Davacı öncelikle "banyo imalatını onaylı proje dışında diğer taşınmazlardaki banyolar gibi yapılmasını" talep etmişse de, bu hususun yeni bir proje gerektireceği ve yeni bir proje düzenlenmesinin de mümkün olmadığı anlaşıldığından, davacının bedel indirimine ilişkin talebinin değerlendirilmesi gerektiği- Bilirkişi raporuna göre "dairenin projeye göre küçük olduğu, ancak diğer dairelerin de projede yazılı olandan 6 m2 küçük olduğu" belirtildiğine göre, daire projesinde belirtilen m2 den küçük imal edilmiş olduğundan, davacının banyonun yapılmaması ve eksik m2 nedeniyle bedelde indirim talepleri yönünden "nisbi metod" uygulanmak suretiyle alınacak bilirkişi raporuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tarafların edimlerini birlikte ifa yükümlülüğü veren hüküm gereğince, para alacaklısının ayıplı aracın teslimini gerçekleştireceğini bildirerek icra takibini başlatabileceği, ancak takibe devam edilebilmesi için aracın da teslimini sağlaması gerektiği-Alacaklı tarafından, edimin yerine getirildiğine dair İİK. mad. 33 anlamında bir belge sunulmadığı gibi, ilama konu aracın iadesi yönünde icra müdürlüğüne yapılmış bir başvuru da bulunmadığından, alacaklının, ilamda kendisine yüklenen edimi yerine getirmeden takibe devam etmesi mümkün olmadığı, edimini yerine getirinceye kadar takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği- Mahkemece, ilamda yenisi ile değiştirilmesine karar verilen ayıplı araç ile aynı marka ve model “0” km bir aracın teknik donanımlarını gösteren bilgi, belge ve varsa donanımı gösteren araçlara ait kitapçıkların taraflardan temin edilerek, farkların somut olarak tespiti, üstün ve eksik özelliklerin ve parasal karşılıklarının belirlenmesi; “0” km yeni araçta bulunup da ayıplı araçta bulunmayan aksamın değeri düşülmek suretiyle ayıplı aracın haciz tarihindeki değerinin ne olacağı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiği-
Tespit edilen hususların açık-gizli ayıp olduğu konusunda bir ayrım yapmayan bilirkişi raporunun hükmüne esas alınamayacağı- Davalının "süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı"na ilişkin savunması da değerlendirilmemiş olduğundan, mahkemece talep ve tespit edilen ayıplı işlerden hangilerinin açık ayıp, hangilerinin gizli ayıp niteliğinde olduğu bilirkişi raporu ile ayrı ayrı belirlendikten sonra, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının saptanması gerektiği-
Tazminat davası-
Haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada alınan tüm raporlarda davacının maddi zararının hesaplandığı ancak tarafların kusurlarına ilişkin herhangi bir değerlendirmenin yapılmadığı görüldüğünden, mahkemece davaya konu olay nedeniyle tarafların kusur durumlarının tespit edilerek zarar kapsamının buna göre belirlenmesi gerektiği-
Davacı bilirkişi hakkında “Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik veya Tercümanlık Yapma” suçundan dolayı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse de, davalı, taraf olarak bulunduğu dosyada aleyhine bilirkişi raporu düzenlenmesi üzerine hukuk mahkemesinde rapora itiraz etmiş ve aynı zamanda olağan kuşku üzerine hak arama özgürlüğü kapsamında şikayet hakkını kullanmış olduğundan ve şikayet dilekçesi içeriğinde de kişilik haklarına saldırı oluşturabilecek ifadelerin bulunmadığı anlaşıldığından, şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları dahilinde olduğu kabul edilerek haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin istemin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olup, hüküm kurmaya ve denetime de elverişli olmadığı, bu sebeple, dosyanın alanında uzman başka bir bilirkişi tevdii ile davacının sunmuş olduğu Finansal Kiralama sözleşmelerine konu mallar ile istihkak davasına konu mahcuzların bire-bir mukayesesinin yapılması, dava konusu mahcuzların finansal kiralamaya konu mallar olup olmadığının duraksamaya mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi, bu hususları gösterir hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınması, bundan sonra dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Tazminat davası-
Davacının, davalı avukatını baroya şikayet etmekle, onu örtülü olarak azletmiş olduğu- Mahkemece, iadesi gereken bedel üzerinde avukatın hapis hakkı bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmişse de, soyut gerekçe ile  hazırlanan bilirkişi raporunun dikkate alınamayacağı-
İİK. mad. 24/son uyarınca, icra müdürünün belirlediği taşınırın değerinin taraflarca şikayet konusu edilmesi halinde, icra mahkemesine denetleme yetkisi tanıdığının, bu denetlemenin de icra hakimi tarafından uzman bilirkişiden yardım alınmak suretiyle gerçekleştirebileceğinin kabulü gerektiği- Değer belirleme işleminin bizatihi icra müdürüne ait olduğu yönündeki yerleşik uygulamanın ise terk edilmiş olduğu- Alacaklıya teslimi gereken aracın para borçlusu elinde bulunmadığının yani üretiminin yapılmadığının bildirilmesi halinde, icra emri ile verilen sürenin sona erdiği tarihin haciz tarihi olarak kabul edileceği- İlamda yenisi ile değiştirilmesine karar verilen ayıplı aracın teknik donanımını gösteren bilgi, belge ve varsa donanımı gösteren araca ait kitapçık taraflardan temin edilerek, yine varsa aynı marka haciz tarihinde (0) km modelin; aynı marka araç üretilmiyorsa muadili bir aracın teknik donanımlarına göre farkları tespit edilip, bu farkların ekonomik değeri mahsup edilerek haciz tarihi itibari ile aracın değerinin belirlenmesi gerektiği-