Süresinde satış istenmediği iddiasının yerinde olmadığı- İhalenin feshi talebinin reddi ile birlikte ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
İİK'nun 134. maddesine göre yapılan ihalenin feshi isteminde bulunulması İİK'nun 133. maddesi uyarınca tamamlayıcı ihale yapılmasına engel olmaz ise de, ihalenin feshi istemine ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi halinde ihale tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkacağından feshedilen ihaleye dayalı olarak İİK.nun 133. maddesi gereğince tamamlayıcı ihale yapılmasının mümkün olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde verildiği gözetilerek, kararı temyiz eden borçluların gerekçeli istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sadece kamu düzeninden inceleme yapılarak yazılı gerekçe ile istinaf talebinin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
HMK’nın 297. maddesiyle HMK Yönetmeliği’nin UYAP uygulamalarına ilişkin 5. maddesi nazara alındığında UYAP kayıtları ile fiziki dosya kayıtlarının örtüşmesi gerekmekte olup, ortada usulüne uygun, Yargıtay denetimine elverişli bir gerekçeli kararın bulunmadığı görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, HMK hükümleri doğrultusunda, usulüne uygun nitelikte bir gerekçeli karar yazılması gerekeceği-
İhale tarihinde şikayetçi lehine sükna hakkı bulunmadığından, şikayet edenin İİK'nun 134/2 md. kapsamında ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerden olmadığı-
Satış yeni konulan hacze dayanılarak yapıldığından, bu hacze göre yeniden kıymet takdiri yapılması ve satışın da yeni kıymet takdiri üzerinden gerçekleştirilmesi gerekirken, kalkmış hacze dayalı olarak belirlenen kıymet takdiri herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı cihetle satışa esas alınması mümkün olmayıp bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda şikayete konu taşınmazlardan ...... ve ....... parsel sayılı olanların üzerinde sera bulunduğu anlaşılmakla birlikte aynı hususun açık artırma şartnamesi ve satış ilanında da ilan edildiğinin görüldüğü, buna göre söz konusu taşınmazlar üzerinde bulunan seralar taşınmazlarla birlikte satılacağından İİK’nun 129.maddesi gereğince yapılacak değerlendirmede seraların değerinin de arzın değerine eklenerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Şikayete konu 282 parsel sayılı taşınmazın arz değerinin 74.973,51-TL,muhdesat değerinin 78.741,45-TL olmak üzere toplam değerinin 153.714,96-TL, 394 parsel sayılı taşınmazın arz değerinin 265.169,04-TL, muhtesat değerinin ise 280.037,92-TL olmak üzere toplam değerinin 542.206,96-TL olduğu bu taşınmazların sırası ile 40.500,00-TL ve 141.250,00-TL olup, buna göre her iki taşınmaz yönünden de ihale bedelinin muhammen bedellerinin yarısı ile satış ve paylaştırma giderlerini karşılamadığı görüldüğünden, ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçinin, takibin tarafı olmadığı gibi, ihaleye pey süren kişi de olmadığı, her ne kadar ihalesi yapılan taşınmazın tapu kaydına şikayetçinin alacaklı olduğu .......... İcra Müdürlüğü'nün ............ Esas sayılı dosyasından ......... tarihli haciz şerhi işlenmiş ise de, ............ İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile .............. İcra Müdürlüğü'nün ........... Esas sayılı dosyasında borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiğinin ve bu kararın .............tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü, 6100 sayılı HMK'nun 114/1-d maddesi uyarınca, aktif husumet ehliyeti bulunmayan şikayetçinin açtığı davada dava şartı gerçekleşmediğinden, bu hususun her aşamada kamu düzeni nedeniyle re'sen değerlendirilmesi gerekeceği- İstemin, İİK.nun 134/2. maddesi uyarınca şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olacağından, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceğinden mahkemece şikayetçinin para cezasına mahkum edilmesi isabetsiz ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçlu şirkete satış ilanının “tebliğ evrakı muhatap daimi çalışan temsilci ............ imzasına tebliğ edildi” şerhiyle tebliğ edildiği, ticaret sicil kaydına göre bu kişinin şirket yetkilisi olmadığı dolayısıyla tebligatı alan şahsın şirket yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak almaya yetkilendirilmiş, evrak müdürü gibi bir çalışan olup olmadığı tespit ve şerh edilmeden ve yine bu işlerle görevlendirilmiş başka bir çalışan olup olmadığı araştırılmadan doğrudan iş yeri çalışanına tebligat yapıldığı, buna göre Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen sıra nazara alındığında satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu-