Borçluların “ihale çıkarılarak satışı yapılan taşınmazlardan sadece birinin borcun önemli bölümünü karşılamış olup, kalan borcun kendilerine bildirilmesi durumunda ikinci menkulün satışına gerek kalmaksızın kendilerince karşılanabilecekleri"nden bahisle ileri sürdükleri ihalenin feshi talebinin, yasaca belirlenen fesih nedenlerinden olmadığından reddi gerekeceği-
Haciz kaydında alacaklı olarak görünen kişinin, satışa konu taşınmaz veya taşınırı ihale ile satın alması ve kendisinden önce gelen başka alacaklı bulunmaması halinde, alacağı oranında satış bedelini ödemekten kaçınabileceği (satış bedelini alacağına mahsup edebileceği) takip konusu hacizden önce konulmuş başka haciz bulunması halinde ileride sıra cetveli yapılması gerekeceğinden, mahkemenin "rüçhanlı alacakları karşılamadığı" gerekçesiyle "ihalenin feshi" yönünde karar tesis edemeyeceği-
İhalede ikinci en yüksek peyi süren kişilerin, ihale bedelinin yatırılmaması üzerine kendilerine teklifi edilen alım hakkına cevap bile vermemelerine rağmen, ikinci ihalede çok düşük bedelle satılanı almalarının, ihaleye fesadın göstergesi olup, ihalenin feshini gerektireceği-
İpotekli takiplerde, takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz
konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerektiği, şu hale göre ipotek
veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşı olduğu, bu husus
mahkemece re'sen gözönünde bulundurulacağı- İpotekli taşınmaz maliki 3.kişi şikayetçi
hakkında yapılmış bir takip bulunmadığına göre takibe devam edilmesi ve hakkında
takip olmayan 3.kişiye ait taşınmazın satışı mümkün olmadığından, yapılan ihale de yok
hükmünde olduğu-
İcra marifetiyle yapılan satışlardan, satış bedelinin tüm icra masraflarını değil sadece paraya çevirme (keşif ve bilirkişi masrafları da dahil) ve paylaştırma giderlerini de geçmesi gerekeceğinden, mahkemece bu husus re’sen dikkate alınarak ihalelerin feshi konusundaki talebin değerlendirilmesi gerekeceği-
İhalenin icra müdürünce, İİK. mad. 133’e göre bozulmuş olmasının, icra mahkemesinde İİK. mad. 134’e göre görülmekte olan "ihalenin bozulması" davasına etkili olmayacağı ve bu durumda icra mahkemesince "konusu kalmadığı"ndan bahisle, "ihalenin feshi isteminin reddine" karar verilemeyeceği-
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğunda, çelişkinin giderilmesi için -önceki kararla bağlı olunmadan- yeni bir karar verilmesi gerekeceği-