Alacaklının İİK'nın 94. maddesi uyarınca yükleniciye ait bağımsız bölümlerin yüklenici adına tescili için dava açabilmesinin icra müdürlüğü'nden alacağı yetki belgesine bağlı olduğu-
Davanın, İİK’nun 94. maddesine dayalı yetki belgesi ile açıldığı, Avukatlık Yasası'nın 38/b maddesine göre, avukatın; “aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa” teklifi reddetmek zorunluğunda olduğu, bu zorunluluğun, avukatların ortaklarını ve yanlarında çalıştırdıkları avukatları da kapsayacağı-
Alacaklının, İİK.'nun 94/II mad. uyarınca icra dairesinden yetki belgesi alarak, borçlunun adına tescil ettirmediği taşınmazın, borçlu adına tescili için mahkemede tescil davası açabileceği; ancak davalı (borçlu) yüklenici ile diğer davalılar arsa sahipleri arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin mahkemece feshine karar verilip bu kararın kesinleşmiş olması halinde, davalı (borçlu) ile diğer davalılar hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının, İİK.'nun 94/II mad. uyarınca icra dairesinden yetki belgesi alarak, borçlunun adına tescil ettirmediği taşınmazın, borçlu adına tescili için -tescilsiz iktisap (TMK 705) halleri dışında- mahkemede tescil davası açabileceği-
Arsa sahibi ile yüklenici arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince dava edilen 2 ve 9 no’lu dairelerin yükleniciye bırakıldığı, yüklenicinin edimini ifası halinde bu dairelerin kendisine ait olacağı, mahkemece, dava konusu dairelerin dava tarihi itibariyle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan arsa sahipleri adına kayıtlı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; kararın eksik incelemeye dayalı olduğu, davalılardan E.K. ve A.Ç'ın dava konusu dairelerin yüklenici tarafından kendilerine satıldığını, yüklenicinin eksik bıraktığı işleri kendilerinin tamamladığını, bu nedenle tapuda arsa sahiplerinden devir aldıklarını savundukları, davacının ise bu kişiler hakkındaki davasının muvazaa iddiasına dayandığının anlaşıldığı, davacı bu konuda tanık deliline dayanmış olup, muvazaa iddiasının tanıkla ispatı mümkün bulunduğundan davacıya tanıklarının isim ve adreslerini bildirmesi için süre verilerek, bildirmesi halinde bu tanıklar dinlenerek ve dosyada bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davanın, İİK'nun 94/2 maddesine dayalı tescil istemine ilişkin olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 420'nci (6100 sayılı HMK 328'nci) maddesi hükmüne göre müdahilin, davaya katıldığı günden sonra katlandığı giderleri isteme hakkı bulunduğu, ancak HUMK'nun 57'nci (HMK 69'ncu madde) maddesi gereği, hüküm, taraflar adına verildiğinden, müdahil lehine veya aleyhine karar verilmesinin mümkün olmadığı-
Davacı bankanın alacaklı olduğu dava dışı yüklenici firmanın iflasına karar verildiği ve Antalya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2006/10202 sayılı dosyası ile tasfiye işlemlerinin yapıldığı, İİK'nun 183. maddesi uyarınca dava dışı müflis yüklenici firma hakkındaki tüm takiplerin düştüğü, İİK'nu 194/2. maddesi uyarınca da alınan yetkinin geçerliliğinin kalmadığı, ayrıca müvekkilleri ile dava dışı müflis firma arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye dönük olarak fesh edildiği ve taraflar arasında ibraname düzenlendiği, davacının sözleşmenin tarafı olmayıp, sebepsiz zenginleşme iddiasını ileri süremeyeceği ve bu iddia zamanaşımına uğradığından, davanın reddi gerekeceği-
İK’. mad. 94'den kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, davacılar davalılar arasındaki sözleşmenin tarafı olmayıp, mahkemece, yüklenici ve arsa maliki davalılar arasındaki kat karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin mahkeme kararıyla feshedilmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de, Mahkemece, konusunda uzman bilirkişi kurulu oluşturularak sözleşmenin feshi tarihi itibariyle inşaatın seviyesi belirlenmeli, sözleşme feshedilmiş olsa bile, bu tarihten sonra yüklenicinin eylemli olarak inşaatın yapımına devam edip etmediği değerlendirilerek yüklenici ile arsa malikleri arasındaki sözleşme hükümlerine göre yüklenicinin inşaatı getirmiş olduğu seviye itibariyle yüklenicinin kaç dairenin tesciline hak kazandığı, hak kazanılan dairelerden ne kadarının daha önce yükleniciye verildiği, yüklenicinin, dava konusu bağımsız bölümleri hak edip etmediği ve davacı alacaklıların alacak miktarları belirlenerek, alacağın kaç bağımsız bölümün tesciliyle tahsil edilebileceği konularında bilirkişi raporu alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-