İcra ve İflas Kanunu'nun 363/1. maddesine göre, istinaf yoluna başvuru süresinin, ilk derece mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren on gün olduğu-
İcra dosyasında bir vekil ile temsil edilmediği anlaşılan borçlu asile satış ilanı satıştan makul bir süre önce bizzat tebliğ edildiğinden, ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği
İhalenin feshi isteminin, yasal yedi günlük süreden sonra olması nedeni ile davanın süre aşımından reddine ve işin esasına girilmemesi nedeniyle de şikayetçiye para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmemiş olduğundan ve borçlu tarafından icra müdürlüğünce alınan rapora itiraz edildiğinden iki yıllık sürenin, icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihinden başlayacağı- Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olması halinde, şikayetin kabulü ile re'sen ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İcra müdürlüğünce İİK'nun 149/b maddesinin emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike ödeme emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve defilerini ileri sürme hakkı verilmemesinin yasaya aykırı olduğu, bu eksikliğin ancak HMK'nun 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak satın alan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup ödeme emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabileceği, bu hususun takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebileceği-
Şikayetçinin kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olmayıp, sadece asıl borçlu lehine taşınmazlarını ipotek veren taşınmaz maliki olarak takipte yer aldığı görüldüğünden, şikayetçinin kendi adına kayıtlı olmayan taşınmaza ilişkin ihalenin feshini talep etmesinde aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerekeceği- İİK'nın 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde; işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği-
Borçlunun, dava dilekçesinde ................. tarihinde yapılan satış ilanında .... no'lu taşınmaz ihalesinin feshini talep ettiği, şikayete konu taşınmazın ihale bedellerinin ........... TL olduğu görülmekle, mahkemece ihalenin feshi isteminin reddedilmesi yerinde ise de, bu ihale bedelinin takdiren % 1'i oranında para cezasına hükmedilmiş olduğundan, rakamsal olarak .......... TL para cezasına hükmolunması isabetsiz olup, bozma sebebi ise de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hâllerde, sulh hukuk mahkemesi hâkiminin satış için bir memur görevlendireceği ve malların satışı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılacağı- Temyiz incelemesi aşamasında yürürlüğe giren -7343 s. K. ile değişik- İİK 134/5-3 gereğince, fesih gerekçeleri ve feshi isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda, davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı anlaşıldığından, ölçülülük ilkesi nazara alınarak davacı aleyhine hükmedilen para cezasının, ihale bedelinin (%10'undan) % 5’ine indirilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi yerinde ise de; İlk Derece Mahkemesi'nce hükmün ” D” bendinde 60.000,00 TL ihale bedelinin %10’u tutarında 6.000,00 TL para cezasına hükmedilmesi gerekirken 60.000,00 TL para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesince; HMK’nın 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekeceği-
Murisin mirasının en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddolunduğundan, sulh hukuk mahkemesinin "murisin terekesinin TMK 612 uyarınca iflas hükümlerine göre tasfiyesine, tasfiye kararının infazı için dosyanın icra müdürlüğüne gönderilmesine" karar verdiği anlaşıldığından, şikayete konu ihale icra müdürlüğünce yapılsa da, bu konu ile ilgili şikayetlerin icra mahkemesinde değil, sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-