12. HD. 15.09.2022 T. E: 8024, K: 8868
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği- Taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde satıldığı anlaşılmış olsa da, kıymet takdirine itiraz kararı ile taşınmazın değeri, müdürlükçe belirlenen değerin üzerinde tespit edilmesine rağmen, icra müdürlüğünce belirlenen değer üzerinden ihaleye çıkarılmış olup, mahkemece tespit edilen değerin, ihaleye esas alınan muhammen bedelin üzerinde olduğu ve bu durumda muhammen bedelin gerçek değerini yansıtmadığı anlaşılmakla, bu aşamada, anılan taşınmaz yönünden zarar unsurunun bulunmadığından söz edilemeyeceği-
Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için, icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesinin zorunlu olmadığı- Tapuya işlenmesinin, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşıdığı- Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için, haczin tapu siciline işlenmesi gerektiği- Satış talebinin, kanunda öngörülen süreler içinde olup olmadığını icra müdürünün re’sen gözetmesi gerektiği- Satış talebinin, sürelerden sonra olması halinde, reddedilmesi gerekeceği- Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekeceği-
İcra mahkemesi işin esasına girerek talebin reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum edeceği- Kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesinin nazara alınamayacağı-
Temyiz incelemesi aşamasında yürürlüğe giren 7343 sayılı Kanun’la değişik İİK’nun 134/5-3. maddesi gereğince, fesih gerekçeleri gözönünde bulundurulduğunda, şikayetin ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı anlaşılmakla, Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi nazara alınarak şikayetçi borçlu aleyhine hükmedilen para cezasının, ihale bedelinin % 5’ine indirilmek suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
İİK.nun 54. maddesi gereğince, tutuklu veya hükümlüler aleyhine yapılan icra takibine, mümessil tayini suretiyle devam edilebileceği, icra müdürlüğünce mümessil tayini için borçluya verilen süre içinde hiç bir takip işlemi yapılamayacağı, ihale de bir takip işlemi olduğuna göre icra müdürlüğünce İİK.nun 54.maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, takibe devam edilerek borçluya satış ilânının tebliğ edilmesinin ve satış işleminin gerçekleştirmesinin yasal olmadığı-
Borçlunun sadece kendi maliki olduğu, ..... ada ......... parsel sayılı taşınmazda kayıtlı zemin kat .... nolu bağımsız bölüm yönünden işbu şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekeceği, buna göre Bölge Adliye Mahkemesi’nce; borçlunun ihalenin feshi isteminin, ...... nolu bağımsız bölüm yönünden aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği- İstemin İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olacağından, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca şikayetçi aleyhine ... no'lu bağımsız bölüm yönünden para cezasına hükmedilmesi isabetsiz ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Temyiz incelemesi aşamasında yürürlüğe giren 7343 sayılı Kanun’la değişik İİK’nun 134/5-3. maddesi gereğince, fesih gerekçeleri gözönünde bulundurulduğunda, şikayetin ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı anlaşılmakla, Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi nazara alınarak şikayetçi borçlu aleyhine hükmedilen para cezasının, ihale bedelinin % 5’ine indirilmek suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
İhaleden sonra açılan menfi tespit davasının kabulü halinde ihalenin feshi isteminin reddi isabetliyse de, şikayetin ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı anlaşıldığından, ölçülülük ilkesi nazara alınarak şikayetçi borçlu aleyhine hükmedilen para cezasının, ihale bedelinin % 5’ine indirilmesi gerektiği-
Taşınmaz üzerine daha sonraki tarihlerde haciz konulmuş ise de ilk hacizden itibaren süresinde satış talebinde bulunulması nedeniyle ilk haczin ayakta olduğu ve hukuki kıymetini kaybetmediği, bu durumda ilk hacze dayalı olarak yapılan ihalenin yasaya uygun olduğu-