İİK'nın 94/2. maddesi uyarınca, alacaklı, borçlunun iktisap eyleyipte henüz tapu siciline tescil ettirilmeyen mülkiyet ve diğer ayni haklarını onun namına tescilini isteyebileceği-
12. HD. 22.01.2013 T. E: 2012/25968, K: 1452-
Davacı alacaklı tarafından tescili istenen taşınmazların, 5747 sayılı Yasa gereğince davalı-borçlu belediyeye intikali yasa gereği zorunlu ise de, söz konusu tescil işleminin davanın açıldığı tarihte ve yargılama sırasında dahi gerçekleşmediği bir vakıa olduğu, bu nedenle davacı alacaklının dava açmakta, alacağının tahsilini sağlamak bakımından hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Sözleşmede arsa sahibi tarafından, yüklenicinin hak ettiği ve üçüncü kişilere satış vaadinde bulunduğu dairelerin tapusunun verileceği kabul edildiğine göre, mahkemece mahallinde bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak bu bloktan yüklenicinin hak ettiği, ancak üçüncü kişilere devretmediği daire bulunup bulunmadığı, diğer bloklar tamamlanmışsa tescil koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda bilirkişiden açıklamalı gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Davanın, İİK’nun 94. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, davacı vekili dava dilekçesinde, muvazaa hukuksal nedenine dayanarak, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenici tarafından yerine getirildiğini ancak sözleşmenin davalılarca muvazaalı olarak feshedilerek arsa maliki ile yüklenicinin yanında çalışan kişi arasında muvazaalı sözleşme yapılıp müvekkilinin tahsilatının engellendiğini ileri sürmesine rağmen, mahkemece muvazaalı işlem bulunup bulunmadığı konusunda yeterli inceleme yapılmadığı, bu nedenle, davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile fesih sonrası arsa maliki ile dava dışı kişiler arasında düzenlenen sözleşmeler birlikte incelenerek gerekirse konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle, sonraki sözleşmelerde belirlenen imalat seviyesi ve yapılacak imalat miktarı dikkate alındığında fesih tarihinde inşaatın hangi seviyede olduğunun belirlenmesi, belirlenecek seviyeye göre yüklenicinin alması gereken daireleri alıp almadığı, davalı arsa malikinin savunmaları dikkate alındığında sonraki sözleşmelerle belirlenen miktardaki imalat için savunmada belirtilen miktarda daire verilmesinin yerinde olup olmadığı, tanık beyanları da değerlendirilerek muvazaanın bulunup bulunmadığı belirlenip oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda intifa hakkının hak sahibince şahsen kullanılması gerektiğine yönelik sözleşmede hüküm bulunmadığı gibi durum ve koşullardan hak sahibince şahsen kullanılması gerektiği- İntifa hakkı, şahsa bağlı olmadığından haczedilmesinde bir usulsüzlük olmadığı, ücretlerde olduğu gibi intifa hakkının kısmen haczi caiz olduğundan, mahkemece, intifa hakkının 3/4'lük bölümü üzerine konulan haczin kaldırılması ile yetinilmesi gerekeceği-
Davanın İİK'nın 94. maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu, davacı alacaklının, dava dışı borçlunun hakettiğini ileri sürdüğü ve 27.05.2010 tarihli yetki belgesinde gösterilen 6 no'lu dairenin borçlu adına tescili için, borçlunun 20.12.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği akidi olan arsa sahibi davalı aleyhine eldeki davayı açmış bulunduğu, hal böyle olunca, bu davanın görülebilmesi için adına tescil istenen yüklenicinin de bu davada taraf olarak yer almasında zorunluluğun bulunduğu-
Geçici ilmühaberler hisse senedi yerine geçtiğinden ve geçici ilmühaberin çıkarıldığı ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğinden icra müdürlüğünce İİK.’nun 88. maddesi uyarınca haciz işleminin yapılması gerekirken, haczin, aynı Kanunun 94. maddesine göre şirket pay defterindeki ortağa ait payın haczi şeklinde gerçekleştirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece; sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiği ve 7 ile 8 nolu bağımsız bölümlerin davalı arsa sahiplerine verilmesiyle yüklenicinin imalat alacağı da kalmadığının anlaşıldığı, İİK'nun 94. maddesi gereğince tapu iptali davası açmaya hakkı olan davacının tapunun verilemeyecek durumda olması nedeniyle borçlu yüklenicinin diğer davalılardan doğan alacağına ilişkin alacak davası açmasının mümkün olduğu ancak böyle bir davanın görülebilmesi için ortada bir alacağının mevcut olması gerektiği, oysa davalıların 30.09.2006 tarihli ibranameyle de birbirlerini ibra ettiklerinden davanın reddinin gerekeceği-
Mahkemece; davalılar arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre inşaatın % 98 oranında tamamlanmış ve iskana hazır hale getirilmiş olması nedeniyle, yüklenici kooperatifin bağımsız bölümün tapusunu almaya hak kazandığı sonucuna varılarak, davanın kabulü ile dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davalı kooperatif adına tesciline karar verilmesinin gerekeceği-