İhalesi yapılan menkullerin kıymet takdirine itiraz neticesinde, mahkemece belirlenen toplam değeri 1.308.247,14 TL iken 1.310.000 TL bedel ile ihalesinin gerçekleştirildiği, mahcuzlar ile ilgili istihkak davasının bekletici mesele yapılmasının hukuken mümkün olmadığı, bu halde ihalenin feshi isteminin zarar koşulunun oluşmaması ve hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin ve işin esasına girilmemesi nedeniyle para cezasına hükmedilmemesinin yerinde olduğu-
İstinaf başvurusunun reddine ilişkin ek karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, satış dahil hiçbir icra işleminin durmayacağından, kesin karara karşı yapılan temyiz başvurusu ihalenin yapılmasını engelleyemeyeceğinden, Bölge Adliye Mahkemesince, borçluların istinaf sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre ihale bedelinin en az muhammen bedel kadar olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği, somut olayda şikayet eden borçlunun kıymet takdirine yönelik bir iddiası bulunmadığı da gözetildiğinde muhammen bedeli 400.000,00 TL olan taşınmaz 498.000,00 TL’ye satıldığından zarar unsuru gerçekleşmemiş olup şikayetçinin ödeme emri ve satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesine dayalı olarak ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Şikayet eden borçlunun takip kesinleştikten sonra kısıtlanmış olup kıymet takdiri raporu ve satış ilanı vasiye tebliğ edildiği, taşınmazın tapu kaydında cebri satışa engel bir ihtiyati tedbir şerhi bulunmadığı, açılan davalardan verilen cebri satışa engel bir tedbir kararı da bulunmadığı, takibin durdurulması veya ödeme emrinin iptali sebebi olabilecek hususların ihalenin feshi nedeni olarak kabulü mümkün olmadığı, satıştan önce ödeme emrinin veya takibin iptali istemiyle açılan davadan verilen bir şikayetin reddi kararına karşı yapılmış istinaf başvurusu bulunmadığından İİK’nin 363/4. maddesinin uygulanma yeri bulunmadığı, taşınmazın satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu, şikayetçinin kıymet takdirine itiraz ile fesat iddiasının bulunmadığı, şikayetçinin dava konusu ihalenin feshi isteminde menfaatinin ne suretle muhtel olduğunu ispatlayamadığı, zarar unsurunun gerçekleşmediği, şikayetçinin İİK’nin 134/8. maddesi kapsamında satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi nedeni de dahil olmak üzere belirttiği tüm nedenlerden dolayı ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı-
İhale konusu taşınmazın köyde olması sebebiyle, köyde ilan edilmesinin, talep ve talibi arttırabileceğinden ve dolayısıyla taşınmazın gerçek değeri üzerinden satılması imkanını sağlayacağından tarafların menfaatine uygun olduğu, taşınmazın düşük bedelle ihale edilmiş olmasının ve ihaleye alacaklıdan başka katılan olmamasının yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu ortaya koyduğu, her ne kadar 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bazı köyler mahalleye dönüştürülmüş ise de; bu düzenlemenin taşınmazın idari yapısına ilişkin olup, taşınmazın fiilen köy vasfında olan yerde bulunduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden ve o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulması yönünden köyde ilan gerekliliğini ortadan kaldırmayacağı-
Şikayetçinin, fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı göz önünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görüldüğünden ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10'u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı-
Satış dosyasında satış ilanının ihalenin yapıldığı tarihten en az bir ay önce yapılmış olduğu, satış ilanında satış yerinin ve zamanın belirtilmiş olduğu, elektronik ortamda ilanın yapılmış olduğu, kesinleşen kıymet takdirinden itibaren 2 yıl geçmeden taşınmazın satışa çıkarıldığı, satış ilanın gün ve saatlerine uyulduğu, arttırmada ihale bedelinin muhammen bedelin %50'si ve satış ve paraların paylaştırılması giderlerini karşıladığı, hakimin resen bakması gereken kamu düzenine ilişkin hususlarda ihalenin feshini gerektirecek herhangi bir aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine davacının ihale bedellerinin %10'u oranında para cezasına mahkum edilmesi gerektiği-
İhale tarihi olan 28.08.2020 tarihi itibariyle İİK'nın 128/a-2. maddesinde öngörülen 2 yıllık süre geçmiş olup, geçerli bir kıymet takdirinin varlığından söz edilemeyeceğinden, dava konusu ihalenin bu nedenle feshine karar verilmesi gerektiği- İhalenin feshi istemi, şikayet niteliğinde olup, Medeni Usul Hukukunun davaya ilişkin kurallarının burada uygulanmayacağı- Somut olayda, takip borçlusu davacı hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığından, icra takibinin niteliği gereği, davacı tarafından ihalenin feshi istemi ile açılan davada, takip alacaklısı ve ihale alıcısının davalı taraf olarak yer alması gerektiği ancak diğer takip borçluları ile ipotek alacaklısı bankanın davalı olarak eklenmesinin doğru olmadığı-
Takip talebinin 2 nolu bendinde borçlu olarak şirket ismi yazıldığı, 5 nolu bendinde ise ipotekli taşınmaz maliki olarak ....... ve ........ yazıldığı, takip talebinin 2 nolu bendinde .......... isminin yazılmamış olması ............ hakkında usulüne uygun olarak takip başlatılmadığı sonucunu doğurmayacağı- İİK'nın 134/8. maddesinde "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesinin yer aldığı, Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, ihale bedelinin, en az muhammen bedel kadar olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği, ilk derece mahkemesi gerekçesine ve şikayete konu ihalede re'sen dikkate alınması gereken kamu düzenine aykırı bir husus bulunmamasına göre ihalenin feshi talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu-
İİK’nun 134/5. maddesinde; açıkça ve sadece “para cezası” kavramına yer verilmiş olmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hüküm kısmının 2 numaralı bendinde bu kavram yerine, tahsil ve sonuçları birbirinden farklı olan “idari para cezası” ifadesinin kullanılması hatalı olduğu gibi gerekçe gösterilmeden ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu-