İİK'nun 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan asıl borçluya takibin yöneltilmediğinin görüldüğü, Yasa hükmüne aykırı olan bu eksikliğin mahkemece re'sen nazara alınması gerekmekte olup İİK'nun 16/2. maddesi gereğince takibin her aşamasında ve süresiz olarak şikayet yoluyla ileri sürülebileceği, bu durumda, asıl borçlu hakkında yapılmış bir takip bulunmadığına göre, takibe devam edilmesi ve ipotek veren borçluya ait taşınmazın satışı mümkün olmadığından, yapılan ihalenin de yok hükmünde olduğu, o halde, mahkemece, re'sen ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı vekilinin vekaletnamesinde davayı kabul yetkisinin bulunduğu gözetilerek ihale alıcısı olarak alacağa mahsuben satın aldığı taşınmazlar yönünden kabul beyanı değerlendirilerek ihalenin feshine ilişkin karar verilmesi gerektiği-
Vekile yapılan satış ilanı tebliğine ilişkin tebligat parçası incelenmesinde, komşuya haber verildiği belirtilmiş ise de tebliğ evrakı incelendiğinde haber bırakılan komşunun isminin yazılmadığı açıkça görüldüğünden, yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Somut olayda, 554.163,56 TL muhammen bedelli taşınmazın 16.04.2021 tarihli 1. artırma tutanağında ihaleye katılan olmadığından satışın 2. ihale gününe bırakılmasına karar verildiği, 24.05.2021 tarihli 2. ihaleye alacaklıdan başka kimsenin katılmadığı alacağa mahsuben 282.083,00 TL bedelle ihale edildiği- İhale konusu taşınmazın köyde olması sebebiyle, köyde ilan edilmesi, talep ve talibi arttırabileceğinden ve dolayısıyla taşınmazın gerçek değeri üzerinden satılması imkanını sağlayacağından tarafların menfaatine uygun olduğu- Taşınmazın düşük bedelle ihale edilmiş olması ve ihaleye alacaklıdan başka katılan olmaması yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu gösterdiği- Her ne kadar 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bazı köyler mahalleye dönüştürülmüş ise de; bu düzenleme taşınmazın idari yapısına ilişkin olup, taşınmazın fiilen köy vasfında olan yerde bulunduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden ve o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulması yönünden köyde ilan gerekliliğini ortadan kaldırmayacağından mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İpotek maliklerinin kendi taşınmazları için ihalenin feshi talebinde bulunabileceği- Şikayetçinin şikayete konu her iki taşınmaz yönünden de ipotekli taşınmaz maliki olmadığı gibi tapu sicilindeki ilgili ya da ihaleye pey süren kişi de olmadığı görülmekle Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçinin ihalenin feshi şikayetinin her iki taşınmaz yönünden de aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekeceği- Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının 1 numaralı bendinde; "...Davacı ......... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,” denildikten sonra 3 numaralı bendin (a) fıkrasında aynı kişi hakkında “ ... 8231 parsel 14 numaralı bağımsız bölümün ihalesinin feshine ilişkin şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine,...” şeklinde HMK. nın 359/2. maddesine aykırı olarak hüküm oluşturulması kendi içerisinde çelişki uyandırmakta olup, infazında şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde istinaf başvurusu “esastan reddedildikten” sonra bu defa işin esasına girilerek şikayetçinin lehine olacak şekilde şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Taşınmazın düşük bedelle ihale edilmiş olmasının yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu gösterdiği- Taşınmazın köyde olması nedeniyle ilgili köyde ilanın yapılmamış olması talep ve talibi etkileyebileceğinden ve zarar unsuru bulunduğundan borçlunun menfaati ihlal edilmiş olup, ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Kararın şikayetçi borçluya tebliğinden itibaren yasal 10 günlük süreden sonra istinaf edildiği anlaşıldığından, istinaf başvurusunun süre aşımından reddine karar verilmesi gerektiği-
Yabancı sicile kayıtlı gemilerin satışı için TTK’nun 1384. maddesinde ek şartlar bulunduğu- Satış ilanının gemi malikine ulaşıp ulaşmadığının denetlenemediği, ayrıca satış ilanının yurt dışında dünya çapında dağıtımı yapılan denizcilikle ilgili günlük bir gazetede yayınlanması gerekirken, haftalık basılan bir gazetede yapıldığı görüldüğünden, ilanının TTK’nun 1385. maddesine uygun yapılmamış olduğu ve bu durumda, geminin satışına ilişkin ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İhalenin feshi şikayetinin reddine dair karara karşı yapılan yargılamanın yenilenmesi talebi- Süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi verildiği halde ve incelenen ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı da tespit edildiğine göre, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun kıymet takdirine süresinde itiraz ederek keşif giderlerine süresinde yatırılmasına karşın taraflarca müracaat edilmemesi nedeniyle keşif yapılmaması ve borçlunun duruşmaya katılmaması üzerine dosyanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve istinaf başvurusunun da reddedildiği uyuşmazlıkta, kıymet takdirinin usulünce kesinleşmediği- Kıymet takdirinin usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin ertelenmesini de talep etmiş olan borçlu "taşınmazın değerinin usulünce belirlenmediğinden" ihalenin feshini talep ettiğinden, “borçlunun ihalenin feshi talepli" şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz kararının usulsüzlüğünü ileri sürmediğinden kıymet takdirinin kesinleştiği ve şikayet dilekçesinde "kıymet takdirine itiraz davasının usul ve yasaya aykırılığını" ileri sürmediğinden ihalenin feshinde değer tespiti yapılamayacağı yönündeki gerekçesinin kabul edilemeyeceği- Borçlunun kıymet takdirine itiraz kararına karşı süresinde istinaf başvurusunun, usulsüzlük iddiasının en açık göstergesi olduğu- İhalenin feshi şikayetinde taşınmazın vasfı da gözetilerek oluşturulan bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde keşif yapılarak, taşınmazın değerine yönelik itirazlar denetlenerek, satışa esas alınan kıymet takdirinin yapıldığı tarih itibariyle tespit edilen değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesinin isabetli olduğu-