İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmünün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re'sen uygulanması gerekeceği, Hukuk Genel Kurulu'nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 esas sayılı kararında da benimsendiği üzere kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
İİK mad. 134 hükmüne göre, alacaklı ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmesi hâlinde satış bedelini derhal veya verilen süre içinde nakden ödemek zorunda değil ise de icra takibine konu ipotek alacağının üst sınır ipoteği olup, davacının talep edebileceği miktarın üst sınırını göstermesi ve alacaklının her durumda ihale bedel farkını yatırmak zorunda olmasının (dosya alacağının 250.000,00TL ile sınırlandırıldığı, ipotekli taşınmazı ihalede alacağa mahsuben 330.000,00TL bedelle alacaklının aldığı bu durumda 80.000,00 TL fark bulunduğu) yanında, taşınmaz üzerinde ipotek alacaklısının alacağından önce gelen bir haciz ve ipotek alacağının bulunmaması dolayısıyla icra müdürü tarafından sıra cetveli yapılmasının gerekmemesi ve icra müdürünün ihale tutanağında alacaklıya ihale bedelini yatırması için bir süre vermediği hususları birlikte değerlendirildiğinde, İİK mad. 130 uyarınca ihale alıcısının ihale bedelini derhal yatırması gerektiği-
Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde tebligatların usulüne uygun şekilde yapılmadığını iddia etmiş ise de, hangi tebligatın usulüne uygun olmadığını belirtmediği gibi kendisine mi yoksa diğer ilgililere yapılan tebligatın mı usulsüz olduğunu da açıkça yazmadığı, yalnızca kendisine yapılan usulsüzlüğü ileri sürebileceği ve bunu ileri sürerken de hangi işlemin usulsüz olduğunu açıkça belirtmesi gerektiği, mahkemece bu husus gözetilmeksizin şikayet eden borçluya çıkarılan satış ilanı tebligatlarının usulsüzlüğünden bahisle ihalenin feshine karar verildiği görülmekle, tebligat usulsüzlüğü hususundaki itirazın açıkça yapılmadığı bir dilekçeye dayalı olarak mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İstinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden; işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereği, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ekonomik bütünlük arzeden taşınmazların birlikte satılmasının zorunlu olduğu- Satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı- 2 yıllık sürenin başlangıcının bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu-
Davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verileceği-
Şikayet dilekçesinde de yer almadığı halde satışı yapılan taşınmaz hissesi için alacaklının daha önce açmış bulunduğu tasarrufun iptali davası sonucunda verilen kararın ihale tarihinden önce Yargıtay tarafından bozulduğu hususunun fesih sebebi olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu-
Bölge adliye mahkemesince, borçlunun kıymet takdiri şikayetinin süresinde olup olmadığı araştırılarak yasal yedi günlük sürede kıymet takdirine şikayet edilmiş olduğunun tespiti halinde; fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin iddia hakkında, konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle, (icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdirinde ihale konusu taşınmazın değerinin belirlendiği tarih esas alınarak) şikayete konu taşınmazın bedeline ilişkin bilirkişi raporu alınması, bilirkişi tarafından tespit edilen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı denetlenip mahkemece doğru olduğuna kanaat getirilmesi halinde, tespit edilen bu bedelin ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, Kanun'un olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından istinaf isteminin kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, yeniden esas hakkında karar verilmeksizin, ilk derece mahkemesince hükmedilmeyen para cezasının hükme eklenerek düzeltilmesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesi hükmüne aykırı olduğu-
Şikayetçinin icra takibinde borçlu sıfatını haiz olup, 190.000 TL muhammen bedelli ihale konusu taşınmazın, 160.000 TL'ye ihale edildiği, dolayısıyla zarar unsurunun da gerçekleştiği ve ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince, ihalenin feshi isteminin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-