Hükme esas alınan mali bilirkişi raporunda sadece evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar öz sermayedeki artış miktarı dikkate alınarak artık değerin belirlendiği, mahkemece dağıtılmayan kar paylarının ve reel değerin dikkate alınmadığı anlaşıldığından, mahkemece, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, dava konusu şirketin kar edip etmediğinin, kar etmişse davalı eşe şirket kar payı (temettü-kazanç) ödenip ödenmediğinin, ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediğinin, kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığının; kar payı ödemesi yapılmış veya karın şirkete yatırım olarak kullanılması durumunda, bu miktarların mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla ulaştığı reel değer belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
“Taahhütname” başlıklı belge ile alınan borç paranın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, Adli Tıp Kurumu'nun imza incelemesinde üst ve son merci olmadığı gözetilerek, üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden (grafoloji alanında uzman) oluşturulacak bilirkişi heyetinden, dava konusu belgedeki imzanın davalının eli ürünü olup olmadığına ilişkin yeniden rapor alınması gerektiği
Mahkemece, konusunda makine mühendisi ve elektrik mühendisi ile bilirkişi heyeti oluşturularak, aracın içine LED aydınlatma sistemi kablo tesisatı döşendiği, LED kabloların bir kumanda sistemine bağlandığı ve standart dışı araca ilave edilen LED kablo tesisatının ısınıp kısa devre yapması sonucu yangının meydana geldiği, kabin içerisinde perde ve döşeme aksamının tutuşması sonucu yangının meydana geldiği, şoför mahali sağ yan torpido alt bölümünün olduğu iddialarının da değerlendirilerek yangın olayı nedeniyle meydana gelen hasar ile miktarının ne olduğu konusunda, eksper raporunu da irdeleyen, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu aleyhine başlatılan takipte, borçlunun emekli maaşına konulan haczin iptali ve aylığından kesilen fazla miktarın tespiti ile iadesi istemine ilişkin başvuruda bulunduğunun anlaşıldığı, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise takip konusu yapılmayan işleyecek nafakaların da hesaplamaya dahil edildiğinin, bu hali ile bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığının görüldüğü, o halde, takip talebinde ve icra emrinde sadece takip tarihine kadar birikmiş olan nafaka istenmiş olduğundan, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak takip talebinde belirtilen birikmiş nafaka alacağı yönünden hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacı avukatın azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edemeyeceği- Haksız azil halinde ise avukatın, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahip olduğu- Avukatın azlinin haklı olup olmadığı hususunu açıklığa kavuşturmak için konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınarak, davalı tarafça ileri sürülen tüm azil nedenleri üzerinde tek tek durularak, vekalet ilişkisinin bir bütün olduğu, azlin taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceği hususu da göz önünde bulundurularak bir hüküm kurulması gerektiği-
Dava konusu taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne dair hüküm kurulmuş ise de; bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesi istenilmeli; ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Munzam zarar hesabında her bir davacının tahsil talebinde bulunduğu davalıdan talep edebileceği tutarın, davalının asıl davada davacıya karşı sorumlu tutulduğu bedel üzerinden ayrı ayrı hesaplanması, kesinleşen hükümde davalının yalnız ......... ada ..... parsel yönünden zarar tazmininden sorumlu tutulduğu ve kararda hükmedilen bedellerin her iki davacı bakımından hükmedilen toplam tutar olmakla her bir davacının kendi payına düşen tazminat tutarı üzerinden hesaplanacak munzam zararı talep edebileceği gözetilerek bu yönde hesaplama yapılması gerekeceği, .............. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararıyla kesinleşen ve munzam zarar talebine konu alacakla ilgili taşınmaz hisselerinin satışı tarihinden dava tarihine kadar geçen süredeki enflasyon verilerini gösterir TEFE, TÜFE-ÜFE oranları, banka vadeli mevzuat faiz oranları, döviz kurları, devlet tahvil faiz oranları, işçi ücretleri ve diğer yatırım araçları ile ilgili getiri bilgileri, resmi kurumlardan sorulup tesbit edildikten sonra, konusunda uzman bilirkişi heyetinden, tahsiline karar verilen davacı alacağının vekaleten satış tarihinde bu yatırım araçlarından oluşacak sepete yatırılması ve değerlendirilmesi halinde dava tarihinde asıl alacakla birlikte getirisinin ulaşabileceği miktardan hükmedilen asıl alacak ve bu alacağa temerrüt tarihi olan satış tarihinden dava tarihine işleyecek faiz tutarı toplamı düşülerek bulunacak fark konusunda gerekçeli, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp değerlendirilerek faizle karşılanamayan zarar konusunda sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; uyuşmazlığa konu 560 hastanın, Kuruma faturalandırılabilen ve faturalandırılamayan, 2011 yılına ilişkin tüm tedavi belgelerinin davacı hastaneden getirtilerek aldıkları hizmet karşılığında fazla ilave ücret ödeyip ödemediklerinin belirlenmesi, ayrıca hastalar dinlenilerek aynı tarihte tedavi gören yakını ve kendisi için toplu ödeme yapıp yapmadığı sorulduktan sonra, toplu ödeme yapanların ödedikleri tüm tedavi hizmetleri yönünden fazla ilave ücret alınıp alınmadığının, taraflar arasındaki sözleşmeler ve ilgili mevzuatta uzman hastane yöneticisi, doktor ve Sayıştay denetçisinden oluşan yeni bir bilirkişi heyetinden; tereddüde yer vermeyecek şekilde değerlendirildiği; ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, tarafların itirazlarını karşılayacak şekilde rapor alınarak hüküm kurulması gerekeceği-
6100 sayılı HMK’nda belirtilen usul kuralları uygulanmak suretiyle imza örnekleri alınması için ilgili şahsın bulunduğu mahal mahkemesine yeniden talimat yazılması, ıslak imza örnekleri alınarak söz konusu belgedeki imzanın davalının eski avukatına ait olup olmadığı ve belge üzerindeki tarihte sonradan düzeltme yapılıp yapılmadığına dair bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Raporun kendi içinde çelişkili ifadelerin olduğundan, hem sesin geldiği hem de gelmediği tespit edildiğinden, ayrıca söz konusu rapor, yine ilk davadaki aynı bilirkişi tarafından hazırlandığından, dava konusu araçla ilgili olarak, konusunda uzman bilirkişilerden oluşacak 3 kişilik bir heyetten taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, çelişkiler giderilerek, araçtaki arızanın devam edip etmediği de değerlendirilerek bilirkişi raporu alınıp, sonuca uygun bir karar verilmesi gerekeceği-