesi hükümlerine göre gecikme tazminatı istendiğini reeskont faizi istenmediğini" ileri sürmüş olup kredi sözleşmesi temin edildikten sonra, taraf beyanları da dikkate alınarak, talep edilen gecikme cezasının niteliği ve kambiyo takibinde gecikme cezası talep edilip edilemeyeceği hususları incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Bilirkişi raporunda "takip sonrası uygulanması talep edilen gecikme cezasının uygulama şekline bakıldığında peşin oran belirlenmiş olması nedeni ile cezadan çok faizi ifade ettiği, talep edilen ceza taraflar arasındaki sözleşmeye dayandığından sözleşme serbestisi ilkesi gereğince herhangi bir değerlendirme yapılmadığının" belirtildiği ve yine raporda "asıl alacak için yıllık % 17,03 gecikme cezası talep edildiği, işletilecek faiz cinsinin ticari temerrüt faizi olabileceği, takip tarihindeki ticari temerrüt faizi oranının % 10,75 olduğu" ifade edilmesine karşın, sonuç kısmında "talep edilen gecikme cezasının takip tarihindeki faiz oranları ile uyumluluk arzettiği" rapor edildiğinden, faize ilişkin çelişkili  bilirkişi raporunun olup hüküm esas alınamayacağı-
Rücuen tazminat istemi-
Davalıların, dava dışı şirket ile davacı banka arasında imzalanan ........... tarihli genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil oldukları, davalı kefillerin imzaları bulunan sözleşme içeriğinde çek yaprağı ve teminat mektubu nedeniyle depo bedelinden sorumlu olacağına ilişkin hüküm bulunmadığı halde mahkemece davanın bu yönden kısmen kabul edilmesinin doğru olmadığı- Dosyadaki bilgilerden takibe konu borçların, asıl borçlu ile davalı şirket arasında üç ayrı kredi sözleşmesine dayandığı, ne var ki davalı kefillerin sadece tek bir sözleşmeye kefil olduklarının anlaşıldığı, o halde mahkemece bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiden yerinde inceleme yaptırılmak suretiyle rapor alınarak davalıların kefalet imzası bulunan kredi sözleşmesi kapsamında takip tarihi itibariyle kredi borçları bulunup bulunmadığı belirlenip, sorumlu olacakları miktar tespit edilerek karar verilmesi gerekeceği-
Başvuruya konu olan rahatsızlığın sigorta poliçesinin yapıldığı ............. tarihinde davacı tarafından biliniyor olup olamayacağının, davalı vekilinin incelenmesi gerektiğini ileri sürdüğü hastane kayıtları ile dava konusu tedavi gideri talep edilen kalp rahatsızlığı arasında illiyet bağının olup olmadığının ve ibraz edilen belgelere göre harcamaların toplamının ne kadar olduğu ve bu belgelerin belirtilen hastalıkla ilgili olup olamayacağı konusunda uzman bilirkişiden iddia ve itirazları karşılayan denetime elverişli, ayrıntılı, gerekçeli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, İİK 89/1. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamelerinin 3. kişi şirkete tebliği tarihi itibariyle, 3. kişi şirketin icra dosyasının borçlusu olan şirkete kesinleşmiş ve muaccel bir borcu olup olmadığının tespiti amacıyla, her iki şirketin 2014 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin dava dosyasına celbi ile ticari defterlerle birlikte banka hesapları ile asıl borçlu ile 3. şahıs arasında düzenlenen sözleşme hükümleri de dikkate alınarak, her iki şirkete ait defter ve belgeler ile varsa cari hesap ekstrelerinin, kesilen karşılıklı fatura ve ödeme belgelerinin (Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde, karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıstan kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde tazminat talebinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun hesap ekstrelerinin incelenmesinde; bazı havalelerin açıklama kısmında, kolej ve okul parasına ilişkin ödemeler olduğunun açıkça yazılı olduğu, bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan ödemeler içine içtihatlara aykırı olarak bu ödemelerin dahil edildiği ve yine aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli ödemelerin hangileri olduğunun tespitinin de yapılmadığı görüldüğünden, mahkemece, yapılan ödemelerin hesaplanmasında, sunulan ödeme belgeleri ve banka hesap ekstreleri üzerinde Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişiden ek rapor alınarak, gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının, tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılmasının, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulmasının, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesinin şart olduğu, o halde, mahkemece bilirkişi raporu ve ek rapordaki çelişkili tespitlerin giderilmesi için yeniden ehil bilirkişilerden oluşacak bir heyetten kuşkudan uzak, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacı üçüncü kişi ile borçlu şirketin ticari defter ve muhasebe kayıtları üzerinde ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak, delil olarak sunulan faturaların ticari defterlerde kaydının bulunup bulunmadığı, faturalardaki malların hacizli mallara uygun olup olmadığı, fatura bedellerinin ödenip ödenmediği, davalı üçüncü kişi ile borçlu şirket arasında arasında öteden beri devam eden ticari ve cari ilişki olup olmadığı, borçlu ile alacaklı arasında borç-alacak bulunup bulunmadığı hususlarının netleştirilmesi; yapılan tespitlerin dosya kapsamında yer alan adi yazılı sözleşme, marka devirleri ve taşınmaz satışları ile uygunluğunun ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınarak belirlenmesi için Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması, elde edilen bilgiler ile dosyadaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İtiraz Hakem Heyetince; davacının kazadan sonraki psikiyatrik şikayetleri ile uygulanan tedaviye yönelik tüm belgelerin (psikiyatri poliklinik kayıtları, reçeteler, ilaç raporları) davacı taraftan sorulup, ilgili yerlerden temin edilmesinden sonra, davacının yeniden muayenesi yapılarak post travmatik stres bozukluğunun devam edip etmediği, kazadaki yaralanma ile maluliyet arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalından içerisinde psikiyatri alanında uzman doktorun da bulunduğu heyetten olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak, davacının kaza nedeniyle sürekli çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemi- Bebeğin down sendromlu olarak dünyaya gelmesi- Hukuki olarak hamileliğe son verebilme süresi dolduktan sonra hastayı takip etmeye başlayan doktora karşı açılan davada hukuki yarar- Davacının gebelik takibiyle ilgili tüm hasta kayıtlarının eksiksiz şekilde dosya kapsamına alınmasından sonra yapılacak değerlendirme yapılması gerektiği- Poliçenin teminat kapsamına manevi tazminat klozunun da ayrıca ve açıkça dahil edilip edilmediğinin ve sigortalı tarafından ödenen primler hesaplanırken manevi tazminat klozunun gözetilip gözetilmediğinin açıklığa kavuşturulması gerektiği-