İİK.nun 277 vd maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında, davalı üçüncü kişinin “borçlu ile alacaklı arasındaki icra takibinin muvazaalı olduğunu” ileri sürmesi halinde, mahkemece bu iddianın incelenmesi gerekeceği, çünkü iptal davasının dinlenebilirlik koşullarından birisinin de tasarrufta bulunan kişinin “borçlu” durumda olması, başka bir deyişle alacaklının gerçekten “alacaklı” sıfatını taşıması gerektiği–
Davacı tarafından, "takip konusu bonolara bağlı borcun, davalı-borçlu ile arasındaki, bonoların tanzim tarihinden önceki hukuki/ticari ilişkiden doğmuş olduğu"nun ileri sürülmesi halinde, mahkemece davacıya bu konudaki kanıtları sorulup araştırılmadan, bu iddiasını isbat imkanı davacıya verilmeden davanın sonuçlandırılamayacağı–
Tasarrufun iptali davaları icra takibine bağlı davalar olduğundan, alacağın herhangi bir şekilde ödenmesi veya alacaktan vazgeçilmesi halinde, davanın konusuz kalmış olacağı–
İcra müdürlüğünce düzenlenmiş olan "Geçici Aciz Belgesi" başlıklı belgenin "yok" hükmünde olacağı, çünkü ne İİK'da ve ne de İİK. Yönetmeliği'nde, icra müdürlüğüne böyle bir belge düzenleme yetkisinin verilmemiş olduğu–
Takip konusu borcun, davacı banka ile borçlu arasındaki kredi kartı üyelik sözleşmesinin imzalandığı tarihte doğmuş sayılacağı- Edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde, davalı üçüncü kişinin iyiniyet iddiasının dinlenmeyeceği–
«Kadastro tutanakları»na dair: Kadastro tesbit tutanakları, borçlunun iradesi dışında, 3402 sayılı Kadas- tro Kanununda belirtilen usul ve şekillere göre düzenlendiğinden, kadastro tutanağı ve içeriği hakkında -borçlunun, kadastro çalışmaları sırasında, kendisine ait tapusuz taşınmazları eşi adına tesbit ve tescil ettirmesi işlemi hakkında iptal davası açılamayacağı–