Kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep(kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
Mahkemece, lehine ipotek şerhi olan bankadan ipoteğin mahiyeti, verilme nedeni sorularak ve tapudan ipotek akit tablosu getirtilerek zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek, zorunlu ipotek olduğunun anlaşılması ya da zorunlu ipotek olmadığı halde haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödendiğinin tespit edilmesi halinde, borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin nüfus kayıtları, bu kişilerin borçlu ile birlikte yaşayıp yaşamadıkları, geçimlerini nasıl temin ettikleri ve sosyo-ekonomik durumlarının tespitine yönelik zabıta araştırması sonucu da nazara alınmak suretiyle bilirkişiden ek rapor alınarak değer belirlendikten sonra, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına; şayet borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar mahcuzun değerinden fazla ise haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında ticari satımdan kaynaklanan fazla ödemenin tahsiline-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu dikkate alınarak salt taraf beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Bononun vade tarihinde tahrifat yapılıp yapılmadığının bilirkişi incelemesiyle tespit edilmesi ve sonucuna göre senedin kambiyo senedi olup olmadığının belirlenmesi gerektiği-
Muhdesatın tespiti isteğine ilişkin davada, davacı, dava dilekçesinde açıkça tanık deliline dayandığına göre, öncelikle, taraflara tanıklarını liste halinde vermeleri için usule uygun kesin süre ve imkan verilmesi, belirlenen yerel bilirkişi listesinde yer alan kişiler ile taraf tanıklarının HMK. mad. 240, 243 ve 259 uyarınca davetiye ile keşif yerine çağrılarak, aynı Kanunun 259/2 ve 290/2. maddeleri hükümleri uyarınca ve mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri gerektiği- Muhdesat tespiti davasının, ortaklığın giderilmesi davasında, muhdesat iddiasını açıkça kabul etmeyen tüm paydaşlara karşı açılacağı- Muhdesatın tespiti davasının, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir dava olduğu- 
Bozma ilamı doğrultusunda, "İİK. mad. 24/5 uyarınca ilamda belirtilen 2005 model aracın donanımında 0 km ayıpsız misli, bugün üretilse değerinin ne olacağı hususunda ayıplı aracın teknik donanımını gösteren bilgi, belge ve varsa donanımını gösteren araca ait kitapçık taraflardan temin edilip, muadili olabilecek bir araç belirlenerek, farkların somut olarak tespiti ile haciz tarihi itibariyle aracın değerinin belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi" gerekirken bozma ilamında anılan belgeler taraflardan temin edilmeye çalışılmadan ve yetersiz, denetime açık olmayan bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Gerekçede bilirkişi raporuna dayanıldığı halde, şikayetin reddi yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-