Şikayetçi aynı taşınmazlar üzerinde kendi yaptığı takipten dolayı haciz koyduran alacaklı olup tapudaki ilgili sıfatıyla ihalenin feshi isteminde bulunmuş olduğu, ancak her ne kadar taşınmazların tapu kaydında şikayetçi lehine haciz şerhi var ise de, ihale tarihinden önce İİK'nun 106-110. maddeleri uyarınca yasal sürede satış istenmediği ve haczin düştüğünün anlaşıldığı-Bu durumda şikayetçinin ihale tarihinden önce taşınmazlar üzerinde haczi bulunmadığından ve tapu kaydında haciz şerhinin yazılı bulunması kendisine hak bahşetmeyeceğinden istemin İİK'nun 134/2. maddesi gereğince aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekeceği
İcra yoluyla yapılan satışlarda verginin mükellefinin satışı gerçekleştiren icra daireleri olduğu-
İİK'nun 134. maddesine dayanarak yapılan ihalenin feshi istemi, şikayet niteliğinde olup Medeni Usul Hukuku'nun davaya ilişkin kurallarının burada uygulanmayacağı, bu nedenle, hasmın hiç gösterilmemiş olmasının ya da yanlış gösterilmesinin ihalenin feshi şikayetinin reddini gerektirmeyeceği-
Yargılamanın sonuçlandırılması için masraf gerekmediği halde, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olmayan yasa hükmüne dayalı olarak gider avansı yatırılması için süre verilerek bu gereklilik yerine getirilmediği gerekçesiyle sonuca gidilmesinin aşırı şekilcilik olup hak kaybına yol açacağı-
Katılanın, sanığın oğlunun borcu nedeniyle icra müdürlüğünün açtığı ihale yoluyla satın aldığı evde oturan sanığa, evi 6 ay içerisinde boşaltması hususunda katılan tarafından noterden ihtarname gönderildiği, sanığın evi boşaltırken bahçe kapıları, bina giriş ve oda kapıları ile kömürlüğün kapı ve penceresini sökerek götürdüğünün anlaşılması karşısında, zilyedin rızası dışında evin mütemmim cüzlerini götürmekten ibaret eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğu-
İhalenin feshini isteyebilecek ilgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edileceği- Ayrıca satış ilanı tebliğ edilmemiş ise şikayet müddetinin ıttıla tarihinden başlayacağı-
İİK.nun 134/2.maddesinde "ihale feshini sadece satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey vermek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin" talep edebileceğinin düzenlendiği, dosya kapsamına göre borçlu şirketi münferiden temsile yetkili olan kişinin ihale tarihinden önce vefat ettiğinin ve şirkete yeni bir müdür ve temsilcinin atanmadığının sabit olduğu, şirketin diğer ortağı olan şikayetçi şirketi temsil yetkisi olmadığından bu davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, kaldı ki şikayetçi tarafından (işbu davayı açabilmek amacıyla) borçlu şirket adına kayyum tayini davası açıldığı, ancak Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı ile "...kayyum tayini istenen şirketin yasal hasım gösterilmediği, gerekçesiyle hasımsız açılan bu davanın (usulden) reddedildiğinin görüldüğü, bu durumda mahkemece şikayetçi tarafından borçlu şirkete kayyum tayinine dair davanın sonucu beklenmesi gerekiyorsa yeniden süre verilmesinin ve oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerektiği-
İpotekli takiplerde, takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerektiği, şu hale göre ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşı olduğu, bu husus mahkemece re'sen gözönünde bulundurulacağı- İpotekli taşınmaz maliki 3.kişi şikayetçi hakkında yapılmış bir takip bulunmadığına göre takibe devam edilmesi ve hakkında takip olmayan 3.kişiye ait taşınmazın satışı mümkün olmadığından, yapılan ihale de yok hükmündedir.
K. takdirine yönelik şikayetler hakkında icra mahkemelerince verilecek kararların kesin nitelikte olmasına karşın, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekeceği-
7 günlük şikayet süresinin son günü tarihi, resmi tatil olan R. B.ına; 11.09.2010 ve 12.09.2010 tarihleri ise resmi tatil olan cumartesi ve pazar günlerine rastladığı için şikayet süresinin, tatili takip eden ilk iş günü tarihinde biteceğinden söz konusu bu son tarihte yapılmış olan şikayetin süresinde olduğu-