İhalenin feshi şikayetinin temyiz incelemesinin murafaalı yapılamayacağı- Şikayetçi şirket yönünden satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediği görüldüğünden, mahkemece, bu konuda  bir karar verilmemesi isabetsiz olup, şikayetçilerden yalnızca  diğer şikayetçiye satış ilanı usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Ortaklığın giderilmesi kararına dayalı olarak yapılan satışlara ilişkin ihalenin feshi davalarında, alıcı ile birlikte hissedarların tamamının hasım olarak gösterilmeleri gerekeceği-
Tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespitinin büyük önem taşıdığı- Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunduğundan, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, bu nedenle mahkemece tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği- Dava dışı bir kişi tarafından ihalenin feshi davası reddedilmiş olup mhkemece ikinci el konumundaki davalının iyiniyetli olup olmadığının bir başka ifadeyle TMK'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yaralanıp yararlanamayacağının araştırılarak değerlendirilmesi, davalı şirketin iyiniyetli olduğunun tespit edilmesi halinde davacının tazminat isteğininde bulunduğu gözetilerek tazminat isteği yönünden yapılan temliklerin incelenmesi, nitelikli dolandırıcılık eylemi ceza dosyası ile sabit davalı ile diğer davalılar arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi gerektiği-
İhalenin feshine ilişkin dava dilekçesinde ileri sürülen iddialara ilişkin delillerin tamamı dava dosyası ve ilgili icra dosyası içerisinde mevcut olmakla; Bölge Adliye Mahkemesince dava dilekçesinde iddia edilen hususlar ve kamu düzenine ilişkin re'sen incelenmesi gereken hususlar hakkında dava dosyası ve icra dosyasındaki deliller değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, iade yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu- Bölge Adliye Mahkemesince "ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın reddine" dair hüküm kurulduktan sonra, çelişkili olarak,  "...dava dilekçesinde ileri sürülen bir takım hususların değerlendirilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine..." karar verilmesinin de hatalı olduğu- 
Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetçinin istinaf talebi kısmen kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiğine göre, şikayetin esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak nitelikte hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetçi tarafından fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazları, konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek, taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bölge adliye mahkemesince ihalenin feshine karar verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Tebliğ işlemi, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğden haberdar olmuş ise, tebliğ işlemi geçersiz olmayıp muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarihin, tebliğ tarihi kabul edileceği- İhalenin feshi talebinde bulunan şikayetçi borçlunun vekili tarafından, ihale tarihinden önce menfi tespit davası açıldığı ve icra takibinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, satışın durdurulmasına karar verilmesinin istendiği, anlaşıldığından, şikayetçi borçlunun vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işlemi usulsüz olsa da, şikayetçi borçlunun satıştan makul süre önce satışı öğrendiğinin kabulü gerektiğinden borçlunun vekiline, satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun yapılmaması nedeni ile ihalenin feshine karar verilemeyeceği-
Şikayetçinin süresinde, süre tutum dilekçesi vererek istinaf isteminde bulunması ancak gerekçeli kararın tebliğine rağmen yasal 10 günlük süre içerisinde gerekçeli istinaf dilekçesi sunmaması halinde, kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılması gerektiği-
Mahkemece, şikayete konu muhtıranın, haricen ödendiği ileri sürülen ve ihale bedelleri toplamını içeren kısımları yönünden iptal edilerek; icra müdürlüğünce yapılan tahsilatlar yönünden ise, takibin sadece borçlulardan biri için iptal edildiği ve diğer borçlular açısından devam ettiği dikkate alınarak, adı geçen borçlu adına yapılan ve İİK'nın 361. maddesi kapsamında iadesi istenebilecek tahsilatların tespiti için gerektiğinde bilirkişiye de başvurulmak sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi istemi, HMK'nin 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava olmadığına göre, ihalenin feshi davalarında davayı kabul mümkün olup, kabulün hukuki sonuç doğurması için borçlu tarafından yapılan şikayette hem alacaklı hem de ihale alıcısının davayı kabul etmesi gerekeceği-