İstinaf kanun yolu incelemesini engelleyen ................. tarihli ‘davacı tarafın istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına’ ilişkin ek karar olup, aleyhine istinaf yoluna başvurulan işbu ek karar incelenip kaldırılmadan esasa ilişkin istinaf incelemesi yapılması isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesince öncelikle ek karara yönelik istinaf sebeplerini ve ek kararı değerlendirmek, ek karar usulsüz ise ek kararı kaldırıp esasa ilişkin inceleme yapmak gerekeceği-
Tanık beyanlarında fesat iddiasına konu olayın ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı, somut vakalara ve isimlere yer verildiği ve yine diğer tanık ......'ın da; tanık ...... ile .....'un ihale öncesi konuştuklarını gördüğünü, ne olduğunu sorduğunda ........'ın kendisine "beni ihaleye sokmuyorlar" şeklinde bir şeyler söylediğini bildirdiğinin görüldüğü, o halde, birbirini teyit eden ve davacının iddialarıyla uyumlu tanık beyanları nazara alındığında ihaleye fesat karıştırıldığı anlaşılmakta olup mahkemece davanın kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Satış bedellerinin taşınmazların muhammen bedellerinin üzerinde olduğu görülmekle birlikte, Bölge Adliye Mahkemesi’nce isabetli olacak şekilde, borçlunun fesat iddiası yönünden inceleme yapıldığından bahisle şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine hükmedilemeyeceği belirtilmiş ise de; mahkeme kararı kaldırılarak yeniden verilecek karar ile ihalenin feshi talebinin reddi ile birlikte ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerekeceği- Şikayete konu taşınmaz yönünden, İlk Derece Mahkemesi’nce şikayetin esastan reddine ve şikayetçiler aleyhine para cezasına hükmedilmesi yerinde ise de; 375.600,00 TL muhammen bedelli taşınmazın 191.500,00 TL'ye ihale edilmesi, fesih gerekçeleri ve şikayetçi ipotek borçlusu tarafından yapılan şikayetin icra mahkemesince kabulü ile icra emrinin iptaline ilişkin verilen karar göz önünde bulundurulduğunda, davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı anlaşılmakla, Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi nazara alınarak, İlk Derece Mahkemesi’nce, davacılar aleyhine hükmedilen para cezasının temyiz incelemesi aşamasında yürürlüğe giren 7343 sayılı Kanun’la değişik İİK.’nin 134/5-3. maddesi gereğince tespit edilecek oran üzerinden hükmedilmesi gerekirken, % 10 üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığı-
İpotek maliklerinin kendi taşınmazları için ihalenin feshi talebinde bulunabileceği- COVİD-19 salgını sebebiyle 26/03/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. Maddesinin 3. Fıkrasının a bendine göre, icra ve iflas daireleri tarafından mal veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş olan satış gününün durma süresi içinde kalması halinde, bu mal veya haklar için durma süresinden sonra yeni bir talep aranmaksızın icra ve iflas dairelerince satış günü verileceği, bu durumda satış ilanının sadece elektronik ortamda yapılacağı ve ilan için ücret alınmayacağı- 7226 sayılı Kanuna göre satış ilanının sadece elektronik ortamda yapılmasının yeterli olduğu ve başkaca fesih nedeni de bulunmadığı görüldüğünden,, Bölge Adliye Mahkemesi’nce HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen kararda, şikayetçi .......... yönünden , ...... ada ...... parsel no'lu taşınmaz hakkında ihalenin feshi isteminin, aktif husumet yokluğundan reddi ile bu taşınmazlar yönünden para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına, ...... ada ...... no'lu parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise ihalenin feshi isteminin esastan reddine ve borçluların adı geçen taşınmazlara ilişkin ihale bedelleri üzerinden para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece belirlenen muhammen bedelin ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf edenin/edenlerin bildirdiği istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak hükmün, kamu düzeni açısından doğru olmadığı, ya da gerekçe açısından yanlış/eksiklik olduğu hususlarını karar gerekçesinde açıklayarak, gerekçeye uygun şekilde ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm oluşturulması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olmayıp, sadece asıl borçlu lehine taşınmazını ipotek veren taşınmaz maliki olarak takipte yer alan şikayetçinin kendi adına kayıtlı olmayan taşınmazlara ilişkin ihalenin feshini talep etmesinde aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin kararını gerekçe hatası nedeni ile kaldırıp, uygun gerekçe ile yeniden esastan bir karar vermesi gerekirken, ilk derece mahkemesinin kararının "sonucunun doğru" olduğu gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- İhalenin feshi talebinin esastan reddi karşısında davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu-
Şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve şikayet nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmesi gerekeceğinden, o halde, mahkemece, öne sürülen tüm iddialar ayrı ayrı değerlendirilerek gerekçe oluşturulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince de, başvurunun esastan reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı-